5.bölüm

286 46 10
                                    

Evimdeyim. Kendi yatağımda, yüzümde Marko nun ıslak dili ve kolumdaki saat. Yeniden genç bedenimde olmakbeni inanılmaz mutlu etti. İşte tekrar başlıyoruz. Geleceğimi biraz değiştirmeliyim. Ama ilk önce nasıl yapacağımı bulmalıyım.
Yataktan çıktığımda telefonum çalmaya başladı. Bir şeyleri değiştirmem gerekiyorsa buna telefonu açmamakla başlamalıydım. Ben açmamak için nekadar ısrar ediyorsam, Arayan da açmam için aynı ısrarı sürdürüyordu. Telefonu kapatıp yatağın üzerine fırlattım. Çalışma odama gittiğimde,masanın üzerindeki, ileride hiç beğenilmeyecek olan kitabım duruyordu. Kısa bir kontrolün ardından hiçbir şey yapmamaya karar verdim. Bu hafta evden çıkmayacak, geleceğim ile ilgili herhangi bir tasarrufta bulunmayacaktım.
Çalışma odamda ki bilgisayarı,salona taşıdım. Televizyonla bağlantısını ayarladık tan sonra, yatağımın altındaki şarapların hepsini çıkardım. Bir kaçını soğuk içmek için dolaba yerleştirdim. Tüm haftayı evde geçirmek için tüm hazırlıkları yaptım.
İlk önce annemi daha sonrada babamı arayarak kitaba yoğunlaşacağımı, bu nedenle beni bir hafta rahatsız etmemeleri ni rica ettim. Çeşitli uyarılarda bulunduktan sonra ikiside bol şans dileyerek telefonu kapattılar.
Hem annemi hemde babamı çok özlemiştim. Onların durumlarına bakılırsa beni en son dün görmüşlerdi. Bense onları haftalardır görmüyordum. Başıma gelenleri bilseler ikiside kalp krizi geçirirdi.
Koltuğuma kurulduğum sırada Marko gelip sağımı-solumu yalamaya başladı. Biraz Marko ile zaman geçirdikten sonra önüne mamasını koyup yatak odama kilitledim. Nihayet tek kalabilmiştim. Yada ben öyle düşünüyordum. Kapı çalıyordu, hayır çalmıyor yumruklanıyordu. Sinirlerim bozulmaya başlamıştı. Yinede yerimden kalkmadım.
İnternetten bir kaç tane fantastik film indirdim ve çokta kaliteli olmayan şaraplardan ilkini açarak seyre başladım.
Ardarda iki film izledim. İkiside güzel film olmalarına rağmen şuan yaşadığım durumdan daha etkileyici değildi.
Sürekli aklımda İpek ve çocuklarım vardı. Kim bana neden böyle bir şey yapıyordu. Hayatımı nasıl sürdürmeliydim.
Kitap yazarsam beğenilmediği için kendimi akıl hastanesinde buluyorum. Daha sonra çok beğenilen bir kitap yazıyorum bu seferde saldırıya uğrayıp vuruluyorum, ve yıllarım hastanede geçiyor. Çocuklarımın büyümesini göremiyorum.
Aklım bedenime kısa geliyor. Bir şarap daha açtım ve bitirdim. Artık önümü dahi göremiyorum. Oturduğum koltukta sızmak üzereyim.

Kaç dakika kaç saat yada kaç gündür uyuduğum hakkında bir fikrim yok. Sızmış olduğum koltukta bel ve boynumda ki tutulmalar hareketlerimi kısıtlıyor ve buna birde inanılmaz bir baş ağrısı eşlik ediyordu. Evde yiyebileceğim herhangi bir şey yoktu. Telefon açıp kendime pizza siparişi verdim.
Yatak odamın kapısını açtığımda Marko üzerime sıçrayıp, yüzümü tırmaladı. Odanın kapısı, yatağım ve duvarlarda Marko nun pençe izleri vardı ve parçaladığı yastıkların tüyleri her yana saçılmıştı. Benimle yaşaması Marko için zor olacağını düşündüm. Mamasını verdikten sonra sakinleşmiş yeniden ayaklarımı yalamaya başlamıştı.
Sipariş ettiğim pizza gelmişti. Siparişi getiren arkadaşa parasını verdikten sonra Marko yu çantasına koyup Pizzacı çocuğa verdim. Her nekadar kabul etmese de eline tutuşturup kapıyı kapattım. Bir kaç defa kapı yumruklandı ama ben hiç oralı olmadım. Karnım doyduktan sonra neler yapabilirim diye masum düşüncelere daldım.
Gözlerimi yaklaşık iki saattir kolumdaki saate odaklanmıştı. Dışarda kaza yapan araçların gürültüsü ile düşünceler dağıldı ve saate sabitlenmiş gözlerim başka yöne bakmaya başladı. Adeta saatin tutsağı olmuştum. Ona bakmadan duramıyor, yokluğunu düşününce bile midem de kasılmalara neden oluyordu. Neden bu saat beni bulmuştu. Keşke ceketimi vermeseydim ve hayatımı değiştiren bu saati almasaydım. Tekrar eskisi gibi zamanı önemsemeden, aklıma estiği gibi yaşaya bilseydim.
Koltuğumdan kalkıp, soğuması için dolaba koyduğum şarabın birisini açtım. Kadehe ihtiyacım yoktu. Şişeyi kaldırıp kafama diktim. Yaklaşık on dakika sonra ikinci şişe elimdeydi. Yeniden her yer puslu görünmeye başladı. Ayağa kalkmak istiyordum ama bacaklarımda hiç güç kalmamıştı. Kendimi biraz zorladım ama koltuktan kalkmaya çalışırken yer kapaklandım. Yüzümde ince bir sızı ile başlayan acı, yavaş yavaş bütün vücuduma sirayet etti. Ağrı sızı içinde bir kez daha kendimden geçtim.

SAATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin