10

424 76 34
                                    

tendou
yarın antrenman maçınız var öyle değil mi, wakatoshi-kun?

wakatoshi-kun
evet.
orada olamayacağın için üzgünüm doğrusu.
sen olsaydın daha iyi oynayabilirdim belki de.

tendou
okuldan kaçta çıkacaksınız?

wakatoshi-kun
birinci dersten sonra

tendou
anladım
lütfen oradaymışım, sana destek oluyormuşum gibi hisset.
buradan seni destekleyeceğim <3

wakatoshi-kun
teşekkür ederim tendou.
en iyimle oynayacağım, söz veriyorum

tendou
buna şüphem yok ^-^
şimdi yat hadi, sabaha dinlenmiş bir şekilde uyanmalısın <3

wakatoshi-kun
iyi geceler

tendou
sana daaa

-

"o kurabiyeler kime, tendou?" sınıf arkadaşım aki yanıma gelip de elini kurabiyelere uzattığında kutuyu ondan uzaklaştırdım. "bir tane versen ölür müsün be?"

"voleybol takımına motivasyon olması için aldım onları. sayılı, veremem yani. kusura bakma." aslında almamış, bizzat kendi ellerimle yapmıştım. ama bunu bilmesine gerek yoktu. dalga geçerdi bilseydi. onu tanıyordum."

"tendou-kun," camdan dışarıyı seyreden kenshi'ye baktım. "voleybol takımı gidiyor bu arada, haberin olsun."

"ne?" hızla ayaklanıp cama yaklaştım. gerçekten de otobüse doğru ilerliyorlardı. hızla sıramdaki kurabiye kutusunu alıp sınıftan çıktım. zil çoktan çalmıştı ve o sırada koridorda olan nöbetçi öğretmen bana seslenmişti ama onu duymazlıktan geldim. bu kurabiyeleri kesinlikle ulaştırmalıydım ona.

bahçeye çıktığımda doğruca otobüse ilerledim. nefesimi tutup arka kapıdan bindim ve orada oturan birine ushijima'yı sordum. 

"daha binmedi onlar-" cümlesini bitirmesii beklemeden otobüsten inip spor salonuna doğru koştum. ben salona ulaşmışken ushijima birkaç kişi ile birlikte oradan çıktı.

"heeey, tendou." semi beni görünce elini kaldırıp salladı. 

tebessüm edip ben de el salladım ona. 

"siz gidin. ben birkaç dakikaya geliyorum." ushijima onları gönderdiğinde yalnız kaldık. istemsizce arkama aldığım saklama kabını çıkarıp ona uzattım. kaşları havalandı ve hafifçe gülümsedi.

"sabahın erken saatleri olduğu için kahvaltı yapmamışsınızdır diye düşündüm ve bu atıştırmalıkları hazırladım. herkes için bir tane." boğazımı temizledim ve başka bir yere baktım. "senin için iki tane ama. hakkını kimseye verme. tamam mı?"

"teşekkür ederim tendou." kaptan bir tane alıp ağzına attı ve acelesizce çiğnedi. beğenip beğenmediğini anlamak için gözlerine bakarken suratı aniden asıldı. endişeyle ona baktım. sevmemiş miydi? annem çok güzel olduklarını söylemişti. yoksa içinde sevmediği bir şey mi kullanmıştım? çikolataya alerjisi olabilir miydi? maçta benim yüzümden oynayamazdı eğer fenalaşırsa!

"şimdi ben, bu kurabiyeleri diğerleriyle mi paylaşacağım yani?" gözlerimi kırpıştırıp söylediği şeyi anlamaya çalıştım. "sadece ben yesem?"

yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirdim. öyle ki gözlerim onu göremeyeceğim kadar kısılmıştı. "sonra sana bir sürü yaparım. kazanın, olur mu?" elimi kaldırıp da serçe parmağımı ona uzattığımda o da gülümsedi benim gibi. boştaki elini kaldırıp serçe parmağını benimkine doladı. "mutlaka kazanacağız, merak etme."

not defteri # ushitenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin