chorus

41 11 0
                                        

seni çok özledim.

𖦹

yatağından nefes nefese uyandı minjeong. aynı rüyanın farklı bir versiyonunu görmüştü. arkadaşının mezarı, sevdiği kızın kokusu, pembe mezarlar ve ormanın içinden geçen trenler...

tekrar yatmak yerine kalktı minjeong. önce mutfağa gidip kendisine bir kahve hazırladı; ardından bütün duvarı kaplayan camın perdesini açıp, tam önüne oturdu. mavinin siyahla koyulandığı rengindeydi. karina'nın en sevdiği rengindeydi.

sinirle gözlerini kapattı minjeong. hayatındaki her detayı ona bağlaması acınasıydı. o terk edilmişti ve buna alışması gerekiyordu artık, ayrılıklarının üzerinden 12 gün geçmişti ve hala onun bıraktığı yerde olmamalıydı.

yeniden gurur yaptı genç kız. ayağa kalktı ve çekmeceleri karıştırmaya başladı. sağ çekmece, sol çekmece, sol alt ve sağ alt derken aradığını buldu. anı kutusunu.

masanın üzerinden makası aldı ve eski yerine yeniden oturdu. anı kutusunun kapağını açmadan önce bekledi. gerçekten bunu yapacak mıydı? bütün anılarını, 2 hatta 5 yılını çöpe atacak mıydı cidden? cevap basitti, hayır. hayır, böyle bir şey yapmayacaktı. ne kadar boktan olursa olsunlar minjeong anılarını yok edemezdi. o öyle bir insan değildi ve hiçbir zaman da olmamıştı.

elindeki makası yere bıraktı, kutunun kapağını açtı usulca. gördüğü ilk fotoğrafla gülümsedi. karinasının, sevdiğinin, geceyi ithaf ettiği kızın en sevdiği fotoğrafı vardı. dolunay vaktinde, ayın tam altında minjeongun kamerasına gülümserken poz vermişti. barış işareti yapmış, gülerken kısılan gözlerine rağmen kameraya bakmıştı.

gülümsedi minjeong. fotoğrafın getirdiği anılarla gülümsedi. o kadar içten gülümsedi ki sol gözünden akan yaşı umursamadı bile.

"çok özledim. tanrım, lütfen yardım et. gerçekten çok özledim."

pembe mezarlık.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin