Neden kader aynı insanı defalarca karşınıza çıkarır diye düşündüğünüz oldu mu ? Ben tam olarak şuan düşüyorum " Neden ?"
Neden kader hiç tanımadığım bu adamı sürekli karşıma çıkarıyordu?
"Ooo Gelin Hanım!"
Üzerimdeki şaşkınlık devam ederken ne diyeceğimi veya ne tepki vereceğimi bilemiyor afallamış bir biçimde karşımdaki adama bakıyordum.
" Sen ! sen ama nasıl ? Hayır..." Şaşkınlığım yüzünden ağzımdan manasız kelimeler çıkıyor ne dediğimi kendim bile anlamıyordum.
Adam bana biraz daha yaklaşarak önümde durdu. Uzun boylu olması sebebiyle kafasını eğip kulağıma fısıldadı.
" Sakin ol çalışanımın daha ilk iş gününde şaşkınlıktan ölüp gitmesini istemem özellikle de böyle güzel bir çalışanımın..." Diyerek göz kırptı ve benden uzaklaştı.
O benimle bu şekilde konuştukça sinirlerim tepeme çıkıyor bütün vücudum kasılıyordu. Şimdi bu adam benim patronum muydu?
Şaşkınlığımı biraz olsun az önceye bırakarak adamın arkasından yürüdüm.
" Sen nasıl bir patronsun ya ? Şirkette saygılı, dürüst, otoriter bir beyfendi dışarda kızlara asılan, zübbe bir yavşak mısın? "
Adamın kaşları çatılmış. Bütün damarları belirginleşmişti.
" Kiminle konuştuğunun farkına var ! Yoksa daha işe girmeden kovulan ilk kişi sen olacaksın !" Dediğinde sinirlerim iki katına çıkmıştı.
Masada duran su bardağını elime aldığım gibi adamın yüzüne suyu boca ettim. Adam şaşkınlık dolu bakışlarla derin bir nefes aldı. Yüzünden akan suyu eliyle silip sinirden daha da koyulaşıp neredeyse kararmış gözleri ile bana bakıyordu. Sanırım bu kez bittim...
O bana baktıkça vücudumdaki her kısım geriliyordu. Kaçmak için hazırlanmıştım ki beni kolumdan tutup kendine çekti nefesini yüzümde hissetmemle daha da gerilmiştim.
" Bana bak seni küçük baş belası ! Başkası olsa şu yaptığın hareketten sonra seni kovar bu şirketin yakınında bile dolaştırmazdı. Ama ben sana bir şans daha vereceğim. Benden özür dile ! Güzel bir işin ve harika bir patronun olsun !" Dedi .
Kendimi ondan uzaklaştırmak için uğraşırken o beni kendine daha da yakınlaştırmıştı.
" Bırak beni !"
"Özür dile ! "
" Senden mi özür dileyeceğim ? Şaka mısın sen ? Az önce yaptığım şeyden gram pişmanlık duymuyorum Arat Bey bir daha olsa bir daha yaparım !" Dedim gözlerimi gözlerine dikerek.
Dişlerini sinirden sıkmış bir biçimde beni kendinden itip " O zaman defolun Aleda Hanım !" Dedi.
Bir dakika bir dakika az önce ilk işime giremeden kovulmuş muydum ben ?
Daha fazla orada durmayarak kapıyı arkamdan sertçe kapatıp oradan ayrıldım.
Sert ve sinirli yürüyüşüm koridorda yankıya sebep oluyordu. Bir taraftan yürüyor bir taraftan o lanet olası patrona saydırıyordum.
Önüme bile bakmadan yürümem karşımdan gelen Ömer Beyi görmeyip ona çarpmama sebep olmuştu. Oldukça şiddetli olan bu çarpışma yüzünden onun elindeki kağıtlar benim de çantamdakilerin hepsi yere dökülmüştü.
" Özür dilerim."
" Aa hayır sorun değil." Dedi gülümseyerek.
Yere eğilip eşyalarımı hızla toplayıp yerimden kalktığım sırada Ömer Bey'in bana seslendiğini duyarak yerimde durdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyun
RomanceBu hikâye çapkın, otoriter , kibirli bir o kadar da zeki bir adam olan Arat Yücel ve yaramaz , hayat dolu , şen şakrak , baş belası bir kız olan Aleda Eryiğit arasında geçen çekişmeli bir aşk hikâyesinden çok daha fazlası ;) Sizde Arat ve Aleda'nın...