Yılbaşı Partisi

11 3 3
                                    

Saat: 22:10 / 31 Aralık 2015 / İlişkide: Tanışma

Normalde böyle yılbaşı partilerine katılmayı sevmezdim, ama uzun süredir yeni yıla evimde televizyon izleyerek girmekten sıkılmıştım. Ailemi ziyaret etsem bile yeni yılı kutlayan insanlar değildi onlar. Babam dindar bir adamdı ve sıradan bir polisti. Annem ise eşinin sözünde bir fabrika işçisi. Küçükken ailemden çok ablamı görürdüm. Onunla büyüdüm. Geçmişe dönüp baktığımda ona ne kadar borçlu olduğumu düşünmeden edemiyordum.

Ben bu gibi düşüncelerle oyalanırken çoktan partinin olduğu yere geldiğimi yeni farketmişim. İçeri girerken bu sefer birileri ile tanışmaya kararlıydım. Güvenliği arkamda bırakıp kapıdan geçtim ve beklediğimden daha kalabalık bir ortamla bir kaç saniye bakıştım. Yalnız olan kimseyi göremedim. Herkes bir tanıdığıyla gelmişti ya da burada hemen kaynaşmışlardı. Biraz alkol için bar tezgahına yaklaştım ve telefon ile ilgilenen bir adamın yanındaki boş bar sandalyesine oturdum.
"Bir kırmızı şarap alabilir miyim?"
Diye sordum tezgahın arkasındaki adama. Adam kafasını onaylar şekilde sallayıp içkiyi kadehe doldururken etrafıma bakındım. Telefon ile ilgilenen adamın arada bir bana kayan bakışlarını fark ettim. Bu tanışmak için mükemmel bir fırsattı! Barmen şarabımı önüme koyduğunda teşekkür edercesine başımı salladım ve yanımdaki adama döndüm.
"Merhaba.." Sönük bir 'merhaba' ile nereye doğru gideceğimi bilmiyordum. Ona dediğime emin olduktan sonra karşılık verdi.

"Merhaba." Elini bana doğru uzatmadan önce önündeki viskiden küçük bir yudum aldı.
"Feza, senin adın ne?" Bana uzatılan eli sıktım.
"Özgür, memnun oldum. İlk defa böyle bir isim duyuyorum." Sessiz ve kısa bir şekilde güldü.
"Fazla bilinen bir isim değil o yüzden ilk defa duyman normal. Seni hangi rüzgar attı buralara, genç adam? Harcarlar seni burda." 'Genç adam' kelimesiyle bir an duraksadım. Küçük gösterdiğimi biliyordum ama yüzüme vurulması garip hissettiriyordu.
"Yirmi altı yaşındayım ve bir avukatım. Belki ben onları harcarım." Şaşırmış şekilde yüzüme baktı ardından seslice güldü. Yinede ortamdaki ses yeterince yüksekti bu yüzden dikkat çekmemişti. Etrafını göstererek konuştu:
"Genç gösteriyorsun ve şu ortama bir bak. Eminim sende gözü olan bir kaç kişi rahatlıkla bulunur. Yirmi altı yaşında olduğuna inanasım gelmiyor. Çok zorlarsak yirmi yaşında anca gözüküyorsun." Haklıydı.. yanii sanırım. Kafamı iki yana salladım.
"Seninle konuştuğumu gördükten sonra kaç tanesi harakete geçer bilemiyorum." Üstü kapalı şekilde övmeye çalıştım, anlayabilir mi veya bir erkeğin ona böyle demesini nasıl karşılar, bilmiyordum. Sözler ağzımdan çıktıktan sonra pekte bir önemi kalmıyor.
"Sert mi gözüküyorum?" Her an birine patlatacak gibi durmasını, ortamdaki kabadayı gibi gözükmesini, sakinliğinin arkasından bir volkan varmış gibi hissettirmesi ve bardağı her an eli ile parçalayacakmış gibi durmasını bir yana bırakırsak hiç sert gözükmüyordu.
"Belki bir az.." Yalan söylüyorum. Sert gözüküyor.
"Anladım anladım. En azından yanındayken senile konuşmak istemeyeceklerini anlamış oldum. Yanımdan ayrılmasan bari." Göz kırptığında yüzüm kızardı. Böyle konuştuğuna göre ya erkeklerden hoşlanıyor -benim gibi- ya da dalga geçiyor. Dalga geçer gibi değil yani sanırım ilk seçenek daha mantıklı.
"Kızarınca tatlı oluyormuşsun ufaklık." Burnumu sıktı. Elimi burnuma götürürken yüzümün yandığını hissedebiliyordum. Şarabımdan büyük bir yudum aldım.
"Teşekkürler? Bu arada sen ne iş yapıyorsun? Mafya veya bu mekanın sahibi çıkarsan şaşırmayacağım." Biraz ciddi biraz alaylı bir ses tonu ile sordum. Kıkırdadı. Kıkırdarken çok sexy gözüküyordu. Neler düşünüyorum?..
"Şaşıracaksın ama adalet için çalışıyorum. Savcıyım. Mafya veya bu mekanın sahibi çıkmayarak umarım seni hayal kırıklığına uğratmamışımdır." Şaşırmış şekilde bir kaç saniye ona baktım ve şarabımı tekrar yudumladım. Savcı olmasını sindirdikten sonra dudağımı kıvırdım.
"İşini yaparken seni düşününce suç işlemiş gibi teslim olasım geliyor. Senin bulmandansa teslim olmayı tercih ederim. Tabii hayalimdeki gibi iş yapmıyorsundur." Ben kıkırdarken o sesli şekilde güldü. O kadar komik miydim yoksa kendi de mi hayal etti?
"İlk defa seni burda görüyorum. Yeni mi taşındın? Yoksa uzakta mı oturuyorsun?" Biraz uzakta oturduğum doğruydu ama gelmek isteyene yarım saat yürüme mesafesi fazla uzun değildi.
"Hayır, uzun süredir burada yaşıyorum. Sadece evimde veya arkadaşlarımla içmek varken tanımadığım insanlarla dolu bir mekanı tercih etmiyorum." Anlar gibi kafasını sallarken viskisinin bittirdi. O sırada bende kendi içkimden tekrar yudum aldım. Yavaş içtiyordum.
"Bende her gün burada değilim elbette. Arada içmek için geliyorum ama ilk defa senin gibi tatlı biri ile karşılaştım ufaklık." Tekrar burnumu sıktığında ilkiyle aynı tepkiyi verdim. Yüzüm kızarmıştı görmüyordum ama yanma hissi başka ne anlama gelebilirdi? En azından bu durumda.
"Ufaklık falan ayıp olmuyor mu ama?" Dediğim şeye güldü.
"Ufak olan birine ne denir ki? Hoşuna gitmiyor mu yoksa?" Hoşuma gitmediğini söyleyemezdim. Çünkü hoşuma gidiyordu. Neden böyle dediğimi bile bilmiyorum..
"Yok yani.. hoşuma gitmediğinden değil." Ne demem gerektiğini düşünmeden konuşmasaydım keşke. Ben cümle kuramadığım için utanırken o seslice güldü.
"Sorun etme ufaklık. Anladım ben seni." Saçlarımı karıştırdığında bir anda kendimi bir çocuk gibi hissetmeme neden oldu.

Uzun süre daha konuşmaya devam ettik..

Saat: 23:59 / 31 Aralık 2015 / İlişki: Aşk

Bir anda herkes seslice geri sayıma başlarken biz zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştık.

"43, 42, 41..."

Geri sayım yapılırken Feza bana döndü.
"Yeni yıla nasıl girersen yılın öyle geçiyormuş." Bunu daha öncede duymuştum. Bir anda hâlâ bitirmediğim şarabımı önümden aldı ve tek seferde içti. Ben ne olduğunu bile anlamadan dudağıma yapışmıştı. Şarap onun ağzından benim ağzıma hucum ederken aradan sızan damlalar yüzümde ve kıyafetimde kırmızı leke yapıyordu.

"3, 2, 1, 0 YEHUUUUU!!"

Saat: 00:00 / 1 Ocak 2016 / İlişki: Yakınlaşma

Etrafta yeni yıla girmenin etkisi ile patlatılan konfetiler, dışarıdan gelen havai fişek sesleri ve insanların bağırışlarının farkındaydım. Olması gerektiğinden daha sessiz gibiydi. Hâlâ dudaklarımı iştahla öpen adamın etkisindeydim. Beklemiyordum ve şok olmuştum. Onun ağzından benim ağzıma geçen şarabı yutarken aklımada pek bir şey yoktu. O an ne düşüne bilirdim ki? Neyle karşı karşıya olduğumu sindirdikten sonra beni yiyen adama karşılık verdim. Yeni yıla kaç kişi öpüşerek giriyordu?

Ne kadar süre öpüştük bilmiyorum. Bana kalsa zaman durmuştu ve bir yıl çoktan geçmişti. Yinede doyamamıştım. Dudaklarımız ayrıldığında kendime gelmem bir kaç saniyemi aldı. Ne zaman Feza'nın kucağına çıkmıştım? Ne zamandır belimi okşuyordu? Ben ne zamandır onun omzunu sıkıyordum? Az önce hiçbir şey düşünmüyor olsamda şu an çok utanıyordum. Yüzümün alev alev yandığını hissediyorum, iddaya bile girerimki kıpkırmızıydım. Yüzüme sırıtarak bakan Feza'yı detaylara odaklanmayı bıraktıktan sonra fark ettim.
"Yakınlarda bir otel var. Oraya geçelim mi?"

Bölüm Sonu..

Y-N: Smut'u görmek isterseniz belirtin. İstemiyorsanız smut'u atlayacağım. Sevişme yazmak kolay değil sonuçta.. 😞

-Poet Goodman

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 05, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Adın Ne? BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin