Artık sezonun açılmasıyla sitedeki evler tek tek doluyordu haliyle daha çok insan dolmuştu site ve bu arada biz Eceyle her akşam dışarıdayız arada bir Şimali görüyoruz yanında onların siteden kankileri var (bu arada site diyip duruyorum sürekli gidenler bilir Enez'de evlerin hepsi site içinde yani en azından bizim kaldığımız kısımda hepsi sitedeydi) oda bizi görüyor tabi iyi akşamlar deyip geçiyoruz yine böyle bir akşam yemek yedikten hemen hemen bir saat sonra dışarı çıktık Ece ben ve Yiğit.
Gezdik dondurma aldık Yiğit'e Ece'nin de bademciklerini aldırmış olduğu için dondurmayı pek fazla yiyemiyormuş bende ona eşlik edip yemedim dondurmayı. Aslında baktığınız zaman gezilecek iki sokak var birisinde çarşı kurulmuş diğerinde dondurmacılar var. Böyle sürekli iki sokakta gezmekten tükendim resmen ama yapacak bir şey yoktu benim için. Tabi bunları söylerken yaşayacaklarımdan haberim yoktu.
Yiğit abla hadi cips alalım diye bizi siteye geri götürdü. Yolda giderken ya burası çok sıkıcı değil mi hiç tanıdığım kimse yok diye söylene söylene yürüdüm sitenin önüne geldiğimizde bir sürü çocuk dolu bizde tam girmek istemedik açıkçası ama Yiğit durur mu ben söyliyeyim durmaz. Ablaaaaağ diye bağırdı bizde bir şey var sanıp koştuk yanına meğerse korkmuş yanına gidelim diye çağırmış neyse Yiğit cipsi aldı geldi tekrar çarşıya çıkıcaz çocuklardan birisi Taylan diye seslendi (tabi o arada soy isminide söyledi) kafamı çevirip baktığımda şoklar içerisinde kaldım Ece benim bu garip ifademi anlamış olacak ki;
Ezgi iyi misin ne oluyor? dedi ortamdan uzaklaşınca Ece bu çocuk benim eski erkek arkadaşım İstanbul'da aynı yerde oturuyoruz dedim ve tabii ki Ece buna inanmadı.
Bence haklı da kim inanırdı ki? Daha az önce kimseyi tanımıyorum diye yakınırken köşeyi döndükten sonra Taylan'ı görmüş olmamız nasıl bir tesadüftü ki?
Ben hala Taylan'ı görmenin şokunu atlatamazken, acaba gerçek miydi diye düşünürken mesaj atayım belki değildi ben öyle duymak istedim dedim ve mesajı attım. Sen miydin ya o? Hemen ardından mesaj geldi Evet benim o :) yazmıştı bunu görünce telefonu Eceye sokmak istemiş olabilirim ama bu sadece heyecan yapmış olmaktan kaynaklı bir durumdu yoksa ben Eceyi çok severim. Şoku üzerimden atmak üzere çarşıya doğru çıkmaya başladık Yiğit'in elinde cips kimseye gram elletmiyor en büyük boylarından bir de. Bütün çarşıyı dolaştık Yiğit'in cipsi hala bitmedi abla ben bunu yiyemiyorum dedi bende yerim umuduyla elimi cipsin içine attım bomboştu buda Yiğit'in bana yapmış olduğu bir şakaydı herhalde bunun üzerine cips paketini koyacak yer bulamayınca bende park edilmiş arabanın birinin sileceklerinin arasına koydum. Aslında bu hareketim o kadar da komik değildi ama nedense biz gülme krizine girdik öyle bir gülüyoruz ki Ece kendini kaybetti bir ara yerlere yattığını hatırlıyorum, bende bir arabanın önüne kafamı koydum gülüyorum. Kafamı kaldırdığımda ki manzaraya daha çok güldüğümüzden eminim arabanın içerisinde bir adam bize bakıp gülüyor sanırım arabanın önünde eğilip gülmek iyi bir fikir değildi. Bu gülüşmeler esasında Yiğit'i gözden kaçırdığımı fark ettim Yiğit diye seslendiğimde bir başka sesin bana efendim dediğini duydum Baktığımda bu çocuğun Yiğit olmadığını fark ettim. Sen değilsin be çekil şuradan dedim telaşlı halimi anlamış olacak ki cevap vermedi biraz daha ilerlediğimde Yiğit arabanın arka tarafında oturmuş hala gülüyordu ne yalan söyliyeyim arada bir kavga ediyoruz hatta arada bir demek yanlış olurdu biz her dakika kavga ediyorduk ama bir anda bulamayınca kalbime indiğide bir gerçekti. Bu günlük bu kadar eğlence yeter artık eve gitmeliyiz saat on bir buçuk olmuş dedim ama Eceyle, Yiğit bunu kabul etmedi. Abla bir kez daha çarşıyı turlasak olmaz mııı? dedi Yiğit. Tamam dedim ama sadece bir tur. Yine aynı güzergahta ilerliyoruz birlikte kitapçımız da açılmış olduğunu gördük koşarak oraya gittik. Kitaplara bakıyorduk son paralarımızıda dondurma, cips tarzı şeylere verdiğimizden kitapları yarın alacaktık bende durmayalım o zaman burada haydi Yiğit gel buraya diye bağırdım ve bunun üzerine yine aynı çocuk efendim dedi beni gördükten sonra yine mi siz ya dedi. Bizde sadece gülüp oradan uzaklaştık artık siteye dönecektik ben evde uzanıp çekirdek kola yapacağımı zannederken bakın ne oldu;
İki tane motorlu çocuk geçti önümüzden aldırmadık hala yürümeye devam ettik daha sonra birisinin bize yaklaştığını gördük.
Selam çekinmene gerek yok sadece bir şey soracağım dedi. Ben de tabi ki sorabilirsin ne oldu? Dedim.
Bak çarşıda Yiğit diye seslendiğin çocuğun arkadaşıyım ben seninle tanışmak istiyormuş numaranı verir misin? Der demez Yiğit ve Ece'nin gülüşmelerini duydum. Bunun üzerine numaramı veremeyeceği mi ama sen bana numaranı ver ben istersem mesaj atarım dedim. Ne yalan söyleyeyim Yiğit denilen çocuktan daha yakışıklıydı ya da karanlıktan bana öyle geliyordu. Bunun üzerine tamam dedi tam gidiyordu ki senin ismin ne diye sordum Atakan dedi. Peki Atakan görüşürüz dedim ve siteye doğru gitmeye başladık.