27

428 70 5
                                    

Siyah saçlı çocuk Jimin'i en sevdiği yere, denize getirmişti. Havanın soğuk olmasına aldırmadan sertçe yüzlerine çarpıp saçlarını savuran rüzgara rağmen kuma oturmuşlardı.

Jimin hemen yanındaki çocuğa çevirdi kafasını, yüzündeki gülümsemesi oldukça hoşuna gitmişti. "Denizi çok mu seviyorsun?" demişti ona şefkatle bakarak.

"Evet. Bana her zaman huzur veriyor." dediğinde yüzüne bakmamaıştı bile hâlâ mutlulukla dalgalı denizi izliyordu.

Aradan geçen on dakikanın ardından sessizlikten dolayı sıkılmış ve bir gün önce aklına gelen Yoongi ve Arene'nin öpüşmesini  hatırladığı için sinirlenip kırıcı davranmıştı. Tekrar aklına gelmiş ve her ne kadar sorma isteğini bastırmaya çalışsada Yoongi'nin sessizliği iradesine adeta meydan okuyor gibiydi.

Kendini daha fazla tutamamıştı. "Bizim sınıftaki Arene varya konuşmuyor musunuz?"
Bu soruyla şaşırmıştı genç cocuk. Kafasını ona doğru çevirip göz teması kurmak istese de Jimin'in kuma bakan gözleri yüzünden muvaffak olamamıştı.

"Bu nereden çıktı şimdi?"

"Nereden mi çıktı ? Yoongi ben ikinizi öpüşürken gördüm." ses tonunu ayarlayamamış ve yüksek sesle söylemişti.

"Evet Jimin. Bende Hoseok'dan sizin sevişmenizi dinledim hemde sana ona karşı hislerin olmadığını söyle dedikten bir gün sonra." dediğinde sesi ne kadar sert olsa da sinirliden daha çok kırgındı.

"Ben en azından sana aşık bir kızı öpmedim. A tabi sen heteroydun değil mi? Çok pardon unutmuşum!" sonlara doğru bağırarak alayla çıkan sesiyle Yoongi'yi de sinirlendirmisti.

"Taşşak mı geçiyorsun sen benimle?! Sen benim altımda yatıp yatıp arkadaşıma gittin!" sinirle söylediği şeyi sonradan fark edip kendisine hayal kırıklığıyla bakan Jimin'e baktı.

"Jimin neyi kast ettiğimi biliyorsun. O anlamda demedim."

Jimin tekrar Yoongi'nin yanında göz yaşlarını tutma gereği duymamıştı. Normalde kimsenin önünde ağlamayan çocuk ikidir onun yanında ve onun dediği şeyler yüzünden ağlıyordu.

"Neyi kast ettin peki Yoongi?" demişti ağladığı için zorlukla çıkan sesiyle. "Beraber olduğumuzu kast etmiştim."

"O zaman öyle söyle. Bana fahişe muammelesi yapma!"

Yoongi ağlayışı daha da şiddetlenen ve yüzü kızaran çocuğa şuan nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu ve sadece kalbini dinlemek istemişti.

Sesi oldukça yumuşak çıkıyordu. "Jimin benim küçük bebeğim seni öyle görmüyorum çünkü sen öyle biri değilsin. Sadece bana bağırdığın için sinirle yanlış bir kelime seçtim o kadar." demiş ve ıslak gözlerini parmaklarıyla yavaşça silmişti.

Ağlamaya devam eden bedeni sakinleştirmek için yavaşça sarılmış ve saç dersini okşamaya başlamıştı. Bu hareketiyle kolları arasında kalan küçük beden daha sesli bir şekilde ağlamaya başlamıştı.

Jimin'in ağlaması Yoongi'ye asla iyi gelmiyordu. Kendisi haklı olsa bile kolları arasındaki küçük bedenin ağlarken çıkardığı hıçkırık sesleri sanki canını almak için yaklaşan Azrail'in ayak sesleri gibi hissettiriyordu.

Şişme montundan dolayı rahatça sarılamadığı Jimin'in boynuna küçük bir öpücük kondurmuş "Jimin özür dilerim." demişti. Jimin her ne kadar bilerek öyle söylemediğini bilse de ağlamasını durduramıyordu.

Ve bu kırılganlığının altında yatan sebebin Yoongi'ye olan hisleri olduğunu henüz fark edememişti.

Zorlukla çıkan sesiyle harfleri düzgün çıkaramayarak konuşmuştu. "Y-Yoongi ben eve gitmek istiyorum. Beni eve bırakır mısın?"
Bedenini ayırıp ayağa kalktığında Yoongi'de onunla beraber kalkmıştı. Üzerine gitmek istemediği için sadece kafasını sallamış ve önden giden bedenin bir metre arkasından yürümeye başlamıştı.

