Her zaman ki gibi Yağızla oturmuş etrafı izliyorduk . Yağız çok sinirliydi Bir şeyler olmuştu ama ne ? Hiçbişey söylemiyordu. Benden birşey saklıyordu. Gözlerimi ustune dikmiş ona bakıyordum. Cok sinirliydi. Kendi kendine birşeyler söyleyip duruyordu. Hicbisey Hiçbir şey anlamıyordum. Ellerini siyah saçlarına geçirdi ve bana baktı " Ne var Eylem ? '' mavi gözlerimi siyahın en derin tonu olan gözlerine diktim. Hızlıca nefesini dışarıya verdi . Sırayı Hızlıca iterek ayağa kalkti. Tabi bu sınıftaki tüm gözlerin ona dönmesine sebep oldu . Hızlı adimlarla sınıftan çıkarken bende arkasından koşup bağırıyorum. Ama dönüp bakmıyordu. Bir şey anlatmayacağının farkındaydım. Ama pesinden gidiyorudum. Okulun çıkışına doğru yürüyordu. Ne olmuştu şimdi buna ? Motorun yanına yürüyordu. Mitora bindiğinde bende binmek icin hamle yaptim. Sanki beni yeni fark etmiş gibi bağırdı " İn aşağı !" Tabiki onu umursamıyordum Kızgındı herşeyi yapabilirdi bu Yağız'dı sonuçta. Ne olduğunu öğrenmek istiyordum. Bilmeye hakkım vardi sonuçta yani en azindan ben öyle düşünüyorum. "Eylem in aşağı dedim sana " diye tekrarladi . Ama bu defa sessiz bir şekilde söylemişti. Sabır diler gibi bir hali vardi . Ya bu kadar sinirlenicek ne vardi anlamıyorum. Hem varsa da neden bana söylemiyor ? Sinirini neden benden çıkarıyo? "Off Yağız uzatmasana inmiycem çalıştır artik motoru " Bir iki defa derin nefes alip verdi ve motordan indi. Benide indirdi. " Sana in demiştim. Sakın ama sakın pesimden gelme ! " dediğinde siyah olan gözleri daha da siyah olmuştu delirmiş gibi bakıyordu. Beni hızlıca kenara itti motora bindi ve burdan uzaklasti. Of ne olmuştu buna ? Ya hadi bişey olmuş niye benden saklıyo? Hayırdır yani ne iş? Anlamiyorum . O salak benden bisey saklamazdi ki . Oh süper beyfendi gitti beni burda yanlız bıraktı. Hesabini sorucaktim elbette ama bunun için normale dönmesi gerekiyordu. Biri Yağız'ın fabrika ayarlariyla oynamaliydi. Tabi ki bendim o da . Of Yağız of . Şimdi derse kim giricek? Onu bilmem ama ben girmiycektim yani. Yavaş adimlarla okulun kapisindan içeri girdim. Sayın okul müdürümüzün yanina gidip çok rahatsiz olduğumla ilgili falan kısa ve bir o kadar da inandırıcı bir yalan söyleyip izin aldım.Sınıfa gidip hem benim hem de Yağız'in cantasini aldığımda Egemen beni izliyordu biliyordum. Çünkü göz göze gelmiştik. Sınıftan çıkarken çaktırmadan ona baktığımda hala bana bakiyordu. Aslinda hoşuma gitmisti bana bakmasi. Ama niye bakıyordu ki ? Tanımıyordu bile beni . Hemde hiç. Iste benim zoruna giden buydu ya. Kapıya ulaştığımda etrafa küçük bir bakış attım. Bir karışı geçmeyen etek boyları ve yüzlerindeki makyaj ile odamin duvarini bile boyayabilecegim kızlar ile yanlarinda egoları tavan yapmis abaza erkekleri fark ettim. Kızlar erkeklere yaklaşmak için çeşitli yollar deniyorlardi. Salaklar halbu ki denemelerine ne gerek var ki ? Erkekler dünden razı haberleri yok. Onlari aldirmayip yoluma devam ettim. Yağız ile ortak tuttuğumuz ve okuldan sadece 2-3 sokak ileride olan evimize geldigimde cantami bir köşeye fırlatıp odama çıktım. Üstüme rahat birseyler giyip yatağa girdim. Kulakligimi kulağıma takip 'yalin-bir bahar akşamı' sarkisini açıp kendimi uykuya teslim ettim.
***
Gözlerimi yavaş yavaş açarken başımda birinin ismimi mırıldandığını duydum.Gözlerimi açtığımda başımda Rüzgar'ın "Eylem,yeter artık ulan ayı gibi yattın." dedğini duydum."Karaokeden böyle kaçacağını tahmin etmezdim" derken sesindeki alaylı tonu fark etmem ile gözlerimi devirmem bir oldu.Kafamı kaldırdım ve "Sadece uyuyakalmışım lan.Kaybedipte karaokeyi söylemeyeceğimi mi sandın?"dediğimde ayağa kalkmış karşısına dikilmiştim."Yarım saat bekle hazırlanıp geliyorum." dediğimde "10 dakikaya hazır ol" dedi. "Ne 10 dakika mı? Şaka mı yapıyorsun?" dediğimde cevap vermeden arkasını dönüp kapıya doğru yürüdü.Evi nasıl bulmuştu? Daha önemlisi içeriye nasıl girmişti?Bunu daha sonra sormak için aklımın bir köşesine not ettim.Hazırlanmak için banyoya girmeden önce saate baktım. Saat çoktan sekizi geçmişti..
Gerçekten bu kadar uyumuşmuydum?
Banyoda kısa ve günlük olan ihtiyaçlarımı karşılayarak kıyafet dolabının kapağını açarak karşısına geçtim.
Her gün ne giyeceğimi çokta kafama takan birisi değildim aslında.Tişört ve jean benim tarzımı yansıtıyordu daha çok.
Dolabın köşesinde kalmış pek giymediğim siyah sırt dekoltesi olan mini elbiseyi elime aldım.Sanırım bunu giyebilirdim.
Elbiseyi giydikten sonra aynanın karşısına geçtim.
Düz olan saçlarımı tepeden at kuyruğu şeklinde topladım.
Pek makyaj yapmazdım. Yapmayı'da sevmezdim zaten.Cildime tonlarca şey sürüp insanların arasına karışmak saçma geliyordu.
Siyah çantamı alarak vestiyere çıktım.Ayakkabılıkta elbiseye uygun giyebileceğim bir ayakkabıya baktım.Ayakkabılarımın çoğunluğu spor tarzında olduğu için seçmem pekte zor olmamıştı.
Kapıdan çıktığımda gözlerim Rüzgar'ı aradı.
Siyah Porşhe'ye yaslanmış bir şekilde sigarasını içiyordu.İçimden acaba günde kaç paket içiyor diye kendi kendime sordum.
Yanına gittiğimde beni baştan aşağı süzmeye başladı.
Bakışlarında ne aşşağılama ne de beğenmeme vardı.Anlayamadığım duygular barınıyordu gözleri.
Gözleri gözlerim ile çarpıştığında muzipçe gülümsedi."Fena sayılmazsın" dedi ve göz kırptı.
Gözlerimi kısarak ona karşılık verdim."Gömlek yakışmış ama pantolonunu lacivert giyseydin ve ayakkabılarını beyaz giyseydin...hmm....belki ilgimi çekebilirdin" dediğimde gülümsedi.Aslında hoş duruyordu.Çoğu kızın istediği tarz erkeklerdendi.Saçlarını kendi halinde bırakmıştı.Çok doğal bir duruşu vardı.Sanki..bu duruş kendine has gibiydi.
"Onun için gözlerini kırpmadan beni süzüyorsun değil mi?" dediğinde yüzünde alay ile karışık bir gülümseme vardı."Ne demezsin ölüyorum senin için" dediğimde sırıttı ve "o günlerde gelecek" diyerek yaslandığı yerden doğrulup sigarasını söndürdü.Benim binmem için arabanın kapısını açtığında ona dil uzatarak arabanın sürücü koltuğuna yerleştim.Kapıyı kapattı ve arabanın önünden dolanıp sürücü koltuğuna yerleşti.Arabayı çalıştırdığında radyoda çalan ''Last Word/Elevation Worship''şarkısı araba duyulmaya başlandı.İkimizde konuşmuyorduk,arabada sessizlik oluşmuştu..gerginlik yoktu..
Çalan şarkıyı severdim.Aslında sesim çok güzel sayılmazdı.Bir Yıldız Tilbe değildim.Ama bir Ajdarda değildim.Rüzgar sırıtarak bana döndüğünde soran gözlerle ona baktım.''Hangi şarkıyı söyleyeceksin yeni?'' diye sordu.Hangi şarkıyı söyleyeceğimi hiç düşünmemiştim.''Sen seç sonuçta sana söyleyeceğim.'' dediğimde gözlerini yoldan ayırmış bana bakarak sırıtıyordu.''Sıla Sevişmeden uyuyalım'' dediğinde gözlerimi mümkün olduğu kadar büyüterek ona baktım.Sırıtıyordu.''Bence şarkıyı ben seçmeliyim.En hayırlısı..''dediğimde sessiz kalıp başı ile onayladı.Rüzgar araba kullanmaya devam ederken yandan profile gözüme çarptı.Aslında kusursuz bir yüzü vardı.Fakat buna gölge düşüren bir şey varmış gibi hissettim.Neden böyle hissettiğimi anlamıyordum.
Yeni çıkmaya başlamış kirli sakalları,siyah iri gözleri ve biçimli bir kaşı vardı.Hani çoğu kızın arasında geçen muhabbette ''Allah boş zamanında yaratmış'' derler ya.Hah onun gibiiydi işte...
Tek kaşını kaldırdığında çok tatlı göründüğüne kalıbımı basabilirdim.Sanırım çoğu kızın onda bulduğu şeyde buydu.Tatlı.Gülünce belediye çukuru gibi kendini belli eden gamzesi vardı.Gülmek ona yakıiıyordu..''Beni kesmeyi bırakmalısın,biliyorum yakışıklıyım'' dedi kafasını bana çevirmeden ama suratında kendinden ödünç vermeyen sırıtışı hala duruyordu.Böyle demesi ile kafamı hızlıca dışarıya çevirdim.Ukala.Pislik.Duyanda onu kestiğimi sanar.Hah çokta umrumda..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK
Mistério / SuspenseGeçmişini unutmuş bir adam.. Onu her şeye rağmen seven bir kadın... İntikam için her şeyden vazgeçen bir dost.. Büyük sırlar... ❌ Bu hikayede iyi yok ❌ "Karanlığın içinde sevmiştim ben seni.." "Ama karanlık karanlığın umudu olamaz." ...