Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Abimin ölüm haberini aldığım zamanki gibi...
Kendi bedenimden tiksiniyordum. Nefret ediyordum kendimden, nefret!
Ben böyle biri değildim. Kendimi koruyabilirdim. Ama yapamadım. Ruhum daha mı kirliydi bedenimden yoksa. Kalbime çakılan o ağrı niye gitmiyordu. Annem neden beni merak etmiyordu. Belki merak edip arasa bulur beni çıkarırdı bu cehennem odadan. Anne!.. İlk defa herşeyden çok ihtiyacım var ama yoksun anne...
-"Kes şu ağlamayı tüm gece başımın etini yedin!"
Ufuk.. Dün gece tecavüze uğramıştım. Annemin düğün gecesinde, annemin yeni kocasının iğrenç oğlu tarafından..
Küçükken çamura batıp çıktığımda bile bu kadar kirli hissetmemiştim kendimi.
Yüzüne bile bakamadığım adamın karşımda boxerle bana çemkirip ağlamamı bırakmamı istemesi daha çok canımı acıtıyordu. Suçlu olan ben değildim. Yemin ederim değildim.
Bı cesaret kaldırdım dizlerime gömdüğüm başımı;
-" Nolur bırak gideyim."
Yalvarıyordum, hıçkıra hıçkıra...
Ben Ecem Öz. İlk defa birine ağlayarak yalvarıyordum. O gün özümü kaybettiğimi anladığım gün. O gün asıl kişiliğimi, duygularımı, benliğimi, özgüvenimi, iyi niyetimi, öldürdüğüm gün. Bugün öldüğüm gün. Ölmüştüm. Sadece uzuvlarım yaşıyordu. Ben ölmüştüm...
***
Kirlenmiş bedenim. Keselemekten kanamış göğüslerim. Canım acımıyordu, bu beden bana ait değildi çünkü. Gözyaşlarım suyla karışırken, hıçkırıklarımda suyun sesinde boğuluyor, içimdeki yangını dindirmeye çalışıyorum. Olmuyor.. 21 senelik hayatımda ilk defa böyle bi şeye maruz kaldım. Keşke ölsem.. Keşke.. Keşke!!
Allah'ım al canımı, al!
Ne diye dua ediyordum ki..?
İşte orda tam o banyoda, yaşama hevesimi kaybettiğimi anladım. Zaten ölmüştüm. Bu bedenden çıksam belki kurtulurdum ha?