Arabanın önüne geldiklerinde Jimin yüzüne bakmak istemediği için bilerek şoför koltuğunun tam arkasına oturmuş kollarını önünde birleştirip kafasını cama yaslayıp arabayı çalıştırmasını beklemişti.

Yoongi ona baktığında hafif bir sinirle soluyup sakinliğini korumaya çalışarak sormuştu. "Öne gelir misin?" demiş ve cevap alamamıştı.

Tekrar sorduğunda bu sefer sesi az öncekine kıyasla pekde yumuşak çıkmamıştı. "Jimin şunu yapmayı kes artık. Benim haklı olduğumu bildiğin halde sırf üste çıkmak için üzülmüş numarası yapıp ağlayarak kendini acındırma." demişti ve bu sefer sinirle söylememişti arkaya geçtiği için öyle olduğunu düşünmeye başlamıştı.

"Kendimi acındırmaya falan çalışmıyorum. Haklı falan da değilsin. Ben kendim giderim eve!" dediği anda Yoongi kapıları kilitlemişti.
Arabayı çalıştırıp "Otur oturduğun yere çocuk gibi davranma." demiş ve Jimin'i sadece üzmekle kalmamaya başlamıştı.

"Aç su kapıyı!" demiş ve Yoongi'nin omzunu sarmıştı. "Kaza yapmamızı mı istiyorsun bırak kolumu!" demesiyle refleksle elini geri çekmişti.

Jimin'in canı gerçekten çok acıyordu ve durum Yoongi'ninde canını en az onunki kadar acıtıyordu.

"Yoongi yeter ben senin ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum. Gelip bana sarılıyorsun iki dakika sonra bağırmaya başlıyorsun. Bak Hoseok'la olan ilişkim gerçekten toksikdi ve sende bana aynısını yapıyorsun ben gerçekten yoruldum." demesiyle Yoongi arabayı durdurmuş. Arkasına doğru dönmüştü.

Tekrar ağlayan bedeni gördüğünde içinde bir burkulma hissetmişti. "Jimin ben sana gerçekten iyi davranmaya çalışıyorum ki davranıyorum da. Fakat sen onunla olan ilişkinde veremediğin tepkileri bana sebepsizce veriyorsun. Kendini kontrol edemiyorsun ve en ufak şeyi büyütüyorsun bende senin bu hareketlerine sinirlendiğim için sana bağırıyorum. İkimizde birbirmizin karakterini çok iyi biliyoruz, neyi yapıp yapmayacağımızı da fakat sen artık en ufak bir sıkıntıyı gözünde dağ gibi büyütüyorsun. Tüm bu olanların sebebi bu." Jimin onu dikkatle dinlemişti ve sözünü bir an olsun kesmemişti.

"Özür dilerim." deyip içine bir nefes çektikten sonra devam etmişti. "Sanırım fazla hassasım bir kaç gündür. Hwasa'nın şeyi öğrenmesi ve Hoseok'un arkasından iş çeviriyor gibi olmamız beni rahatsız ediyor ki Jungkook'la Yeonjun'da bunun imasını yapıyor hep ve bende sanırım sana patlıyorum."

"Okulda benim yanımda oturmak ister misin?" diye sorrarken Jimin'in elini tutmuştu. "Öyle çok dikkat geçeriz. Of gerçekten Yoongi bilerek yapmıyorum iki gündür gününü mahvedip duruyorum."  tekrar demesiyle Yoongi moralini yerine getirmek amacıyla kikirdeyerek " Moralimi yükseltmek için ön koltuğa gelir misin?" demiş ve "Kapıyı aç." cevabını almıştı.

Ön koltuğa oturduğunda Jimin, Yoongi'nin gözlerine bakarak gülümsemiş ve vitesin üzerindeki eli kendi eliyle sarmıştı.

"İyi ki öğretmene kopya çektiğini ispiyonlamışım."

"İyi ki bende seni sınıfta kimse yokken sıkıştırmışım sevgilim." Yoongi'nin kurduğu bu cümle oldukça hoşuna gitmişti ve içinden onun  sevgilim demesini taklip edip, ellerini sevmeye başlamıştı bunu yaparken içindeki acının azaldığını biliyordu.

Ona kendisini kötü hissettirdiği zaman bile kendisini tekrar mutlu hissettirebilecek insan da yine oydu.

.
.

.

FEEL | YOONMİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin