9

104 11 0
                                    

...

... : Evet Jeongin uzun zamandır seni izliyorum ve artık buldum seni, sana yapacaklarımdan sonra bakalım hala dayanabilecek misin? İyi ki buraya gönderildim. Senden kardeşimin imtikanını alacağım ama önce sevdiklerinden başlayacağım.

Jeongin baygın bir haldeyken ... kulağına bunları söyleyip yanından uzaklaştı. Karnına sağladığı bıçakta zehir vardı bakalım Jeongin'i kim kurtaracaktı?


Chan kardeşinin uzun bir süre boyunca yanına gelmediğini fark edip ayağa kalktı. Hala derste olduklarını unutup ayağa kalkınca öğretmen ve öğrenciler bakışlarını Chan'e sabitleyince öğretmen söze girdi.

Öğretmen: Chan bir sorun mu var?

Chan: Özür dilerim efendim istemeden oldu.

Öğretmen: Yerine oturabilirsin o zaman.

Chan öğretmenin tebessüm dolu gülümsemesine karşılık verip yerine oturdu. Kardeşini merak etmeye başlamıştı tam 3 ders boyunca yanına hiç gelmemişti. Felix ve Chan yan yana oturdukları için Felix konuştu.

Felix: Bir sorun mu var Chan neden ayağa kalktın birden?

Chan: Felix Jeongin ne zamandır yanıma gelmedi birden derste olduğumuzu unutup ayağa kalktım sadece ama uzun süre yanıma gelmemiş olmasını garip buldum sadece.

Felix: Bilmiyorum bende onu bugün sadece sabah görmüştüm onun dışında hiç görmedim çoktan gelmiş olurdu.

Chan: Teneffüste birlikte arayalım mı onu?

Felix: Elbette yarım saat kalmış zilin çalmasına.

Chan onayladıktan sonra derse geri döndüler.

...

Seungmin boş derste oldukları için Hyunjin'le konuşurken hala boş olan Young-jae' nin yanına bakıyordu.

Seungmin: Hyunjin ben geliyorum şimdi.

Hyunjin: Nereye gidiyorsun konuşuyorduk.

Seungmin: Young-jae'nin yanına gidiyorum gelirim birazdan.

Seungmin ayağa kalkıp Young-jae'nin yanına gitti. Young-jae kitap okuduğu için Seungmin'in geldiğini görmedi.

Seungmin: Merhaba Young-jae.

Young-jae: Sana da merhaba Seungmin. Nasılsın?

Seungmin: İyiyim ben sen nasılsın?

Young-jae: Bende iyiyim.

Seungmin: Bir şey sorabilir miyim?

Young-jae gülümseyerek Seungmin' e baktı.

Young-jae: Biliyorum ne için geldiğini, bende bilmiyorum nerede olduğunu her yere baktım teneffüslerde ama bulamadım. En son bir şeye sinirlendiğini fark ettim ne olduğunu sordum ama yine söylemedi, söylemeyince de uzatmadım. 

Seungmin: Teşekkür ederim Young-jae sen bir tanesin.

Young-jae: Biliyorum cicim herkes bana öyle der. 

İkisi de birbine bakıp gülerken Young-jae araya girip

Young-jae: Burada neden oyalanıyorsun git bul onu da getir, sıra arkadaşımı özledim.

Seungmin gülümseyip direk sınıftan çıktı. Aradan 20 dk geçmişti Seungmin'in bakmadığı yer kalmamıştı. Tuvalete, kantine hatta okulun çatısına kadar her yere baktı ama ondan eser yoktu.

Seungmin: Neredesin Jeongin?

Seungmin bahçede ilerlerken bahçeye bağlı ama kimsenin görmediği bir yeri keşfetti. Kapısını açıp içeriye girince Jeongin'i yerde hareketsiz bir biçimde yatarken gördü.

Seungmin Jeongin'in yanına koşarak gitti.

Seungmin: Jeongin aç gözlerini, bu kan ne böyle kim yaptı bunu sana?

Seungmin Jeongin'in gömleğini açıp kan olan bölgeye baktı.

Seungmin: Aman tanrım bu yarayı kim yaptı?

Jeongin kısık sesle bir şeyler söylemeye başladı. Seungmin Jeongin'in konuştuğunu görünce gözündeki yaşları silip ona tamamıyla yaklaşarak ne söylediğini duymaya çalıştı. Jeongin'in dediği ile Seungmin'in gözlerini kocaman açması bir olmuştu.

Jeongin: Kan.

Jeongin kaybettiği kanı geri alabilmek için yanındaki ilk kişinin kanına muhtaç olmuştu. Bunları bilinçli bir şekilde yapmadığı için sonradan çok pişman olacağı bir yola girmişti. 

Jeongin olağan gücüyle Seungmin'i kendine yaklaştırıp boynuna dişlerini geçirdi. Seungmin acıdan kıvranarak Jeongin'i kendinden uzaklaştırmaya çalışıyordu ama bunda başarılı olamadı. Jeongin onu o kadar güçlü tutuyor ve kanını emiyordu ki Seungmin gözlerinin kararmaya başladığını hissetmişti. Seungmin güçsüz düşmeye başlayınca Jeongin'in yanındaki taşı alıp onun ensesine vurdu. Aldığı darbe ile Jeongin Seungmin'i bırakıp boynunu tuttu. Kendine gelmeye başlıyordu. Seungmin bu sırada çoktan bayılmıştı. 

Jeongin kendine gelmeye başlayınca karnını tutup eline baktı yara kapanmıştı. Jeongin Seungmin'i hala görmemişti.

Jeongin: Nasıl kapandı bu yara, ben ne zamandır buradayım?

Jeongin ensesini tutup kararmaya başlayan havaya baktı ardından bileğindeki saate.

Jeongin: Saat 15:00 olmuş. Gömleğim neden açık benim?

Jeongin etrafında kimsenin olup olmadığına bakarken yanında Seungmin'in baygın bir halde olduğunu gördü.

Jeongin: Hasiktir, umarım düşündüğüm şeyi yapmamışımdır, Tanrım lütfen.

Jeongin Seungmin'in yanına eğilip boynuna baktı.

Jeongin: Ben ne yaptım Tanrım ona bir şey olmuş olmasın, Seungmin uyan Seungmin lütfen uyan tanrı aşkına uyan lütfen kendimde değildim bunu yaparken Seungmin lütfen sana bir zarar gelmiş olmasın Seungmin Tanrı aşkına Seungmin uyan.

Jeongin göz yaşlarını tutamayıp ağlamaya başladı. Jeongin tüm inancıyla Seungmin'in uyanmasını istedi.

~Devam Edecek~

Yeni bölümde görüşmek üzeree<3

Yeni bölümde görüşmek üzeree<3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aşk Meselesi ✓[SEUNGİN]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin