Tabağıma koyulan sosisle hızla bakışlarım yanıma oturan adama tırmandı. Yoongi her zamanki gibi bekleyememiş ve yemek molasında yerini bir başka kaptana bırakarak yanıma gelmişti.
Bunu Hindistan'dan ayrıldıktan sonra sıklıkla yapar olmuştu, hoşuma gitmiyor diyemezdim fakat bir yandan da bence diğer kaptanlara ayıp olabilirdi, bunu gerçekten hiç düşünmüyordu.
Üstelik Yoongi'ye tekrardan düzgün bir törenle evlenelim dediğim gecenin sabahında annesini aramış ve hemen aldığı ilk uçakla Avusturalya'ya gelmesini söylemişti çünkü bir diğer durakları orasıydı. Kesinlikle güzel bir düğün hazırlığı yapılmalı ve tüm akrabaları da bu evliliğe şahit olmalıydı. Hatta ve hatta bilet paralarını bile kendi cebinden karşılayacağını dahi söylemişti Yoongi.
Annesi ise bunun heyecanıyla bizden önce Avusturalya'ya gitmiş ve düğün hazırlıkları için heyecanla başlamıştı. Belki de bizden daha çok heyecanlı olabilirdi ki bu kesinlikle Yoongi'nin de çok hoşuna giden bir şeydi.
"Neden gülüyorsun?" Diye sordu sandalyesini biraz daha bana doğru yanaştırırken ve ben o söyleyene kadar güldüğümün bile farkında değildim.
"Gülüyor muydum?" Diye saçma bir soru sordum anın getirdiği şaşkınlıkla.
"Gülüyordun," diyerek gülen bu sefer Yoongi oldu ve hemen sonra tabağından aldığı bir kaşık dolusu pilavı ağzına alarak midesine gönderdi. Onun iştahla yemek yemesini izlemeyi seviyordum, gerçi artık o ne yaparsa yapsın onu izlemek hoşuma gidiyordu. Mesela o öylecene dursun ve etrafına sadece boş bakışlar atsın, ben bunu bile izlemeyi çok seviyordum.
Yoongi bana ne yapmıştı da böyle bu kadar geç farkına varmıştım? Onunla daha önceden tanışmak ve tüm sevgimi ona vermek isterdim. Öyle bir adamdı ki herkesi kendine aşık edebilecek potansiyele bile sahipti. Mesela şu an burada olan dolu çalışan vardı ve hepsi evli olmasına rağmen Yoongi'ye düştüklerine dair iddiaya bile girerdim. O mükemmel bir adamdı.
"Yemeğin soğuyacak, beni izlemeyi Burak'ta yemeğini ye." Yoongi uzun parmaklarını yanağıma koydu ve orayı okşayarak saçıma doğru tırmandı. Uzayıp gözlerimin önüne doğru düşen bir perçemi oradan aldı ve kulağımın arkasına doğru sıkıştırdı. "Biliyorum çok yakışıklıyım ama yemekte çok önemli."
Sonra ise hemen önümde duran tabaktan kendi kaşığıyla aldığı bir kaşık çorbayı dudaklarıma doğru uzatmıştı, anında onu kabul ettim ve dudaklarım arasına aldığım kaşıkla onun ellerinden yemek yedim. Yoongi ise gülüp tekrar önündeki tepsiye dönerken ben elime çoktan kendi kaşığımı almış ve onun gibi iştahla yemeğimi yemeye başlamıştım.
Yoongi bazı konularda da beni değiştirmişti. Mesela yemek yeme bozukluğum vardı, kesinlikle bu saatlerde fazla yemek yiyemezdim fakat bilincim hep Yoongi'nin komutundaymış gibi bu saatlerde fazla yemek yer ve hatta her saat öğünümü asla atlamaz olmuştum. Ya da biriyle sarılarak uyumaya dahi alışkın değildim fakat Yoongi ile o otel odasında uyuduğum günden beri ona sarılmadan asla uyuyamaz olmuştum, bunun yüzünden uyku düzenimden dahi olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
in the seas : yoonmin ✓
Teen Fictionnormal bir yaşamı olan park jimin hayallerini gerçekleştirebilmek için hiç tanımadığı min yoongi ile sahte bir münakaşaya girer •minific