Ezekiel Nenma'yı hınçla çıkarken görmüştü ve nedenini biliyordu. Nenma kıskanıyordu. Onu böyle bir yüzle görmeyeli uzun zaman olmuştu. En son birkaç yıl önce yine Hurh ve Ako biraz yakınlaştığında böyle olmuşlardı ve Nenma dikkat çekmek için her şeyi yapmıştı. Nenma'nın Ako'ya aşık olmadığını biliyordu o zamanlar yine de garipti, o halde ne diye Ako'yu Hurh'tan kıskanıyordu? Ancak sonra anladı ki bu kıskanma tıpkı fakir bir çocuğun zengin bir çocuğun elindeki oyuncağı kıskanması gibiydi,öyle ilkel ve masumdu ayrıca kibirliydi çünkü Nenma kendini Hurh'tan üstün görüyordu. Bunu da her seferinde belli ediyordu. Bir süre sonra da Hurh bunu fark etti ancak o da kendini aşağı görmeye başladı, Nenma onu zorbalıyordu. Birkaç kez Pöşil araya girmişti ve de başkaları çünkü böyle giderse ölebilirlerdi. Askerler öldürmek için bahane arıyorlardı zaten.
Yine de Nenma devam etmişti, bu sefer iğneleyici sözlerden öteye gitmese de... Ama Ezekiel çok iyi biliyordu ki kelimeler bazen bıçaklanmaktan daha çok acıtıyordu. Biliyordu çünkü o her ikisini de yaşamıştı.
Küçükken Nenma ile daha yakınlardı hatta bazı sıralar çok yakın olmuşlardı. Onların arkadaş grubunda tanışmışlardı. Mahalle arkadaşıydılar sonuçta. İşgalden önce tabi... Atılan bombaları duymalarının ardından atılan kahkalar, askerleri taklit edişleri, savaş oyunları, savaş yerine en yakın kim gider diye yapılan koşular... Çocukken, savaştan korkmayı henüz bilmiyorken, hepsi komik bir oyun gibiydi tıpkı bir gösteri gibiydi bu savaş. Arkadaşlarının ailesi başka yerlere gitmişti, kimisi başka ülke başka şehir. Başka ülkeye kaçabilenler şanslıydı çünkü ülkelerinden geriye tek bir şey kalmamıştı. Nenma,Ezekiel ve birkaç arkadaşı açlıkla mücadele etseler de hâlâ savaş oyunu oynuyorlardı. Nenma'nın babası generaldi ve kasabada kalması gerekiyordu, Ezekielkerin ise gitmeye parası yetmemişti, diğerlerinin de aşağı yukarı aynı nedendendi.
Ezekiel çok iyi hatırlıyordu. O düşman olmuş Nenma ise general, Nenma hep general olurdu çünkü babası gerçekten generaldi ya da o tarz bir şey çocukken tam olarak rütbeleri anlayamıyorlardı, mahallenin epey ilerisine gitmişlerdi. Nenma general olacağını bildiği için göğsünü kabarta kabarta, eşyaları umursamazca birbirine vurdurarak yürüyordu( general olacak kişi her zaman eşyaları taşırdı ki zayıf olanlar general olmasın.) Nenma onlardan birkaç yaş büyüktü bu da onu hem daha iri hem de daha uzun yapıyordu ama güçlü değil. Ezekiel en güçlüleriydi.
Savaş başlamadan önceki günlerde babasının kasa taşımasına yardım ederdi, savaş başladığı gibi sanki kıtlık da baş göstermiş satacak manavlık kalmamıştı, o yüzden epey güçlüydü, zayıf olsa da... güçlüydü.
Oyun alanına gelmişlerdi. Bomba sesleri silah sesleri artık çok yakındı.
"General atına atladı. Emrinde olan askerlerine çok zekice taktikler verirdi hep. Bu sefer de öyle olmuştu. Askerler kıvrak manevralarla düşmanı bozguna uğratıyordu. BAM. Bir bomba patladı düşmanların üstünde. PAM PAM PAM. Ateş etti düşmanlar. General zor durumdaydı. Askerlerine arkadan dolaşın diye emir verdi. Kendisi de askerlerinin önünde gidiyordu. Düşmanı hazırlıksız yakaladılar! İşte hepsi teker teker düşüyordu. Ama bir asker hepsini yendi bunu gören general vatanı için öne atıldı. O en güçlü askeri yenecekti ama o da nesi asker ondan da güçlüydü"
Nenma yere düştü. Herkes sustu ve onlara baktı. Nenma hınçla Ezekiel' e baktı. "Ne yapıyo'n salak!?" Ezekiel omuz silkti.
" Neden hep sen kazanıyo'n ben kazan'cam bi kere de "
Nenma hızlıca ayağa kalktı Ezekiel'in omzunu sıktı, Ezekiel yüzünü buruşturdu.
"Düşman kazanmaz anlıyo'n mu? İyiler kazanır. Korkaklar değil."
Ezekiel durdu. "Ya gerçek savaşta onlar kazanırsa?"
Nenma ve diğer hepsi çok gerildi, Ezekiel ise dalgın bir şekilde duruyordu. Nenma elini çekti.
"Öyle bi şey olmaz seni salak! Biz kazan'caz."