İnsanlar çift yaratılırmış derlerdi de inanmazdım. Sude'nin çalan telefonunu açtığımda çok garip bir şey ile karşılaştım. Aramanın diğer ucundaki kişinin sesi o kadar tanıdık geliyordu ki sanki onunla daha dün konuşmuşuz gibi...
"Alo ?"
"Alo..."
"Kimsiniz?"
" Sude sen misin ? Dalga mı geçiyorsun ? Bana bak dalga geçmenin sırası değil. Bugün şirkete gelemeyeceğim önemli işlerim var babam beni sorarsa idare et. Tamam mı?"
Bu da kimdi ? Ve ne saçmalıyordu böyle?
" Sude şuan burada değil telefonunu evde unutmuş."
" Nee? Sen de kimsin ? Başkalarının telefonunu açmak hoş değil Küçük Hanım !"
Küçük hanım ? Konuşma tarzı ve sesi o kadar tanıdık geliyordu ki ama bir türlü çıkaramıyordum.
" Ben Aleda... Başkası dediğiniz kişi arkadaşım ! ayrıca önemli bir şey vardır diye açmıştım ama pek önemli bir şey yokmuş duyduğuma göre !"
" İsmin çok hoş Aleda. Tanıştığımıza memnun oldum ben de Arat... Arama sebebime gelecek olursak oldukça önemli bir sebebti. Yani tabi benim açımdan !"
" Sesiniz çok tanıdık geliyor sanki sizinle daha dün konuşmuşuz gibi."
" Ah Aleda imkanı yok bu kadar güzel bir sesi daha önce duymuş olsam asla unutmazdım."
"........."
" Her neyse Aleda. İstersen kendi numaranı ver ordan devam edelim ne dersin ?"
"Neee ? "
" Pekala sanırım numaranı vermeyi sevmiyorsun. Sorun değil. Arkadaşın Sude' ye selamımı söylersin. Görüşürüz..." Dedi ve kapattı.
Bense şaşkın şaşkın hala sesinin kime benzediğini düşünüyordum. Hadi Aleda düşün! Kim olabilir?
Derin düşüncelerden sıyrıldıktan sonra telefonu yerine koydum ve mutfağa geçip akşam için yemek hazırlamaya başladım.
Bugün resmen döktürmüştüm. Aşçılık için falan mı başvursaydım acaba ? Yemekleri güzel yapardım ama maalesef fazla sakardım. Bu da benim aşçılık kariyerimi başlamadan bitirmeme sebebiyet veriyordu.
Masayı da hazırladıktan sonra Sude'nin gelmesini beklemeye başladım. Uzun bir süre beklerken içim geçmiş ve hafif bir uykuya dalmıştım ki kapı sesinin beni ürkütmesi ile uyandım.
Sude kapıdan girip solanda ki yemek masasını gördüğünde oldukça şaşırmış gözlerle bakıyordu. Birlikte masaya geçip yemekleri servis etmeye başladık. " Oo hayırdır bir şey mi kutluyoruz ?" Dedi Sude.
" Hayır. Sadece bütün gün evde yatmaktansa sana böyle bir sürpriz yapayım dedim. Beğenmedin mi ?"
" Hayır hayır hepsi çok güzel olmuş ellerine sağlık. Sadece böyle şeylere alışkın değilim. Genelde yorgun geldiğim için dışardan söylerim veya ufak tefek şeyler atıştırırım." Dedi gülümseyerek.
Yemekleri güzelce yedikten sonra tabak, çatal, kaşıkları mutfağa taşıdık. Ben artan yemekleri Buzdolabına koyarken Sude de bulaşıkların pisliğini alıp bulaşık makinesine yerleştiriyordu ki şaşkın bakışlarla bir çöp kutusuna bir de bana bakmaya başladı. Yine ne halt yedin Aleda ?
Sude bana şaşkınca bakmaya devam ederken yemek yaparken kırdığım bir kaç kase aklıma geldi. Sakar olduğumu söylemiştim...
Sude bir müddet daha baktıktan sonra üstündeki şaşkınlığı kaldırıp bir şey söylemeden bulaşık işini bitip salona geçti. Ben de hemen arkasından yürüdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyun
RomanceBu hikâye çapkın, otoriter , kibirli bir o kadar da zeki bir adam olan Arat Yücel ve yaramaz , hayat dolu , şen şakrak , baş belası bir kız olan Aleda Eryiğit arasında geçen çekişmeli bir aşk hikâyesinden çok daha fazlası ;) Sizde Arat ve Aleda'nın...