seni nazikçe öperken adımı söyle.

113 17 14
                                    

Bazı anlar vardı. Gerçekliği sorguladığın ve rüya olmasını dilediğin anlar. İşte tam onu yaşadığımı düşünüyordum.

Khun Kinn'e olan derin sevgim bu dakikadan itibaren sarsıntıya uğramıştı. Aslına bakarsanız her şeyin sarsıntıya uğradığını kabul edebilirdim.

Arabada öylece otururken şoför tarafındaki film camdan yanımdaki adamın yansımasını görebiliyordum. Vegas ile aynı ortamda olmak zor değilmiş gibi bir de üstüne küçücük alana hapsolmuştum.

Müzayede sırasında Khun Kinn ana aile için değerli ama ikinci aile için sadece para olan antikayı almıştı. Ona neredeyse tüm varlığını yatırdığını düşünüyordum. Burası beni ilgilendirmiyordu ki eşyayı ikinci ailenin mekanında saklamak istemişti. Vegas'a güvenmek zorunda kalmak canını bir hayli sıkmıştı ama bu eşya Vegas için gerçekten değersizdi. Onu saklamak için şifresini sadece Khun Kinn'in bildiği bir kasa önermişti. Gerçekten cazip bir fikir olmalıydı ki Khun Kinn hiç düşünmeden kabul etti. Sorun burdan sonra başlıyordu. Khun Kinn'in geri dönmek zorunda kaldığı bir haber almasıyla birlikte bu görev bana kalmıştı.

Bazen işimden nefret ediyordum.

Ve şimdi Vegas'ın arabasında yolcu koltuğuna oturmuş bir an önce varmayı bekliyordum. Ortam sessizdi. Vegas elindeki tabletten gözlerini ayırmıyor arada bir şeyler yazıyordu ben ise öylece film camdan onu ve yolu izlerken içimden küfürler ediyordum.

"Sana gerçekten güveniyor olmalı." sessizliği bölenin o olması beni iyice germişti. Bahsettiği kişinin Khun Kinn olduğunu anlamamak için aptal olmalıydım. Bu konuşmanın yine laf sokmaya döneceğini hissetsemde onaylamak zorundaydım. "Khun Kinn için güvenilir olmak bir zevk, Khun Vegas." dedim. Bunu söylerken gerçekten inandığım bir şeyi dile getirmenin verdiği memnun bir ton vardı sesimde. Gözlerimi hala o hariç her yerde gezdirirken bakışlarının yüzümü deldiğini düşünmüştüm.

"Senin de ona olan sevgin pahabiçilmez." diye devam ettiğinde yutkundum. Keşke sadece sussaydı ve hiç konuşmasaydı. Onun varlığı bile beni ateşler içinde yakarken sesi ve lanet olası görünüşü resmen işkenceydi.

Tek bir kelime etmemeyi tercih etmiştim. Dilimin ucunda dönüp duran tüm kelimeleri ısırıp sessiz kaldım. "Sırf bu yüzden her şeyi çöpe atabilirim." kaşlarımı çatıp anlamsız cümlesini toparlamaya çalıştım. "Ateşkes umrumda olmaz."

"Khun Vegas-"

"Senin benim için delirmeni izlemesini isterdim." gözlerim şokla açıldı. "İkinci aileyi sona sürüklemeyi başaran çok değerli korumasının benim için delirdiğini görse Kinn ne hisseder?" yüzündeki sırıtış gittikçe büyümeye başladığında bir an önce arabadan inmek istemiştim.

Buna verebileceğim herhangi bir yanıt yoktu. Khun Kinn bana güveniyordu ama böyle bir durumda umrunda olmazdım. "Khun Kinn bu kadar kolay etkilenem biri değildir." dedim nefes nefese. Sanki ağzından çıkan her kelime tetikliyordu bedenimi. "İnan bana," korkunç ifadesini saklama gereği duymuyordu. "Bunu görmek için bahis bile oynardım." cümlesinden arta kalan soluğu yüzüme ulaştığında homurdandım. Zihninin içinde dönüp duran tilkileri asla anlayamayacaktım.

Kafamı cama doğru çevirip bir an önce varmayı diledim. Ondan ve biraz önce açılan saçma konudan uzak kalmak istiyordum ama o bunu istemediğini parmak uçlarıma değerek belli etmişti.

Ateşe dokunmuş gibi yanan parmaklarımı dudaklarıma götürüp üflemek istedim. Temas onu zerre ilgilendirmezken sinirimin ciddi boyutu bulduğunu söyleyebilirim. Gözlerim gözlerinde onun artık durması gerektiğini ifade etmeye çalıştığım bir an içerisindeydim.

guns and rosesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin