19'

50 7 7
                                    

Barış

Gözlerimi yavaş yavaş açtığımda sabah olduğunu anladım etrafta gözlerimi gezdirdiğimde nerede olduğumu anlayamamıştım ama sağa döndüğümde karşımda uyuyan Nisa'yı görünce yarım yamalak aklıma dün gece Nisa'yla içtiğimiz geldi.Boğazım ve başım fazla ağrıyor kesinlikle kalkıp bir an önce ilaç içmeliyim.

Dün sarhoş olmuştuk ve sabaha yakın buraya gelmiştik ama dünü daha ayrıntılı düşünmem gerekiyordu çünkü Nisa'yla sahilde içtiğimiz haricinde hiçbir şey hatırlamıyordum.Uzandığım yerden doğruldum ve ayağa kalktım ama kalkmamla başım döndü.

Gözlerim Nisa'yı tekrardan bulduğunda kıvrılmış bir şekilde uyuyordu,içerisi buz gibiydi klimayı kapatmadan uyumuştuk,hasta olma ihtimalimiz hiç gelmemişti aklıma.
Hemen düşürdüğü pikeyi üzerine örttüm,üşüdüğü için böyle yatıyordu belli.Biraz kıpırdanıp daha fazla sarıldı pikeye gerçekten çok üşümüştü ve Allah kahretsin ki ben nasıl uyanıp onun üzerini örtmemiştim umarım hasta olmaz...Evet aptal gibi 18 derece klimayla uyumuşuz.

-Oy oyyy Nisa'sını da düşünürmüş

Sen nerden çıktın yine Allah'ın cezası

-Aaa ayıp oluyor!Ama doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış ne diyebilirim ki

Boş yaptığını söylememe gerek var mı? Lütfen defol git zaten başım çatlıyor bir de seninle uğraşamam

Klima hâlâ daha açık olduğu için hemen kapattım çünkü gerçekten içerisi fazla soğuktu hatta soğuk az olur kutuplara dönmüş burası zaten 18 derecede açık olan bir klimadan ne beklersiniz ki?Kendim de üşümüştüm hemen güneş girmesi için perdeyi ve pencereyi açtım zaten Nisa'nın pencereleri fazla büyüktü o yüzden perdeyi ve pencereyi açtığımda her yer güneşin ışığıyla doldu umarım uyanmaz.Onu uyandırmamak için telefonumu alıp daha fazla durmadım ve odadan çıktım.

İlk önce lavobaya girip elimi yüzümü yıkadım daha sonra oturma odasına gidip Lale ve Berkan'ı kontrol ettim ama orda yoklardı nereye gitmiştiki bunlar?Daha sonra mutfağa baktım ama orda da yoklardı kendime bir bardağa su doldurup içtim gerçekten boğazım ve başım felaket bir şekilde ağrıyordu.Kapının açılma sesiyle oraya yöneldim Lale ve Berkan söylene söylene içeri girdiler beni görmeleriyle Berkan hemen konuşmaya başladı

~Berkan:Günaydın paşam

~Barış:Günaydın nerden geliyorsunuz böyle?

~Lale:Ay Barış grip mi oldun sen?sesin çok bozuk pek de iyi görünmüyorsun gel arkamdan sana ilaç vereyim.

Lale konuşmaya devam ederken onun arkasından gidiyorduk Berkan'la

~Lale:Çok aç olduğumuz için kahvaltı hazırlayıp fırına gittik bir şeyler alalım diye bu arada Nisa ayılmadı mı hâlâ daha?Sana sormam gereken çok soru var, kaçta geldiniz?neredeydiniz?neler oldu?her şeyi anlatacaksın bana ama ilk önce al iç şu hapı kahvaltıdan sonra da vitamin falan veririm ben sana,biraz da dinlenirsin

Bunları Nisa'ya sorması gerekirken bana soracak olması çok komikti Lale beni de yakın arkadaşı olarak görüyor sanırım seviyorum onu gerçekten çok tatlı ve iyi bir arkadaş.

~Barış:Lale dur bir kızım anlatacağım her şeyi ama Nisa'nın da hasta olma ihtimali var

~Berkan:Olum nerdeydiniz gece? İkinizin de hasta olacağı naptınız?

~Lale:Hiçbir şey anlatma çayları doldurun,Nisa'ya bakayım ve uyandırayım.O grip olduğu zaman çok çabuk atlatamıyor maalesef

Biraz pişmanlık duygusu hissettiğimi söyleyebilirim çünkü Nisa fazla sarhoştu ve o klimanın derecesini ben uyanıp düşürebilirdim.
Düşüncelerimden sıyrılıp çayları doldurmaya başladım Berkan da aldıkları şeyleri masaya koyuyordu.Nisa ve Lale birlikte yanımıza geldi ama Lale söylene söylene geliyordu Berkan'la bakışıp gülmeye başladık Nisa ve Lale'nin çok iyi anlaşmasının yanında bu kadar da birbirlerine söylenmeleri bize komik geliyordu.Bu arada Nisa pek iyi görünmüyor cidden hasta olmuş galiba.

NB|An enviable love storyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin