6. Bölüm

420 29 19
                                    

Babamın mezarının başında iken vaktin nasıl geçtiğini anlamamıştım. Hava kararmıştı ve benim bir an önce bu mezarlıktan çıkmam gerekiyordu. Geceleri buralar çok tekin olmuyordu çünkü.

Son kez babamın mezar taşını saçlarını okşar gibi okşadıktan sonra ayağa kalktım ve çantamı alıp mezarlıktan uzaklaştım.

Aklıma babamla olan bir anımız düşünce burukça gülümsedim ve gülümsememe tezat bir şekilde gözümden bir damla yaş düştü.

4 YIL ÖNCE (YAZAR'DAN)

Televizyonun karşısında oturan genç kız bir yandan hevesle dizisini izliyor bir yandan da babasının gelmesini bekliyordu.

Yaklaşık bir saatin ardından kapı çalmıştı. Genç kız hızlıca ve mutlulukla kapıya koştu. Her zaman ki gibi "Babam geldi." diyerek kapıyı açtı.

Genç kız şaşkınlık içerisinde kapıdaki babasına bakıyordu. Yüzündeki kocaman gülümseme babasının hâliyle yavaşça sönmüştü. Babasının kaşı ve dudağı patlamıştı.

Babasına korkulu bir şekilde yaklaşan genç kız "Baba ne oldu sana? Geç içeri pansuman yapayım." dedi ve babasının kolundan tutarak içeriye girmesinde yardımcı oldu.

Genç kız babasını evlerinin salonuna getirip koltukta oturttuğunda banyoda olduğunu bildiği ilk yardım çantasını almak için banyoya adımladı.

Babasının neden bu halde olduğunu bilmiyor ve anlamlandıramıyordu.

Genç kız daha fazla vakit kaybetmeden ilk yardım çantasının olduğu dolabı açıp çantayı çıkardı.

Çantanın içinde işine yarayacak olan şeyleri alıp çantayı yerine geri koydu.

Kız elindeki eşyalarla gelirken babası da bugün olanları düşünüyordu. Sadece, kendi öz kızı olmasada sevdiği ve benimsediği kızını savunmak ve korumak için karşılarına dikilmiş, ama sonucunda da bir ton dayak yemişti.

Pişman değildi yine olsa yine yapardı. Kızı için değerdi her şeye. Babası çok isterdi Elif 'in onun öz kızı olmasını. Ama değildi.

Genç kız elindeki eşyalarla birlikte salona gelip babasının yanına oturdu ve gerekli pansumanı yapmıştı.

İşi bitince elindeki eşyaların hepsini masanın üzerine koymuş ve babasının başını dizlerine koymuştu.

Babası Hakkı bey başını kızının dizlerine koyup kızının saçlarını okşayıp sakinleşmek için kendine bir süre verdi.

Salondaki bu derin sessizliği bozan kişi "Elif 'im..." diyen Hakkı bey olmuştu.

Genç kızın yüzünde buruk bir tebessüm oluştuğunda babasına bakıp "Efendim babacım?" dedi ve saçlarını okşamaya devam etti.

Babası kapalı olan gözleriyle buruk bir şekilde gülümseyip "Ben öldüğüm zaman da mezarımın başına gelip saçımı okşar gibi toprağımı okşa olur mu?" diye sordu.

Babasının sözlerinden sonra genç kızın elleri buz kesmiş gibi döndü ve hareketini kesti.

Genç kız çattığı kaşlarıyla "Baba ya, nereden çıktı bu?" diye sordu ve dikkatlice babasının yüzünü inceledi.

Babası gözlerini açmadan "Birden aklıma geldi." dedi ve hafif bir şekilde omuz silktikten sonra sözlerine devam etti. "Tamam mı?"

ZAMANSIZ MİHMAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin