eleven

772 67 83
                                    

Eve girdi ve düz bir surat ile ona "Hoş geldin." diyen Bayan Park'a karşın düz bir "Hoş buldum." sundu Rose.

O sırada odadan çıkıp gelen Ryujin "Hoş geldin Rose abla." dedi ve kısaca sarıldı. Sarılışına karşılık verip "Hoş buldum güzellik." dedi ve gülümsedi Rose. Kendine karşın savunma gücünü kolay kolay bulamasa dahi birinin ezilmesine asla gelemezdi ve Ryujin'in annesi bundan iki sene önce - yani 17 yaşındayken- hemcinsinden bir sevgili yapınca annesi oldukça karşı çıkmış ve hakaretler etmişti.

O ay için annesi babasının yanına kalması için yaz tatilinde göndermişti Rose'yi Kore'ye. On sene önce Rose 15 yaşındayken boşanmışlardı ve annesi büyük annesinin yanına Avusturya'ya taşınmıştı.

O dönemlerde boşanan ailesi yüzünden oldukça zorbalığa uğraması, üstüne eş cinsel olduğu öğrenilince yaşadığı zorluklar sebebiyle üç kere okul değiştirmişti.

Son Lisesi Perth olmuştu, o lisede de Choi Beomgyu tek dostu olmuş, hatta onunla birlikte moda tasarım okumuştu. Şimdi ise arkadaşı modellik dünyasına atılmıştı ve ünü de gittikçe artıyordu.

"Hoş geldin kızım, haydi sofra hazır." diyerek yemek odasına yönelen babası ile Rose hala aynı göründüğünü fark etmişti.

Masaya oturmuş sessizce yemek yerlerken Bayan Yubin sessizliği bozmuş ve "Ee, senin işler ne oldu. Avustralya çok pahalı diyorlar, tek başına geçinemedin de öyle mi geldin?" diye sordu pişkince.

"Hayır efendim, Avustralya'nın aksine Kore benim için daha güzel ve tasarımlarım ile oldukça da paraya sahibim. Yani istediğim şekilde, istediğim kadar harcama hakkım var. Daha gelmeden evimi bile aldım ve doldurdum, merak etmeyin yani istediğinizin aksine oldukça başarılıyım." dedi Rose.

Arabada Seulgi aramış ve ne yaptığını sormuştu, daha sonra ise ona oldukça cesaret vermiş ve eğer karşılık vermeyip kendini ezdirirse onu pataklayacağına yemin etmişti.

"Ah, saçma bir iş işte. Tıp okuyup babanın soyunu devam ettirmen gerekirdi." dedi Bayan Park kızının yüzüne bile bakmadan yemeğini yerken.

"İstediğim meslek buydu ama." dedi ve yemeğine döndü Rose. Sessizliği bozan sonraki kişi Ryujin olmuş ve "Rose abla, yarın dışarı çıkalım mı? Bir Kafede oturur muhabbet ederiz seni çok özledim." dedi. Ryujin o ailenin aksine Rose'yi çok severdi.

"Ben de seni özledim, çıkar gezeriz tabiki. Yarın öğlen bir gibi alırım hatta seni yarın müsaitsen." dedi Rose. "Elbette, elbette müsaitim." dedi gülümserken Ryujin.

"Ah, kızım; o kızla konuşmayı kestin değil mi? Bilirsin kız-kıza olmaz dedik. Konuşmak yok onunla dedik. Bazı insanların aksine kızların kızlarla sevgili olamayacağının bilincindeyiz değil mi?" diye sordu Bayan Park son cümleyi bastıra bastıra söylerken.

Babası saygı duyan biriyken nasıl olmuştu da bu kadını bu kadar sevmiş, böyle bir durumda kızı hakaret gördüğü halde bile sessiz kalabiliyordu.

"Ben sevginin kişiliğe bağlı olduğunu düşünüyorum, cinsiyet ya da paraya değil. Bazı insanların aksine." dedi Rose son cümleyi bastırarak söylerken. Daha sonra suyundan bir kaç yudum aldı.

Herkesin yemekleri yavaş yavaş biterken daha fazla konuşma geçmemiş, şimdi ise tatlı eşliğinde evin bahçesinde oturmuşlardı.

"Ee, işler nasıl kızım?" merak ediyordu, zarar gelmesinden korkuyordu ve ona baba dememesi onu üzüyordu. Oysa kendisi demişti 'Artık senin benim gibi bir baban yok' diye.

"Gayet iyi. Cuma gününe teslim etmem gereken bir elbise var. Sadece omuzları kaldı, onları da iki gün içinde bitirip cuma akşamına hazır ederim. Daha günlerden Çarşamba sonuçta. Yarın akşam ve Cuma yaparım biter. Ama tam senin tarzın bir elbise." dedi gülümserken. Acı çekiyordu araları kötüyken ikisi de. Ama 'şıllık' Yubin bu durumdan gayet mutlu gözüküyordu.

"Ne kadar saçma bir meslek bu moda tasarımı. İşsizler okuyor." dedi Yubin. Rose ise "Moda tasarımı olmasa üstünüzde bulunan o şık elbiseyi kim yapacaktı Bayan Yubin?" diye sordu Rose.

Yubin sessiz kalırken Ryujin ortaya soru yöneltip "Bakabilir miyim elbiseye, daha bitmemiş ama olsun." dedi.

"Elbette, çekmiştim arkadaşıma atmak için, bekle göstereyim." dedi eline telefonunu alan Rose.

Resmi gösterdikten sonra "Ama omuzlarına karar veremiyorum, düşük kabartı düşündüm ama etek de kabartı olursa daha güzel olur, o da apayrı bir model oluyor. Bu etek modeli çok hoşuma gittiği için bunun kalmasını istiyorum ama kolda karar kılamıyorum." dedi ve dudak büzdü Rose.

"Ben de bakayım." diyen babası ile telefonu babasına çevirdi ve babası gülümseyip "Evet, kesinlikle etek böyle kalmalı." dedi.

Bayan Yubin huysuzca yerinde kıpırdanıp "Ben pek beğenmedim ya." dedi ve sonrasında ise hızlıca konuyu değiştirdi.

Saat akşam dokuz civarıyken Rose o evden ayrıldı ve evlerine doğru yola çıktı. Saat dokuz buçuk gibi evine gelmiş pijamaları ile masasının başında oturuyordu.

Bir kaç kere denedikten sonra babasının önerdiğini deneyip modele sonunda karar vermişti ve elbise artık tamamen hazırdı.

Alt sokakta kalan kaykay parkına gidip biraz kafa dağıtmaya karar verdi. Bayan Park'ın yaptığı milyonlarca iğneleyici laftan sonra oldukça çökmüş hissediyordu ve buna ihtiyacı vardı.

 Bayan Park'ın yaptığı milyonlarca iğneleyici laftan sonra oldukça çökmüş hissediyordu ve buna ihtiyacı vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Anlaşılan bu gece o pembe kızdan eser yoktu ve bunu Lisa da anlamıştı.

-
Bok gibi bolum ama banane

sansra | chaelisa ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin