19

337 40 40
                                    

Salonun ortasına koyduğum sandalyemde oturmuş gelmelerini bekliyordum. Tam karşımda kocaman bir ayna vardı ve kendime bakıyordum. Gerçek benliğime. Ya da emin olamadığım benliğime. Ateş. Ben ateştim. Düştüğü yeri yakan birisiydim. İlk beni kaçıran çilli herifi yakmıştım. Bütün planlarını suya düşürmüş, babasını ölüme yollarken onu hapishaneye yollamıştım. Daha sonra ateşim sönmeye başladı.

Beni çilliden kurtaran dedektif, şuan babam dediğim kişi beni ateşledi bu sefer. İlerledikçe ateşimi kaybettim bedenime değen eller yüzünden. Benliğimi kaybettim. Benliğimin bir ucundan tutunup çocuklara yardım ettim. Ama yardım ettikçe benliğimi daha da kaybettim. Benliğimi kaybedince ateşim körüklendi ve orayı yaktım. Orayı işleten kişileri yaktım. En son da dedektifi, babam dediğim herifi öldürdüm.

Göz ucuyla odanın köşesinde duran cesete baktım.

Beni sırf dedektif mevkiisi yükselsin diye kullanan kişiyi öldürdüm. En başından suç kimdeydi? Burada suçlu arayabileceğimi düşünmüyorum, çünkü kime baksam bir suçu oluyordu. Benim bile. Hepsini acımasızca öldürdüm. Bundan gurur duymuyorum tabii ki. Ama onlara üzülmüyorum da. Hiçbiri benim için üzülmemişken ben neden onlara üzüleyim ki?

Bedenimi kirletmelerine izin verenlere neden üzüleyim ki?

Kendimi ilk değiştirdiğim zaman beni kaçıran Felix'in yanındatken oldu. Bana nasıl gerçekçi olacağımı öğretti. Neler yapılcağını öğretti. Kendimi kurtarmak için, yakalanmamak için neler yapılabileceğini öğretti. Yine de ona minnettarlık duymuyorum. Ne kadar güçlenmemi sağlasa da, o olmasaydı bu duruma da düşmezdim.

Acaba diğerleri benim katil olduğumu öğrenince ne düşünecekler?

Geçerli bir sebebimin olması gerektiğini söylediler. Geçerli bir sebebim vardı bence. Bana inanırlar, beni severlerdi değil mi?

Peki ya Minho?

O öğrenince ne düşündü?

Ona büyük bir ipucu bırakıp kendimi belli ettiğimde ne düşündü? Benden nefret mi etti? Her zaman bana 'Katili bulursam yüzüne birkaç yumruk atacağım' derdi. Bana vuracak mıydı? Vursun istiyorum aslında. Vursun da içinde kalmasın. Robotik sesle konuşurken bana kendisi bulacağını söylemişti, ama ben ona ipucu verip bulmasını sağladım. Bunun için bana kızar mıydı? Bana son bir veda öpücüğü verir miydi? Belki de yüzüme bile bakmazdı. Haklıydı. Onu kandırmıştım. Ama zorundaydım. En azından şuana kadar.

Siren sesleri duyunca gülümsedim. Gelmişlerdi. Beni almaya gelmişlerdi.

"Gördün mü dedektif. Beni kurtarmak yerine daha da dibe soktun. Ah, sen ölmüştün değil mi? Kusura bakma."

Başımı geriye yatırıp gözlerimi kapattım.

Kapıyı çalmaya başlamışlardı. Bağırışlar duyulmaya başladı. Hiçbir tepki vermedim. Kapının kırılma sesi geldiğinde gülümsedim. Minho'yu görmek istiyorum. Onun yüzünde ki ifadenin ne olduğunu bilmek istiyorum.

Kapıların tek tek açılma sesi duyuluyordur. Benim kapımda açıldığında kapıya baktım. Minho hızlu hızlı nefesler alıp bana bakıyordu. Gülümsedim. Yüzünden geçen duygu hayal kırıklığı mıydı? Neden yaptığımı sorgularcasına bakıyordu. Arkadan birileri geldiğinde Minho onlara durmalarını söyledi ve konuşmak için izin istedi. Bakışları köşede ki ölü bedene takılı kaldığında kıkırdadım. Şaşkınca bana baktı.

"Beklemiyordun değil mi? Özür dilerim." gözlerimin doluluğunu gözlemek için başımı eğdim.

"Sen ne yaptın Jisung? Neden kendini ifşa ettin?" başımı kaldırıp önümde duran Minho'ya baktım. Beni yakalamak istemiyordu. Gözlerinden de sözlerinden de bu anlaşılıyordu.

"Ben demesem beni zaten bulurdun."

Minho bir şey demeden önümde diz çöktü ve ellerimi tuttu. Onun da gözleri dolmuştu.

"Bana deseydin-"

"Sana deseydim ne olacaktı sanki?!" dedim gözyaşlarım arasından. Kaç yıl sonra ilk kez ağlıyordum. "Hep diken üstünde olacaktın! Sence o kadar saklanabilir miydim?"

"Saklanırdın tabiiki de! Seninle daha fazla zaman geçirmek istiyordum." Minho beni kendine çekip sarıldığında burnumu çektim. Belki de bundan sonra sarılamayacaktık. Geriye çekilip gülümsedim.

"Bana yumruk at."

"Ne?"

"Katili bulunca ona vurmak istediğini söylemiştin?"

"Sana vuracağıma kalbime bir kurşun sıkarım. Sonuçta ikisi de beni öldürür, ama seninki daha da acıtır."

Başımı iki yana salladım.

"Ziyaretlerime gelecek misin?" dedim ayağa kalkarken.

"Geleceğim."

"Götür beni. Az da olsa ellerin değsin bana. Dindirsinler ateşimi. Çevirsinler beni küllere. Saçsın hava beni toprağa. Eritsin beni su." dedim dudaklarımızı birleştirmeden önce. Belki de son öpücüğümüzdü.



Dırırırıııııı

ÇANXÖSNXÖWBXÇSN
ZORT

SÖNXMAMZÖANZ

Son bölüm daha yazarım belki bugünün 4. Bölümü bu yoruldum ama değdi.

Öğleden sonra yayınlayacağım

Sevdiniz mi fici şanzöanzösndmwns

Zort

Neyse

Hadi eyw

𝙀𝙤𝙨 𝙧𝙚𝙨𝙩𝙖𝙪𝙧𝙖𝙣𝙩 MINSUNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin