"Artık gitmeliyiz." Hastane kanadına doğru koşmaya başladık.Kapının önüne geldiğimizde profesör Dumbledore ile karşılaştık.
"Evet?" dedi Dumbledore.
"Kurtuldu, başardık." dedi Harry.
"Neyi başardınız? İyi geceler." diyerek merdivenlerden indi.
İçeri girdiğimizde Ron konuştu. "Nereye gittiniz? Daha az önce sizinle orda konuşuyordum ama şimdi ordasınız." Ron'un bu haline sırıttım.
"Sence neyden bahsediyor?"
"Bilmiyorum, Ron bir insan aynı anda iki yerde nasıl olabilir ki?" diye dalga geçti onunla Harry.
Gülmeye başladık.
"Sende mi profesör Lupin'in yanına gidiyorsun?" Harry'nin sesini duymam ile ona döndüm. "Evet birlikte gidelim o zaman."
Odanın kapısını tıklatacakken bay Lupin konuştu. "Merhaba çocuklar." Hey nerden anladı? Eşyalarını topluyordu.
"Geldiğinizi anladım." Önünde duran parşömeni gösterdi. "O nedir?" diye sordum merakla.
Profesör Lupin ve Harry birbirine baktılar daha sonra güldüler ikisine anlamaz bakışlar attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black and White/H.P
Fanfiction"Hepimizin içinde hem aydınlık hem de karanlık bir taraf vardır. Önemli olan hangisini seçtiğimizdir. Bizi biz yapan budur."