İçki

14.3K 456 126
                                    

Sabaha kadar rahatsız bir uyku uyumuştum sürekli üşüdüğüm için uyanıyordum.

Her üşüdüğümü söylediğimde beni kendine daha çok çekip kolları ile sarıyordu ondan beklenmeyecek bir ilgi ile baş başaydım

Onun birden değişen ruh haline Alışık değildim Belki de değişmemişti ben hasta olduğum için böyle davranmıştı bilmiyorum ama gerçekten değişik bir insandı

Hem kendisi dememiş miydi  yalnız yaşamaya alışkınım, Eğer buna alışkınsan neden Ben hasta olduğum zaman kalkıp sabaha kadar benimle terasta oturdun ki

O çözülmesi imkansız olan bir matematik sorusu gibiydi ve ben sürekli o matematik sorusunu çözmeye çalışıyorum ,Matematikten nefret etmeme rağmen onu çözmeye çalışıyordum

Önüme çıkan engeller bir tane ile sınırlı değildi önüme milyonlarca engel çıkıyordu en büyük engellerden bir tanesi Ezgi ile eskiden ne yaptıklarını çok merak ediyordum ezgi denen kız Demir Bey'e her ne yaptıysa Demir Bey'in onunla kedinin fare ile oynamasını haklı göstermezdi

Ezgi her ne yapmışsa yapsın Bu bir kadının duygularıyla oynayabilecek olduğu gerçeğin değiştirmiyor

O yüzden ona olan hoşlantımı bir kenara iteleyip hayatıma devam etmek zorundaydım

Ben şimdi mi Ne mi yapıyorum şimdi elimde ıhlamurum üzerimde sweatshirt ve eşofmanımla birlikte yatakta kendimi terletmeye çalışıyorum

Sabahın erken saatlerinde Demir kalkıp işe gitmişti Aynı zamanda da beni uyandırıp yatağa bırakmıştı ateşimin düştüğünü kendimde hissedebiliyordum Çünkü şu an üşümek bir yana Dursun resmen sıcaktan boğulacaktım fakat Annem hep Hasta olduğumda terlemenin iyi olduğunu söylerdi

Şu an şu yaptığımı annem yapsa sinirden köpürürdün fakat insan bir yaştan sonra annesinin yaptığı şeyleri taklit ederek devam ediyordu hayatına

Hatta bazen büyüdüğümü böyle anlıyordum

Üniversiteye gittiğim zamanlarda hasta olmuştum ve o Hani yurtta giderseniz de kimse kimsenin tanımadığı ilk hafta o hafta da hasta olunmazdı ama işte hasta oldum Kimse yardım etmediği o an annem ben hasta olunca ne yapıyorsa onları taklit etmiştim

Üniversitenin daha çok Hayat Okulu olduğunu orada öğrenmiştim insan kendini bakmayıp doğru düzgün arkadaşlıklar kurmayı aynı zamanda 5 TL ile hafta geçirmeyi öğreniyordu

Insan orada öğreniyordu paranın ne kadar değerli olduğunu aynı zamanda israfı bile orada öğreniyordu bayatlayan ekmeği evde yemeyen ben, ekmeğin bayatmış tazeymiş diye bakamazdım bile ekmek bulduğun an ye hesabı

Her ne kadar sıkıntılar olduğu kadar da bir o kadar da eğlenceli bir yerdi üniversite ,zamanı geri almak istesem hep üniversite yıllarımı almak isterdim herhalde

Çalan telefonumla birlikte tüm dikkatimi dağılmıştı yatağın alt tarafında kalan telefonumu uzanmak için popomu aşağıya doğru kaydırıp telefonu ayağımla kendime çektim

Telefon ekranında mavi yazısını gördüğüm an gözlerim Parladı Mavim demek En yakın arkadaşım demekti, güvenilir sadakatli ve birbirinden asla kopmayan insanlar.....

Benim mavim Figen'di

Hafif tarazlı çıkan sesim ile birlikte "Efendim canım " diye açtım telefonu aynı zamanda burnumda aktığın için burnumu Çekmek zorunda kalmıştım

"Nasılsın iyi misin" dedi telefon ahizesinden yükselen sesinde bile endişe tohumlarını kolaylıkla anlayabiliyordum

"Benimki de soru sesim bile tarazlı tarazlı çıkıyor" diye kendi sormuş olduğu soruyu cevapladı O hep böyle yapardı zaten soru sorar ardından kendi sorduğu soruyu cevaplardı

MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin