Skillet - Monster
"Bırakın beni , hey kime diyorum bıraksana beni" Uzun boylu kaslı benden kat kat güçlü iki adam beni kollarımdan tutup beyaz çarşaflı bir yatağa fırlattılar.
"Sizde kimsiniz,benden ne istiyorsunuz" Ne kadar bağırsam da sanki beni duymuyorlar mış gibi işlerini yapmaya devam ediyorlardı. Beni beyaz çarşaflı yatağa sabitleyip kollarımdan ve bacaklarımdan yatağa bağladılar. Ne kadar uğraş samda boş , kıpırdayamıyordum.
"Lütfen size yalvarıyorum beni bırakın" Göz yaşlarımı daha fazla tutamadım ve ağlamaya başladım , gözyaşlarımı silemediğim için görüşüm iyice buğulanmıştı. Kapı açıldı ,içeriye siyah giyimli kısa kıvırcık saçlı beyaz tenli bir kadın girdi.
Topuklu ayakkabılarının sesi beynimi deliyor gibiydi.
Tak tak tak tak ...
Hastalıklı bir hücre beynimi istila ediyorcasına bir ağrı girdi . Biraz daha yürüyüp yanıma geldi göz yaşlarımı sildi bu onu daha net görmemi sağladı. Buz mavisi gözleriyle delici bakışlar gönderdi ve kırmızı rujlu dudaklarını yukarıya doğru kıvırarak aşağılayıcı şekilde mavi gözlerini gözlerime dikti.
"Seni şuracıkta öldüre bilirim ama bunu yapmayacağım acı çekmeni ve sevdiklerinin öldüğünü izlemeni istiyorum.
"Bunu neden yapıyorsun , ben sana ne yaptım " Siyah ojeli elini çenesine koydu ve düşünüyormuş gibi yaptı , elini çektiğinde gözlerinde sorunun cevabını bulmuş gibi bir parıltı vardı yüzünü yüzüme yaklaştırdı nefesinin esintisini hissedebiliyordum
"Sen bunu hak ettin küçük böcek " dedi aşağılayıcı bir sesle .
Kafasını geri çekti beni yatıran adamlardan biri ona bir şırınga verdi. Şırıngayı koluma doğru uzattı iğneyi bana yapmasını istemediğim için kıpırdamaya başladım.
"Kıpırdar san hem işimi zorlaştırır sın hemde canın daha çok yanar . Üç saniye içinde durmazsan iğneyi boynuna batırırım" dedi ve pis bir sırıtış gönderdi .
"üç" Hala durmadan hareket etmeye çalışıyordum.
"iki"
"bir.."
"Şansını kaybettin böcek "dedi ve iğneyi boynuma doğru getirdi, büyük bir çığlık koparttım "Tamam dur lütfen , kıpırdamıyorum "
Zafer kazanmış bir edayla bana baktı ve "Aferin kızıma "dedi.
Şırıngayı koluma batırdı canım yandı ama belli etmemek için dişlerimi sıktım.
"Tatlı uykular böcek"
*
Nefes nefese uyandım etrafa baktığımda hala odamdaydım. "Şükürler olsun sadece bir rüyaydı" dedim
"Kabustu" diye düzeltti iç sesim .
Saçlarım gördüğüm kabusun etkisiyle sırılsıklam ter olmuştu.Duş alamam ve kendime gelemem gerekiyordu üzerimdeki yorganı iterek yatakta doğruldum . bacaklarımı yatağın kenarından sallandır dım ve terliklerimi giydim. Kalkmak için kendimde güç aradım ama kalbim hala çok hızlı atıyordu. Uzun zamandır böyle kabuslar görüyordum ama bu en kötüsüydü.
Zorla da olsa ayağa kalkmayı başardım , küçük adımlarla banyoya gittim. Aynadaki aksime baktım yüzüm bembeyaz olmuştu. Duş almak için suyu hazırladım kıyafetlerimden kurtuldum ve kendimi sıcak suyun şefkatli kollarına bıraktım.
Odama geri döndüğümde iç çamaşırlarımı giydikten sonra siyah külotlu çorabımı giydim üstüne kısa pileli koyu lacivert eteğimi ve lacoste giydim ve kombini mi siyah hırkamla tamamladım. Banyoya gidip omuzlarıma dökülen açık kestane rengi saçlarımı kuruladım . Kuruyan saçlarımı bol bir at kuyruğuyla tepeden topladım. Rimelle kirpiklerimi belirginleştirdikten sonra artık hazırdım .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavinin Dünyası
Fiksi UmumBen gökkuşağında en çok maviyi sevdim ve bir gün gökkuşağının mavisine karışıp sonsuzluğa gideceğim. Ve şunu bilmelisiniz ki bayım benim dünyamın tek bir ismi var
