2

1K 85 101
                                    

Kulağımın tekinde kulaklık, ellerim ceketimin cebinde rastgele girdiğim sokakta yürüyordum. Etrafa bakındığımda eski evler, çöp konteynırları ve çevresinde olan çöpler, bazı binaların duvarına yaslanmış birkaç evsiz görmüştüm. Pek tekin bir yere benzemiyor bu yer açıkçası. Sadece tekin gösteren şeyler ara ara denk geldiğim yıkılmış, yıkılmaya yüz tutmuş evlerdi. Belki biraz da burasının sessizliğiydi.

Her zaman sessizlerden ve rolcülerden korkmamızın gerektiğini düşünüyorum. Eğer her şeyi belli ederek yapan birisinin karşısındaysanız, o kişiyi gözlemlediklerinizle yenebilirsiniz. Ama sessizlerin ve rolcülerin ne yapacağını bilemezsiniz. Çünkü onları tanımıyorsunuz. Rolcülerin ise bürünebildiği tek bir kişilik yoktur. Sana çok mutsuz birisi gibi gelir, hemen yanındakine korkmuş, hemen diğer yanındakine de aşıkmış gibi gelir.
Aslında dünyada ki herkes rolcüdür, benim bahsettiğim kişiler bu işin profesyonelleridir.

Profesyoneller rollere bürünmesi için yüzyüze olmalarına da gerek yoktur. Yazdıkları bir kitapta ki karakterlere bile birden fazla kişilik verirler, hatta okuyucular anlamasın diye kitabın sonuna kadar bu kişilikleri çaktırmadan aşılarlar.

Hatta bir üst seviye olarak kendilerine de aşılarlar bu kişilikleri. Her girdiği kişilikten kendinlerine küçük detaylar ekleyebilirler. Üstelik bu rollere kendilerini öyle kaptıranlar olur ki kendilerini de kandırırlar.

Arka taraflardan hafif ayak sesleri duymaya başlayınca şarkıyı durdurdum, ama bir şeyler mırıldanmaya devam ettim. Ayak sesleri arasıra kesiliyordu ve bu da demek oluyordu ki birisi beni takip ediyordu, üstelik yakalanmamak için arasıra bir yerlerde saklanıyordu.
Şarkı mırıldanmaya devam ederken gözüme tahminen 30 -35 adımlık kadar ilerde olan sokak köşesi takıldı. O köşeden dönersem ve gerçekten de o kişi beni takip ediyorsa onu tutabilme gibi bir ihtimalim vardı. Tabii tam tersi tutamama gibi bir ihtimal de olsa da pek olabilecek bir ihtimal değil diye düşünüyorum.

Saydığım adımları mırıldanma şekilde şarkıya dönüştürdüm. 20 adım atmıştım çoktan.

Arkamda ki kişi yine aynı hızda devam ediyordu ama ayak sesleri çok düşüktü. Biraz daha ilerden dönersem asıl olaya girebilirdim.

35. Yaşımda başladım yaşamaya
36. Yaşımda tattım o sevilen aşk hayatını
37-38
Nerdeyse oldum 40
Eğer köşeyi dönersem hayat bana iyi davranır mıydı?

43. adımımda köşeyi dönmüştüm. Bu kadar fazla olduğunu tahmin etmemiştim, ama önemli değil sonuçta köşeyi dönmüştüm. Şimdi bakalım hayat bana iyi davranacak mı? Neyse ki çıkmaz sokak değildi. Ben köşede saklanırken ayak sesleri hızlanmıştı. İlk gölgesi, ardından kendisi köşeyi dönünce omuzlarından tuttuğum gibi duvara yüz üstü yasladım ve hemen paltosunun altında duran tabancasını alıp kafasına dayadım.

"Bana mantıklı bir açıklama yapman için 5 saniyem var. 1."

5 olduğunda onu öldürmeyecektim. Kafasına birkaç kez, bayılana kadar vuracak, daha sonra onu bir yere bağlayıp asıl niyetinin ne olduğunu öğrenecektim. Sırf güç gösterisi için beni gözüne kestirmiş olabilirdi, para gasp etmek, köle yapmak gibi birçok seçeneği vardı. En mantıklısı paraya ihtiyacı olmasını söylemesiydi. Ona silahı nerden bulduğunu sorduğumda da çaldığını falan söyleyebilirdi.

"2!"

Bağırmasam da sesim boş sokakta yankı yapmıştı.

"Dedektifim!"

Tek kaşımı kaldırıp silah hâlâ kafasındayken başımı eğdim ve yüzüne baktım. Çenesini sıkmıştı ve burnundan sık nefesler alıyordu.

𝙀𝙤𝙨 𝙧𝙚𝙨𝙩𝙖𝙪𝙧𝙖𝙣𝙩 MINSUNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin