3. BÖLÜM "DÜĞÜN HEDİYESİ"

717 53 12
                                    

Her insan zor zamanlarında ona destek olacak bir arkadaşa ihtiyaç duyar. Bir sırdaşa , bir kardeşe , bir dert yoldaşına... Her daim onun arkasında olup kararlarını destekleyen birine ihtiyaç duyar...

Benim de tam şuan da bunun gibi birine ihtiyacım vardı ve aklıma ilk gelen kişi Sude oldu. Çok samimi olmasak da şu durumda beni Sude'den daha iyi anlayan biri olamazdı.

" Sude saçmalama. Ben kendi düğünümden kaçtım !"

"Neee? "

Sude beni anlayamayarak konuşmaya devam etti.

"Aleda sen ne saçmalıyorsun. Senin hayatında kim vardı da bir anda evlenmeye karar verdin ? Hadi karar verdin neden evleneceğin kişiyi bırakıp düğünden kaçtın ?"

Ne saçma bir soruydu böyle! Ne yapsaydım Berk'le birlikte mi kaçsaydım ?

" Bilmediğin çok şey var Sude. Bir yerde buluşup yüz yüze konuşsak daha iyi olur. Buna gerçekten ihtiyacım var. Müsaitsen her zaman gittiğimiz Caféye gelir misin ?"

Sude beni kırmayarak hemen onayladı. İş haricinde evden doğru düzgün çıkmazdı eğer çıkıyorsa o kişiye cidden değer veriyor demekti. Ah Sudem...

Caféye Sude'den önce gelmiş on dakikadır bekliyordum. Hadi be kızım nerde kaldın? Duvardaki saate bakıp bakışlarımı cafénin girişine yönelttiğimde Sude'nin içeri girdiğini gördüm. Sude her zaman olduğu gibi çok salaş ve rahat giyinip gelmişti. Bu kızın kendine has bir tarzı vardı ve ben buna bayılıyordum.

Masanın hemen yanına geldiğinde ayağa kalkıp ona sıkıca sarıldım. O da aynı şekilde bana sıkıca sarıldı. Bir süre sarıldıktan sonra masaya karşılıklı oturup birer kahve söyledik.

Sude derin derin beni süzüyordu. Sessizliği bozarak konuştu.

" Eee anlat bakalım neyin nesi bu evlilik ? Nasıl karar verdin ? Neden kaçtın ?"

Sude beni soru yağmuruna tutarken ben de gelen kahvemden bir yudum aldım. Ve bütün olanı biteni hızlıca anlatmaya başladım.

"Sude, babam beni şirketin kurtulması uğruna iş ortaklığı yapacak olduğu bir adamın oğlu ile evlenmeye zorladı. Her ne kadar kabul etmesem de bana seçme hakkı tanımadı. Acele ile söz taktılar bir hafta sonra düğün hazırlıklarını tamamladılar ve bizi nikah masasına oturttular. Bir an 'Kaderine razı ol Aleda' dedim. Sonra kendi kendime 'Neden istemediğim biri ile sonsuza kadar birlikte yaşayayım ki?' dedim. Düşündüm , taşındım ve nikahtan çekip gitmeye karar verdim ve karar verdiğim şeyi yaptım. Tabi açlık ve sefalet içinde tuvalette bir gün geçirmem gerekti ama pişman değilim. Sonra zar zor karnımı doyurdum ama mağazada kıyafet alırken o cıvıkla karşılaştım. Yavşak yavşak hareketleri ile beni o kadar sinirlendirdi ki onu orda dövebilirdim. Dövemezdin Aleda saçmalama adam ayı gibi... Tamam belki dövemezdim ama çok kötü şeyler söyleyebilirdim neyse sonra ondan kurtulup seni aradım ve işte burdayız."

Sude söylediklerim karşında şaşkınlık içerisinde beni izlerken ben de kahvemi yudumlamaya devam ediyordum. Sude zar zor ayılıp " Aleda senin başına neler gelmiş böyle ? Ve bunları senden daha yeni öğreniyorum. Neden bana anlatmadın ?" Yüzünde kırılmış bir ifade vardı.

" Bilmiyorum Sude hiç bir şey bilmiyorum hiç iyi değildim. Kimse ile konuşmak istemiyordum. Üzgünüm bunları sana önceden anlatmam gerekirdi." Dedim kahvemdeki son yudumu içerek.

Sude seni anlıyorum dercesine masanın üstündeki elimi sıkıca tuttu. Ve beklediğim o soruyu sordu.

" Kalacak bir yerin var mı ? "

OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin