Yaralar ve sahipleri. Yaranın sahibi kimdir aslında. O yarayı oluşturan mı yoksa o yarayla yaşamaya mahkum olan mı? Düşünceler zihnimi kemiriyordu. Günden güne kendimi daha da yorgun hissediyordum. Sanki içimde benden beslenen bir canavar vardı. Artık tüm kararları canavar verecekti ve ben de kendi benliğime tutsak olacaktım. O günün gelmesinden çok korkuyordum. O oda da korktuğum kadar korkuyordum şimdi kendimden. Elimde ki kalemin mürekkebi bileğime kadar akmışken gülümsüyordum defterin son geldiğim sayfasına. Bu kadar kolay mıydı her şey? Gözlerim kısılırken tebessüm etmeye zorlamıyordum bu sefer kendimi. Zaten hep kısık bakan gözlerim bu sefer yormuyordu kendini. Gerçekten dünyam kararıyordu. Sahi dünyam mı kararıyordu? Benim dünyam kararmamış mıydı zaten? Dünyamın içinde yaşayan tek insan alevler arasında kalınca dünyam altüst olmamış mıydı?
"Ambulansı ara!" Bir çığlık gibi yükselen ses kulağıma uğradığında konuşmak istedim. Bu sefer başarmak istiyordum. Ama boyayla rengarenk gözüken kolumun hiç gücü kalmamıştı. Ruhumda ki aciz kadın şimdi de bedenime uğramıştı. Ben öldüğümde o da ölecek miydi? Onu öldürmek istiyordum. Onu ölmekten çok öldürmek istiyordum. Ama ben ölürsem o yaşamayacak mıydı? Ölürsem o kazanırdı. Umarım ölmezdim
Umarım
Ölmem
Anne
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaralar ve Sahipleri
Teen FictionEllerimde kesikler, dilimde acı bir tat var. Belki hissediyorsundur sende hissettiklerimi. Sen acı çekerken benim hissettiğim gibi hissediyor musun sen de? Her gün git gide çürüyorum ve sen yoksun. Sözünde durmadın Bulut. Gittin. -Yara bantlarına a...