Jeff kenardan Mary ve Jane'yi izliyordu sadece.. Jane'nin söylediklerini duyunca gülümsemeye başlıyor..Sanki, Jane her Mary'e vurduğu zaman mutlu oluyordu. Jane'yi böyle görmek onu çok sevindiriyordu...
Mary bayılmıştı. Jane çok sinirliydi, elleri titriyordu. İstemsizce gözünden akan gözyaşları yüzündeki kana karışıyordu. Bacakları kasıldı , sanki bacaklarına bıçak saplanıyordu. Jeff bunu farkedip Jane'ye yaklaştı.. Jane acı çekiyordu. Jeff'in elinden tuttu ve sıkmaya başladı.. Biraz acısı dinmişti..
Jeff Jane'nin çenesinden kavrar ve onun gözlerine bakar ve fısıldar:
- ....yıllardır, bunu bekliyordum... Sen tamamen farklısın..Diğerleri gibi değilsin. Babamın katil, uyuşturucu bağımlısı olduğunu bildiğin halde....
Biraz daha Jane'e yaklaşıp kulağına soğuk ve derin bir ses tonuyla fısıldar:
- Benim de katil olduğumu bildiğin halde...
Jane bu sesi tanıyordu... Hayır, Jeff değil.. bazen onun kulağına fısıldayan.. o sesti.. Jeff Jane'nin çenesinden tutmaya devam ederken Jane Jeff'in gözlerine baktı.. Anlamsız bi şekilde boştu..Jeff baş parmağıyla Jane'nin yanağını okşuyordu...
- Jane... Jane... Jane.............Benim.
Jane korkmaya başlıyordu.. Jeff'i çok seviyordu.. ama onu isterse öldüre bileceğini de biliyordu..
- Jane, şimdi bana yardım edeceksin. Mary'i biryerlere götüreceğim.. Çünkü artık ölü..
Deli gibi sırıtıyordu.. Jane Mary'e bakmak istedi ama Jeff sıkıca onun çenesini tutmaya devam edip tam karşısında duruyordu. Jane'nin karşısında tamamen bambaşka bir Jeff vardı..
- M-mary sadece... bayılmadı mı?
- Hayır~
- Ne yaptın o-ona..?
- Tamam yaa, sana kıyamam ben... baka bilirsin..
Jeff biraz kenara çekildi ve Jane yerde karnına bıçak saplanmış şekilde uzanan Mary'e baktı.. Birçok yerinde bıçak izleri vardı. Yüzü, kolu, karnı, boynu, boğazı......Her yeri kanlar içindeydi.. Jane bunu görünce garip olsada hiçbir şey hissetmedi. Jeff'e baktı. Boş bir ifadeyle..
- Hmm.. korkmaman iyi.. Endişelenme, tamam mı?
- Neden ki?
- Onu sen öldürmedin. Bu yüzden.. Şimdi o bıçağı al ve sakla.. Sonra eve git. Bende geleceğim.
- Peki...
Jane Mary'nin karnına saplanmış bıçağı aldı ve bıçağı temizleyip çantasına koydu. Sonra yavaş yavaş ordan uzaklaşıp eve gidiyordu.. Yol boyunca sanki birisinin onu takip ettiğini hissediyordu. Ama buna aldırmadı.
Eve vardı. Sadece oturuyordu. Birden telefonuna mesaj geldi. Arkadaşı Selena'dandı.+Jane, tatlım! ☺️
- Efendim, Selena..
+ Ben internette bi test buldum.. Projem için bunu çözmen gerek.. Depresyon, anksiyete, şizofreni testi fln.. Lütfen, çözer misinn??? 🥺
+Lütfeeennnn..
- Peki..<link gönderildi>
Jane bir bir testleri çözmeye başlar..Zaten yapacak bişey yoktu.. Testi bitirdikten sonra sonuçlarını bekledi... Ancak sonuçları görünce yüzü değişti...
< Şiddetli depresyon belirtileri
Şiddetli anksiyete
Şizofreni olma ihtimaliniz var
Lütfen, hemen bir psikoloğa başvurunuz! >
Jane bu sonuçları Selena'ya göndermek istemedi.. Ve Selena'ya sadece orta düzeyde depresyonu ve diğer sonuçların normal olduğunu söyledi..
- Ahh, sorun değil yaa.. Bugünlerde internetde doğru dürüst bişey yazmıyolar ki..
- "Peki... Jane, neden yalan söyledin o zaman?"
Jane yine o fısıltı seslerini duydu. Yine yanağında o soğuk nefesi hissediyordu. Omuzlarında ağırlık vardı.. Biri ellerini onun omzuna koymuş gibi...
- "Yalan söyledin... Haha! Anneni özledin mi, Jane?"
Jane'nin gözleri dolar:
- A-anne mi? Ev-evet............
- "Noldu? Üzüldün mü? Sorun değil~ Annen öldü.. Ama nasıl?"
- Hayır! Annem ölmedi..!
- "Jeff'in kim olduğunu öğren sadece.. O seni seviyor..Ta çocukluktan.. Hatırlıyor musun, Mark'a, Jin'e ve diğerlerine ne yaptığını?"
- Evet.. Biliyorum.. Ve onun beni öldürebileceğinide biliyorum...
- Hayır, öldürmem Jane~
O arkasında durup kulağıma fısıldayan Jeff'in sesini duyunca korktu. Yüzünü ona taraf çevirdi.
- Neden öldüreyim ki seni Jane?
- Umm...B-bilmiyorum..
- Öyle mi?
- Öyle...
Jeff Jane'nin önüne geçip karşısında durdu. Yüzünü ona yaklaştırıp, Jane'e baktı.. Jeff'in nefesi çok sıcaktı.. Adeta, yüzünü ısıtıyordu.. O soğuk nefesten farklı olarak... Haraket edemiyordu.. Elleri, bacakları.. kasılmıştı. Sadece, Jeff'e bakabiliyordu ve o sıcak nefes hala yüzünü ısıtıyordu...