Alkol ve sigara kokusu birbirine girmiş ve etrafta kötü bir kokuya ortaklık ederken bir de buna eşlik eden ter kokusu mideleri bulandıracak derecede olsada şuan barda olan hiç kimsenin umrunda olan bir şey değildi.
Herkes eğleniyor, dağıtıyor hatta oradan oraya savruluyordu. Ve buna katılan bir kişi daha vardı. Park Jimin üzerine giyindiği deri kıyafetlerle pistin tam ortasında dans edip tüm herkesin dikkatini kendine çekerken kalçalarını oradan oraya savuruyor ve tüm enerjisini burada dağıtıyordu.
Hatta öyleki kendisini kesen gözlerden bile bir ıraktı. Kendi halinde dans ediyor arkadaşlarını dahi umursamıyordu. Dans etmeyi çocukluğundan beri seven tarafı böyle ortamlarda içinde bir yanardağa dönüşüp patlayıveriyordu ve o buna dur dahi diyemiyordu.
Bir oraya bir buraya savrulan saçları bacaklarını saran sıkı deri pantolonu ve üzerine geçirdiği crop kollarını kaldırınca tüm kaslarını belli ediyordu. Eh, Park Jimin herkesi dizlerinin üzerine düşürmekte bir numaraydı ve bunu yaparken bir gram bile çaba gösterisi sergilemiyordu. Öylece dursa bile herkesin gözdesi oluveriyordu.
"Jimin!" Yüksek sesten zar zor duyabildiğinde ve yanına gelen arkadaşı onun omzuna dokunarak dürttüğünde Jimin yaptığı dans hareketini bırakarak nefes nefese arkasına doğru dündü. Yueun elinde tuttuğu ona ait olan kendi telefonuyla kendisine bakıyordu.
"Son yarım saattir seni biri arıyor ve çok fazla ısrarcı." Jimin kızın sesini baslı müzik yüzünden zar zor seçebildiğinde telefonunun ekranında yazan isme baktı. "Aslında getirmeyecektim ama önemli olabilir diye düşündüm ve-"
Müstakbel eşim.
Jimin arkadaşının daha fazla konuşmasına izin vermeden telefonu elinden aldı ve bir kaç adım ondan uzaklaşarak telefonu açıp kulağına götürdü.
"Alo?" Diyen ses ona bir heyecan verirken bu telefonda ikinci konuşmaları olduğunu düşündü Jimin. O gün evlilik sözleşmesini imzaladığı günün akşamında bir numara onu aramış ve kendisinin Yoongi olduğunu söylemişti.
O gün Jimin sebepsiz yere heyecanlanmış ve Yoongi'ye kızmayı planlayan tarafını bir anda dizginleştirip onunla sohbet etmişti. Fakat sonra kişiliğinden ötürü o cazgır yanı ortaya çıkmış ve hiç ağza alınmayacak bir kaç küfürle ona böyle evlilik olur mu diyerek kızmış ve ardından telefonu suratına kapatmaktan hiç çekinmemişti bile.
Ve bunu yaptıktan sonra kesinlikle içi rahatlamıştı.
"Alo." Diyerek karşılık verdi Jimin, şimdi ne için aradığını bilmiyordu açıkçası.
"Halen daha arkadaşlarınla barda mısın?" Ve ah bir de şöyle bir şey vardı, Yoongi'den günde iki üç defa da olsa 'ne yapıyorsun' mesajları alıyor ve resmen gerçekten evlilermiş gibi kocası tarafından sorguya çekiliyordu Jimin. Gözlerini devirmeden edemedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
in the seas : yoonmin ✓
Teen Fictionnormal bir yaşamı olan park jimin hayallerini gerçekleştirebilmek için hiç tanımadığı min yoongi ile sahte bir münakaşaya girer •minific