4

1.6K 77 247
                                    

Sanzu hikayesi yazsam okur musunuz?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sanzu hikayesi yazsam okur musunuz?

/

"Reiko, buraya gel." Koltukta uyumaya çalışıyordum. Ahh cidden onun yüzü çok karizmatik ama hiç görmek istemiyorum. "Reiko!" "G-geliyorum!"

Odaya girdiğimde Rin de ordaydı Ran'ın yatağında uzanıyordu. "Yatak küçük ya koltuğu mu açsak." Ne dediğini anlayamadım ama üstüne düşünmek istemeyecek kadar uykuluydum. İkisinin arasında karton bi poşet vardı Ran parmağıyla poşeti gösterdi. "Sana aldık." "Ha? Hediye mi?" Ran gözlerini kapayarak gülümsedi "Evet." Nerden esti kafalarını hiç bilmiyorum. Ne zamandır hediyeleşecek kadar iyi bir ilişkimiz var? Elimi içine attım. Bi kaç parça vardı. Birini çıkarttım "Ha... çember kedi kulaklı." Tuhaf fantazilerileriyle göz zevki oluşturmak için beni kullanıyordu aptallar. Tek istediğim şey ordan hızlıca sıvışıp uyumaktı. "Çok hoş kaliteli duruyor." Başıma taktım. Rin kıkır kıkır gülüyordu.

Kulaklar beyazdı ve gerçekten tüylüydü. Elimi bi daha poşete attım. "Ah...kedili....eldiven." istemesem de belli etmiştim memnuniyetsizliğimi yine de giyip ellerimi kaldırdım. "İyi mi?" "On numara." "Bu suratsızlığına rağmen seni iyi gösteriyor Reiko." Rin bile farketmişti. "Şeyy sadece çok uykum var." "Açılır merak etme." Başta onu anlayamadım ama elimi geri çıkartmamla uyku falan kalmadı. "K-k-kuyruk. Dildolu kuyruk." İkisinin de gözlerine baktım. Kendimi tilkiye yakalanan tavşan kadar korkmuş hissediyodum. Yavaşça poşete bıraktım 

"Yo-yok. Ben, ben yatayım artık. Kalkmamla beraber Ran'ın kolumdan çekip oturtması bir oldu. Rindou yataktan kalkıp karton poşeti ters çevirdi. "Bak bir sürü şey var daha." Tasma, kelepçe, kayganlaştırıcı, kondom, vibaratör bile vardı. Tamam ikisi de uzun, kaslı, karizmatik ve yakışıklıydı ama...bir şey biliyorsam ikisinin de acımasız olduğuydu. Rin birden arkamdan sarıldı "Tuttum." "He?" Ben ne olduğunu anlamadan kendimi kelepçelenmiş buldum."Abi~ kıyafetlerini çıkartmalıydık ilk önce şimdi nasıl çıkaracağız!"

"YA! Saçmalamayı bırakın ben gideceğim." Ayağa kalkmaya çalıştım ama bi gram bile oynamadım. Doğru ya Rin'in kollları belime sarılıydı. "Rin bırak-" daha fazla bağracaktım ama birden Ran saçımı kökünden avuçlayıp kendine çevirdi "Ne bağrıyon lan? Yemeğini, suyunu verip bi köşede besleyecek miydik seni? Her şeyin bir bedeli olur." Çenemi sıkıyordu. Gözlerim doldu. Haklıydı. Hiç bir faydam yoktu. Ama...orospu gibi bedenimi kullanarak bedel ödemek zorunda mıydım? Daha az önce hayatta kalmaktan falan bahsediyordum. Bedeli bu muydu gerçekten? 

Bedelini ödemeye hiç hazır değildim. Yataktan tasmayı aldı. Dediklerinden sonra ne itiraz edebildim ne de ağzımı açabildim. Boynuma bağlayıp ziline vurdu. Tıngırdama sesiyle hafifçe güldü. "Bitti." Rin kafasını çevirip ona baktı. "Tanrım abi şuna bak! Ağlarken daha tatlı."

O ana kadar her şey idare ederdi bazen güzel zaman geçirdiğimizi bile düşünürdüm. O kadar gülümsedikten sonra nasıl bu kadar şerefsiz olabiliyorlardı?

Haitani'lerin Yeni OyuncağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin