| Little Game | PJM

[Sadece bir nefes daha]

Gözlerimi döndürüp kafamı masaya gömmüştüm

"Birbirinizi nasıl buldunuz onu çok merak ediyorum doğrusu"

Gelip yanıma yerleşirken konuşuyordu

"Yalnız beni aptal yerine koymuş olman cidden canımı acıttı doğruyu söylemek gerekirse"

Kolunu sırtıma uzattığında ayağa kalkmıştım

"Artık siktir git ya anlamıyor musun seni istemiyorum ve istemeyeceğim artık şu sikik varlığını ve yanında taşıdığın köpekleri al ve siktir git!"

Ani bağırmama ve hızla ayağa kalkmama herkes şaşırmıştı

"Sakin ol küçük hanım sorun yaratmaya gelmedim çözüm üretmeye geldim"

Artık sinirlerim iyice oynamaya başlamıştı

"Ben seninle ne sorun ne uzlaşma istiyorum tek istediğim hayatımdan uzaklaşman oldu mu?"

Olmaz der gibi yüzünü burşturduğunda sabır çekmiştim

"Ya bela mısın be"

Güm gücümle vücudunu ittirmiştim biraz düşecek gibi olsada toparlanıp oturduğu yerden kalkıp silkelenmişti

"Sende sinirimi bozmaya başladın, ne nazlı çıktın jiminin altına bu kadar kolay gireceğine benim altıma girseydin hiç böyle olma-"

Yüzüne yapıştırdığım tokatla sözü yarım kalmıştı

"Şimdi yandın işte"

Elini kaldırdığında Kai jungkookun elini tutmuştu

"Uzatma jungkook"

Elini geri savurarak onun üzerine yürümüştü

"Sen hangi sıfatla karışıyorsun ? Senin onun yanında ne işin var"

Gülmüştük aynı anda

"? Ayrısınız bu bir ikincisi benim sana hesap verme zorunluluğum hangi günden beri var acaba ? Beni yanındakilerle sakın karıştırma"

Yere bakarak pis bir gülüş sergilediğinde olayın artık komikliği kaçmıştı

Kai e geçirdiği yumurkla ortam karışmıştı hepsi bir bir kişiye girmişlerdi

"Şimdi konuş. KONUŞSANA"

"Oruspu çocuğu olduğunu önceden söylemiş miydim sana jungkookcum?"

Dudağının kenarından akan kanla dalga geçer bir ses tonuyla konuştuğumda daha da sinirlenmişti

Ama bu sefer yüzüne gümrüğü yiyen Kai değildi

İyice birbirlerine girdiklerinde artık ben işin içinden çıkmıştım

Aralarından sıvışıp

Kafeden çıkıp arabama binmem bir olmuştu

Gaza basıp uzaklaşırken bile hala tartışıyorlardı

Hep beni mi buluyordu bu piskopatlar

Uzun bir dönüşün sonunda arabayı minho nun evinin önüne park edip bir taksi çağırmıştım

Yağmurlu ve sisli havaları severdim insanın ruh halini gözlerinin kızarıklığını saklardı

Karşıdan bana doğru yürüyen jimine görmemle olduğum yere çivi gibi çakılmıştım

Hangi gizlerdi yağmurlar, sisler gözlerin kızarıklığını

Gözleri şişmiş bir şekilde bana doğru yürüdüğünde deja vü olmuştum