11

622 101 109
                                    

Hello Hello Hello

Merhaba

Umarım aklımdan geçenleri güzel bir şekilde yazabilirim. Tabi bu yalan çünkü ne düşündürsem düşüneyim, o an aklından geçenleri yazıyorum.

Doğaçlama gibi yani ama bence güzel oluyor

Ben yazıyorum güzel olacak 💅💅

Cidden yazarların bölümlerinin başına ve sonuna kendi düşüncelerini yazdığı şeyleri okuyan var mı?

Şahsen ben okumuyorum. Okuyorsanız takılmayın dediklerime

Ay bugün biri beni hesap türüm (Tanrınin Kilisesi) diye linçledi

Eğer bunu okuyorsan cok seysin asko neyse tum argo kelimlerimi fice saklıyorum ve başlıyorum

Arkada Simge - Üzülmedin mi çalıyor. Son iki gündür bu fic beni drama quenn yapıyor

Şuan aklımdan klip çekiyorum hiç yazasım gelmedi

Neyse gaza getirmeli şarkı açıp başlıyorum

(İçimden Feyzullah'ı açmak geliyor Aqtaii'yle idare edeceğiz

Neyse sitemlerime bölüm sonu devam edeceğim hahhh bays

.
.
.


İyi İzle

    "Jungkook biraz konuşalım mı?" dediğinde, Jungkook karşısında duran esmer tenli genç adama öfkeyle bakıyordu. Hiç bir zaman onu böyle öfkeli ya da bu kadar hırçın görmemişti Taehyung. "Ne diyeceksen de. Seninle uğraşacak zamanım yok!" diye yüksek sesle çıkıştı. Kıvranarak  "Jungkook ö-özür dilerim. Cidden böyle olmasını istemiyordum. Yani ne diyeceğimi de bilmiyorum. Barışalım mi güzelim?" diyerek yüzüne buruk bir gülümseme yerleştirdi.

     Jungkook onun tüm dediklerini, sıkıldığını belli ederek dinledi. "Ne olmasını istiyordun Tae. O mesajı atarken Yoongi'nin sadece konuşacağını mı sandın? Hadi onu geçtim sende onlarla birlikte Jimin'i dövdün. Yoongi annesinin konusunu Jimin'in üzerine attı ve sende beni buna ikna ettin. Jimin için beni kullandın şimdi de karşıma geçmiş sikimsonik bir özürle bu yaptıklarını affedeceğimi, Taehyung sana aşığım diye bağırıp kucağına ağlayacağımı falan mı düşünüyorsun? Ben senin gözünde bu kadar ucuz, değersiz birisi miyim?" diye bağırdığında, Taehyung'un gözleri çoktan dolmaya başlamıştı bile.

     Fakat Jungkook ona bağırırken bile ifadesizdi. Gözlerindeki sinir hâlâ aynı yerde, aynı şiddetteydi. Yüzünde hiç bir mimik oynamıyordu. Robot gibiydi o an.

      Konuşmaya başladığında artık ağlıyordu. "Hayır, Jungkook. Sen benim için çok değerlisin. Seni kullanmam. Asla yapmam bunu. Sen benim her şeyimsin. Özür dilerim, çok özür dilerim Jungkook." diyip gözyaşlarını silmeye çalışmıştı. O silerken yerine hızla yenileri ekleniyordu.

       Panik atağı tutmuştu. Nefes alamıyordu. Yüzü fazlasıyla kızarmıştı. Jungkook onun bu halini sadece izliyordu. Geçeceğini biliyordu. Okuldakiler yüzünden çok fazla anksiyete krizi geçirmişti. Şuan ona bakınca kendisinin o eski hallerini hatırlayıp, acımıştı karşısindakine.

     Taehyung nefesini düzene sokmaya çalışırken "Her şey bitti mi Jungkook? Bu kadar basit miydi?" dediğinde, nefes alışverişi daha da kötü duruma gelmiş, boğazına bir bıçak saplanıyormuş gibi hissetti.

FEEL | YOONMİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin