6

0 0 0
                                    

"Numara 44768 derhal merkeze. Tekrar ediyorum 44768 derhal merkeze." Ses durdu.

Katrin kalktı ve merkezin olduğu sokak, sokak demeye bim şahit isterdi, saptı. Askerler önünü açtı bir asker ise takip etmesini söylediğinde Katrin itaat etmesi gerektiğini biliyordu, birkaç koridor ve kapıdan sonra önemli birinin odasına varmışlardı. Ahşap kapılar açıldı ve pala bıyıklı, sol göğsü bol armalı adam oturuyor, pipo tüttürüyordu.

Bol armalı adam,armasız adama kafasıyla çıkmasını işaret edince , armasız asker selamını verip çıktı. Armasız adam oturmasını işaret etti.

Çok kalın ve derin sesiyle:

-Araba hazır olunca gideceksin.

Katrin anlamamıştı.

-Daha iki ay vardı ama.
-Eğitim için. Adamın sesi ve bakışları daha da soru sorma diyordu. Katrin de öyle yapıp sadece odayı izlemeye ve ne eğitimi olabileceğini düşünmeye başladı.

Aniden geliştiği için biraz korkuyordu ve gergindi, Ako'ya ihtiyacı vardı.

Arabaya bindirdiler onu ve evlerin yanından geçirdiler, onların ardından yeşil tepeler ve gri taşlar geldi. Katrin'in yanında bir asker vardı, göz göze gelip sorun çıkartmak istemiyordu. Askerin her ne kadar onu izlediğini bilse de pencereden bakmaya devam etti. Askerin onun bundan rahatsız olduğunu anlamasına rağmen kafasını çevirmemesi onun hakkında peşin hüküm vermesine yetmişti. O da iğrenç biriydi. Tıpkı o milletteki herkes gibi.

Asker yanına oturdu, Katrin yana kaydı; asker biraz daha yanaştı, Katrin karşıya geçti.

"Daha varmamıza çok var , biraz birbirimizi tanıyalım istiyorum, güzellik." dedi asker . Katrin yüzüne bakmamayı sürdürüyordu.

"Ben imparatorluğunum."

Adam tekrar Katrin'in yanına oturdu, saçlarına elini doladı yavaşça. "Hadi, söz kimseye söylemeyeceğim."

Katrin elini hınçla itti, dehşet içinde askere baktı. "İmparatorluğa bir aydan daha kısa süre içinde gidersem ve bakire olmadığımı görürlerse sence yüzünü unutmuş mu olurum?"
Kapıyı açtı ve koşmaya başladı.
Neden ve nereye bilmiyordu yalnızca nefesi tıkanana kadar koştu. Etrafına bakındı çok uzaklaşmıştı, arazi tanıdık bile değildi. Kalbi hızlıca çarpıyor yanakları ve burnu kızarmış, elleri üşümüştü. Yine de terlemişti. Soğuk terler akıyordu bedeninden.

Kaybolmuştu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 10 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SoykırımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin