Bölümü sevgili -_Albotross_-'a armağan ediyorum. 🌌
Keyifli okumalar...
Dünya soğur, akşam serinlerken,
Benim sensiz sevinecek bir şey şeyim yok.
Kılı kırk yardım, altını üstüne getirdim,
Ve işte en gümüş cümlem:İçimi açtım sana.
İçini açmak için.
Jungkook
İnsan dünyayı avuçlarının arasına alabilirmiş. Bunu Taehyung'u severken öğrendim. Kaybolacak gibi hissettiğimde, elleri bedenimde ki her hücrede gezinirken öğrendim. Şimdi kollarımda dinlenirken istediğim tek şey ömür boyu böyle kalmak. Dünya yıkılsa bile, kıyamet kopsa, bütün evren yok olsa bile...
"Ne düşünüyorsun sevgilim?"
"Sonsuzluğu... Sonsuzluk mümkün mü sence Taehyung?"
"Mümkün. Baksana kollarındayım ve bu benim sonsuzluğum."
Gülümsememe engel olamıyordum. Onun dilinden dökülen her cümle kalbimde keşfedilmemiş noktalara dokunuyordu. Mutluluğu keşfediyordum onunla. Aşkı öğreniyor, sevgiyle kavruluyordum. Sahi aşk neydi? Tanımını bilmediğim bu duyguyu ifade edebilecek bir kelime haznem yoktu.
"Sana bir soru sorabilir miyim?"
"Tabi ki Papatya'm."
"Sence aşk nedir?"
Cevaplamadan önce uzunca düşündü iki gözümün çiçeği. Sıradan cevaplarla gelmiyordu bana hiçbir zaman.
"Hmm... Bence aşk, senin sendeki farkındır."
Kurduğu cümleyi anlamakta güçlük çekiyordum. Basitleşmiş cümleler onluk bir şey değildi çünkü.
"Nasıl yani?"
Gülümsedi.
"Sen aynaya bakınca şiir yazabiliyor musun?"
"Hayır."
"Ama ben sana bakınca yazabiliyorum. İşte senin sendeki farkın, bendeki aşkındır."
Kim Taehyung şüphesiz benim aşkımın şairiydi. Tek şiiri de bendim. Yazmaktan usanmıyor, yeni cümleler, yeni kelimelerle yeniden yazıyordu beni. Bundan şikayetçi miydim peki? Tabi ki hayır. Bir kitap olsam, ellerinden düşürmesin isterdim beni. Okudukça okusun, sayfalarım yıpransın ellerinin altında isterdim.
"Şair olmayı hiç düşündün mü Taehyung?"
"Hayır."
"Neden?"
"Şiir diye yazdığım sensen,başkalarıyla paylaşmayı göze alamam seni."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑷𝒉𝒊𝒍𝒐𝒑𝒉𝒐𝒃𝒊𝒂 | 𝑻𝒂𝒆𝒌𝒐𝒐𝒌
Fanfic"Boğulacak gibi dalmışım gözlerine, Bakarken büyük laflar etmişim içimden, Sana susmuş kalbine konuşmuşum."