1.5

259 27 9
                                    


Arkadaşlar kitabım okunduğu için çok mutluyum okuyan herkese teşekkür ederim ama okunma sayısına göre oy oranı çok az bu beni üzüyor oy ve yorum olmazsa bu kitap nasıl büyüsün değil mi ama😔

Ben diyorum ki bütün bölümler belli bir oy alana kadar bölüm yayınlanmasam yani yine arada yayınlarım tabi ki. Oylar meşin bölümler kesin diyorum ben🤭. Siz ne dersiniz.

Lütfen hayalet okuyucu olmayın ve yıldıza basın✨...

Satır arası yorumlarınızda düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi bekliyorum öpüldünüz😘


Keyifli Okumalar

Keyifli Okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

✨ Aşkın Mir ✨

**

Aralık ayının sonunlarında oldukları için havalar iyice soğumuştu. Aşkın staja başlayalı neredeyse bir ayı dolduracaktı artık. Şimdiden kliniğe ve kliniktekilere alışmıştı.

Bu onun için iyi bir şeydi pek sosyal çevresi olmayan biri için kendisini aşmıştı.

Bu süre zarfında klinik ve kampüs arasında gidip gelmiş artık bu rutine alışmıştı. Haftasonlarını Akınla beraber geçiriyor hafta içinde ise sadece akşamları birşeyler yapabiliyorlardı yani sadece film izliyorlardı. Bu aktiviteden sayılırsa tâbi.

Bir haftadır ne Yekta kliniğe geliyordu ne de Cavit bey onun hakkında birşey söylüyordu. Her ne kadar merak etmiyorum diye kendini ikna etmeye çalışsa da meraktan çatlayacaktı. Cavit Beye de soramıyordu ne soracaktı ki

'Cavit bey acaba Yekta nerden ve ne yapıyor?' diye mi soracakti adama resmen kendi kendini yiyecekti yakında.

En son bir hafta önce ilaçların ise yarayıp yaramadığını öğrenmek için kontrolle gelecegini söylemişti Cavit Bey ondan sonra gelmiş ve hiç Aşkın'ın yüzüne bakmamıştı. Aşkın ne kadar morali bozulsa da bozuntuya vermemiş işini yapmıştı kendiside.

Zaten neden moralinin bozulduğunu da anlamamıştı o an ama bu bir hafta içerisinde onu görmediği içindir belkide içinde ona karşı bir özlem vardı.

Daha birkaç defa gördüğü adama karşı nasıl böyle
bir özlem duyabilirdi insan buna cevap ararken anlamıştı aslında birşeyler hissettiğini bunu inkar edemezdi. Bir hafta boyunca göremeyince emin olmuştu.

İlk defa böyle hissediyordu birisine karşı.

Şimdi ise Bora ile beraber kampüsten çıkmış otobüs durağına doğru ilerliyorlardı. Evet Borayla haftada üç dersleri aynıydı. Böylelikle birbirlerini biraz daha tanımış ve kaynaşmışlardı.

İlk karşılaşmalarında ne kadar ön yargılı
davrandıysa pişmandı çünkü birbirlerini tanıdıkça ne kadar kendi kafasında birisi olduğunu anlamıştı. Ve iyi anlaşıyorlardı.

Aşkına durağa kadar kendisine eşlik edeceğini
söylemişti.

Aşkın kulakları üşüdüğü için çantasından beresini çıkartmış kafasına geçirmişti. Durağa yaklaştıklarında.

Beresini birazdan otobüs gelir diye gelişi güzel taktığı
için uzun saç tutamları alnindan gözüne geliyordu.

Bundan rahatsız olduğu için ellerini cebinden
çıkartmadan üfleyerek itmeye çalışıyordu

Bora bunu gördüğünde gülerek Aşkın'ın omuzlarından tutarak kendisine çevirmiş parmaklarıyla saçlarını berenin içine iteliyordu.

"Şu tipine bak şapşal gibisin."diye gülerek işine devam ediyordu. Aşkında gülmüştü bu hallerine alışmıştı artık bu bir hafta içinde. Kendisi birşeyleri yapamazsa Bora yapardı.

Onlar birbirlerine bakarak gülüşürken birden karşı şeritte yol kenarında olan siyah jip kulakları sağır edecek cinsten uzun süre kornaya basınca bir anda Aşkın yüzünü buruşturup oraya doğru bakmıştı.

Bir haftadır o kampüsten çıktığı zamanlarda o araba
oradaydı. Dikkatini çekmişti.

Korna sesi kesildiğinde Boraya dönmüş ve kaldıkları yerden konuşmaya devam etmişlerdi. İlerde otobüsün geldiğini gördüğünde Boraya veda etmiş ve otobüs durduğunda binerek ordan uzaklaşmıştı.

**

Diğer tarafta Yekta ne yapacağını şaşırmıştı. O çocuk resmen ayarlarıyla oynamıştı.

Ferdi'nin de dediği gibi onlardan olmazdı. Zararlı çıkan çocuk olurdu üzerdi onu. Ve bunun olmasını istemiyordu. Aşkın'ın üzülmesini istemiyordu.

Bunu kafasına sokmak için sürekli olacakları onun başına gelebilecekleri düşünüyor ve uzak durmaya çalışıyordu ama olmuyordu. Ne kadar çabalasa da o kızıl kafayı düşünmeden duramıyordu.

Kontrole gittiği gün kendini ne kadar zorlasa da arada kaçamak bakışlarla Aşkın'ın hareketlerini izlemiş ve biraz daha hayran olmuştu ona. Allah kahretsin ki çok güzeldi. Bir bakanın dönüp bir daha bakacağı bir güzelliği vardı. O an bu düşüncesine kaşlarını çatmıştı. Bu güzelliğe kendisinden başka kimse bakamazdı.

Klinikten çıkana kadar gizli gizli onu izlemişti. Arada onunda kendisine baktığını yakalamıştı. Ama biraz kırgın bakıyordu çocuk. Bunu anlamıştı. Nedenini de biliyordu aslında onun hiç gözlerine bakmamıştı. Ve soğuk davranmıştı geldiğinden beri.

Toy bir ergen değildi onunda kendisine karşı boş olmadığı anlayabiliyordu.

Klinikten çıktıktan sonra bir iki gün kendine hakim olmuştu. Evde ve şirkette terör estiriyordu. Çalışanlar ne kadar patronlarının bu hallerine alışkın olsalar da bu daha farklıydı. Daha acımasız. Daha caniydi. Yapamadığı birşeyin acısını çıkartıyor gibi gece gündüz durmadan çalışıyor hiçbiri şeyi gözü görmüyordu.

Daha fazla dayanamayıp çocuğu her gün kampüsten kliniğe kadar takip ediyordu. Ve bu süre zarfinda hakkında birkaç şey öğrenmişti.

Kendisi araştırıp öğrenebilirdi ama yapmak istememişti. Eğer aralarında birşey olursa herşeyini en ince ayrıntısına kadar kendisinden öğrenmek istiyordu

Sadece ev arkadaşıyla zaman geçiriyordu. Başka kimseyle görüştüğünü görmemişti hiç.

O kıl kuyruk ev arkadaşına da ayrı sinir olmuştu.

Evden çıkarken sülük gibi Aşkına yapışıyordu. Ve bu

onun için sinir olmasına yeterdi.

Şimdi ise kendisinin bir kere bile dokunamadigi yumuşacık olduğunu bildiği saçlara o yanındaki herif dokunuyordu. Bunu görünce beyninden vurulmuşa döndü. Ne yapacağını bilemedi o an.

Arabadan inip o çocuğun yüzünü dağıtmak, güzelinin saçına dokunan parmaklarını tek tek kırmak istedi.

O anki sinirle direksiyona vurunca korna çalmıştı. Onların dikkatini çektiğini görünce elini hiç çekmeden onlardan gözünü bir milim ayırmadan çalmaya başladı.

Aşkın'ın arabanin içini görebilecekmiş gibi bakmasıyla o da onun gözlerinin içine içine bakmıştı sanki birbirlerini görüyorlardı o aradaki cam olmasa.

Otobüsün geldiğini gören Aşkın gözlerini çekmiş ve
otobüse binmişti.

Aşkın otobüse binip gitmesine rağmen çocuk hala oradaymış gibi gözünü ordan çekmemişti.

***

Umarım sevmişsizindir..

Bu benim ilk kitabım olduğu için acemiyim kötü yazıyor olabilirim. Eleştirilere açığım dediğim gibi.. Yanlışlarım ve anlam karışıklıkları varsa özür dilerim.

Oy vermeyi unutmayın. Ne kadar oy o kadar bölüm. Seviliyorsunuz

MİR | bxb |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin