Fake Boyfriend - Jikook

2. Bölüm "Sabrın sonu."

Yorum sınırı: 80

Size bir soru. Jikook'un youtube kanalı olsaydı video başlıkları nasıl olurdu? Yaratıcı fikirlerinizi bekliyorum.

Jimin, Lisa'nın teklifini reddetmişti. Sahte bir erkek arkadaş... Kendisi için fazlasıyla aksiyonlu bir durumdu ve Jimin bu aksiyonu kaldırabileceğinden hiç ama hiç emin değildi. Hem bu durum işleri olduğundan daha karışık bir hale sokabilirdi ve baktığınızda bu durum Jimin için daha kötüydü.

Jimin çekingen bir şekilde yabancı sınıfa girdi ve gözlerini sınıfta gezdirdi. Aradığı bedeni bulduğunda yüzünde mahçup bir gülümseme oluştu. Yavaşça ona ilerledi ve korkutmadan omzuna dokundu. Kendisine dönen beden her zamanki utangaç gülümsemelerinden birini verdi sarışın bedene.

"Jimin..." ağzından bir fısıltı olarak çıktı sarışının adı. Onu beklemediği belliydi. Jimin onun yüzünde yer edinen yaralara baktı. "Gerçekten özür dilerim." Minho ufak bir gülümseme verdi. "Senin suçun değildi." Konuşma bitmişti ama ikisi de öylece durmuş birbirine bakıyordu.

Jimin durumun garipliğini farkına varmış bir şekilde elini ensesine attı. "O zaman ben gideyim?" Minho hala gülümserken başını salladı. Jimin yanından ayrıldığında derin bir nefes verdi. Onun yanında gerçekten de geriliyordu.

Bir anda omzuna dolanan kolla irkilerek onu tutan bedene baktı. "Aptal sarışın ona platonik olan çocuğun nasıl olduğuna bakmaya gitti." Lisa sanki bir haber muhabiriymiş gibi konuştu. Jimin onun bu haline güldüğünde koridorda ilerlemeye devam ettiler. "Benim yüzümden oldu." Lisa dudak büktü. "Senin bir suçun yok. Tek suçlu olan Yoongi." Jimin sessiz kaldı.

"Taehyung kantinde bekleyecekti." Dedi kantine girdiklerinde gözlerinle her yeri aradı ve arkadaşını bulmaya çalıştı. Jimin ondan önce bulduğunda suratını astı. "Taetae!" Jimin arkadaşının kucağına atladığında Taehyung güldü. Jimin'in kendisine olan yaklaşımı gerçekten de hoşuna gidiyordu.

Üçünün samimi ilişkisi okul tarafından bilinirdi. Dostlukları sağlamdı ve zarar gelmezdi. Masaya yerleşen üç beden bir süre dersler hakkında konuşmuştu. Şimdi ise Taehyung okulda çıkan dedikoduyu arkadaşlarına anlatmakla meşguldü.

"Meğersem kıza bildiğin yürümüş. Porno linki bile atmış inanabiliyor musunuz?!"  Jimin şokla gözünü açtı. "Porno linki mi?" Yüzünü buruşturdu. "Tacize girer bu bence. Kız iyi ailesine söylemiş." Taehyung başını salladı. "Okuldan atılmış zaten." Taehyung konu bittiğinde ayağa kalktı. "Benim ders başlayacak gençlik. Çıkışta görüşürüz." İki bedenden onay aldığında yanlarından ayrıldı.

Koridorda sakince ilerlerken duyduğu tıkırtı sesini önemsemeden dersliğine yürümeye devam etti. Saatin geldiğini görmesiyle kendi koridorlarına dönmüş ama önüne geçen bedenle durmuştu. Boş koridorda duran iki beden büyük bir nefretle birbirine bakarken az sonra olacakları kimse bilmiyordu.

Yoongi hariç.

"Taehyung Taehyung Taehyung..." Yoongi üzüntülü bir yüz ifadesiyle başını olumsuz anlamda sallayarak ona bakan bedene yaklaştı. "Görüşelim demiştin. Bende sana seni bulacağımı söylemiştim." Taehyung ağzından bir kıkırtı çıkardı. "İyi yapmışsın Yoongi. Jimin var diye sana yapmak istediklerimi faaliyete geçirememiştim. İyi oldu geldiğin."

Yoongi güldü. Bir adım daha yaklaştı ve olduğu yerde kaldı bu sefer. Aralarında kalan iki adımlık mesafeye baktı. Taehyung arkasından gelen adım sesleriyle bakışlarını arkaya çevirdi. Yoongi'nin arkadaşlarını gördüğünde tekrardan Yoongi'ye bakması ve suratına inen yumruk bir olmuştu.

Ne olduğunu anlık olarak kavrayamayan Taehyung kendini yerde bulmuştu. Başındaki beş adamla karnına birkaç darbe yemiş acısını belli etmemek istese de başaramamıştı.