gay mi oluyoruz?

984 100 60
                                    

"I like shiny things, but I'd marry you with paper rings..."

Son zamanlarda çok hoşuna giden bir şarkıyı mırıldanarak söyleyen Jeongin okula giriş yapmıştı. Mutlu olduğu kilometrelerce uzaktan anlaşılıyordu.

Okulun bahçesinde derse giriş zilinin çalmasını bekleyen Seungmin, Jeongin'i görünce ondaki bu mutluluğun sebebini az çok tahmin etmişti.

Bilirsiniz, en yakın arkadaşınız ne yaşadığınızı sizden önce öğrenme kapasitesine sahip bir grup uzaylı türüdür. 200 km uzaklıktakı yakın arkadaşının kokusunu ve sesini rahatlıkla duyabilir. yaşadığı yerin adaptasyonuna göre dış görünüşleri değişiklik gösterebilir.

Şaka şaka. Jeongin dün gece Hyunjin ile konuştuğunu sokaklarındaki köpek dahil herkese sıkılmadan anlatmıştı.

Jisung yanındaki Seungmin'in kulağına yaklaşıp kısık sesle konuşmuştu. "Bunda Bi haller var." dediğinde ise Seungmin ona 3 numaralı, yani 'mal mısın' bakışı atmıştı.

"Dün Hyunjin ile konuşmuş ya salak."

Jisung ensesini kaşıdı ve Seungmin'i karşı gülümsedi. "Pardon kanka ya b22 eksik biraz bende."

"B12 o gerizekalı."

"Evet kanka."

Jeongin gülümseyerek sınıfa çıkarken arkalarından diğer arkadaşları da geldi. Felix merdivende görüp sonradan dahil olsa da konuya bayağı bir hakimdi.

Gece gece Hyunjin arkadaşlarının grubunu ele geçirmiş, 57 cümleden oluşan kocaman bir paragraf yazmıştı. Chan üşenmeden yazıyı okurken Felix'e yakalandığı için, kardeşi de Hyunjin'in Jeongin'e olan düşünce ve hislerini az çok öğrenmişti.

Ve asıl problem... Hyunjin'in bütün hayatının akışını bozacak olan o mesajdı.

"Jeongin'e karşı bir şeyler hissediyorum galiba."

Felix kahkahayı basmış ve arkadaşının trajikomik ilişkisinin başlama noktasına şahit olmuştu.

Birinin akıl sağlığı yerinde değildi, diğeri de çok akıllı sayılmazdı. Evlilik görüyorum hocam.

Jeongin ağzı kulaklarında sınıfına varmışken, sırasında gördüğü kağıt yüzükle tekrar çıldırmıştı.

"Kağıt yüzük lan!" Arkadaşları bu çığlıkla karışık bağırışa pek anlam veremese de yine de gülmüşlerdi.

Hyunjin daha öncesinde de ona kağıttan yüzük vermişti ama Jeongin'in tepkisi eskisi kadar yeniydi de.

Jeongin Hyunjin'in kağıt yüzük meselesini nasıl öğrendiğini çok merak etmese de Hyunjin çok uğraşmıştı.

O kadar uğraşmasına rağmen hiçbir sonuç alamayan Hyunjin en son okul koridorunda yürürken Changbin'in ortaokul arkadaşı Wooyoung'u gördü.

Wooyoung aynı zamanda okul müdürünün oğluydu. Hyunjin gülümseyerek hal hatır sorarken ondan küçük bir rica istedi.

Ve sonuç, Hwang Hyunjin kamera kayıtlarında gördüğü minik bedenin sınıfına girdiğini görmüştü. Hem de elinde minik bir kağıt parçası ile.

Jeongin 2 dakika sonra sınıftan yine aynı kağıtla çıkmıştı. Kağıdın içinde bir şeyler yazıyordu ama sanırım Jeongin o kağıdı bırakmaya cesaret edememişti.

Kamera kaydının devamında Jeongin kağıdı katlayıp bir kaç şekile bürüdükten sonra tekrar sınıfa girdi ve çıktı.

Hyunjin aklında oluşan düşünceyle çıkarak çantasındaki yüzüğü alıp kağıdı dikkatli bir şekilde açmıştı.

İçinde yazanları okuduktan sonra utangaç bir şekilde sırıtmıştı.

"Süslü konuşmayı beceremem aslında, daha doğrusu becerebilirim ama komik olur. Bu kağıda sana olan duygularımı sığdıramadığım için sadece seni seviyorum yazabilirim sanırım. Seni seviyorum Hwang Hyunjin."

Hyunjin yüzüğü öğrendiği şekilde eski haline getirmiş ve bütün gün o utangaç sırıtışı ile gezmişti.

><

Aynı gün yemekhanede Hyunjin ile gülüşerek bakışan Jeongin yanındaki Felix'e döndü ve konuştu.

"Ben çok aşığım bu çocuğa."

"Hani bu iş bitmişti." Seungmin mantığını her zamanki gibi ortaya koyarken Jisung da gülerek katılmıştı Seungmin'e.

"O önceydi canım. Şimdi aşığım."

Jeongin yine önüne dönünce Jisung da Minho hakkında konuşmaya başlamıştı.

Felix bir anda "Gay mi oluyoruz?" deyince herkes ona baktı ve Seungmin hemen atladı: "Daha neler."

"Crazy bitch uncle Seungmin konuştu."

Kısaca günleri böyle geçerken, Jeongin okulun önündeki durakta bekleyip elindeki kağıttan yüzük ile oynuyordu.

"Selam."

Başını kaldırıp Hyunjin olduğunu görünce gülümsedi.

"Evin buraya yakın değil miydi, neden duraktasın?"

Jeongin her zaman ki gibi gülümserken konuşmayı unutmamak adına hemen ağzını açtı.

"Ee şey... Babam alacakmış da onu bekliyorum."

"Ah, iyi o zaman. Yarın görüşürüz."

Jeongin sırıtarak el salladıktan hemen sonra gelen arabaya bindi.

Evet yarın görüşeceklerdi sonuçta.

Jeongin'in kesin kavuşamayız dediği o imkansız aşka adım adım ilerlemesini okuyorsunuz. Bu çocuk her ne kadar "bahtım sikik" dese de önündeki kocaman fırsat ve şanstan bihaber.

Eeeh, tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmamış aşkom. Jeongin vazgeçse de vazgeçmese de Hyunjin onu yine bulacak.

-<♡>-

ve final.

şakaaaa.

paper rings, hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin