twenty

509 47 5
                                    

"Kabul etti, geliyor." dedi istemeden çıkan heyecanlı sesiyle Rose. Beomgyu da garip bir şekilde bakıp kaşlarını kaldırarak "Ooo, ne bu heyecan Chae??" dedi kıkırdarken.

"Ne heyecanı be? Sus, yürü git, aa." dedi Beomgyu'yu susturmaya çalışırken.

"Ben susayım da, kızın yanında elin ayağına dolaşır falan. Ay dikkat et duvarlarımı batırmayın." dedi Beomgyu yüzünü ima dolu haller sararken. Rose ise kızaran yanaklarıyla "Yok öyle bir şey." diye söylendi.

Daha sonra yaklaşık 15 dakika geçmişti ki kapı çaldı ve Lisa geldi.

Boyaları yaparken gülüştüler, eğlendiler. Hatta bir ara Lisa Rose'nin üstündeki siyah ara ara sarı boya damlamış tişörte desen yapmıştı ki Beomgyu yıldız desenenini çöp adama benzetince gülmekten nefessiz kalmışlardı.

Eğlenceli bir akşamın ardından Lisa'yı akşam yemeğine kalması için ikna ettiler ve yemek yemeye başladılar.

"Ee Lisa, sadece ismen tanıyoruz birbirimizi. Tanışsak mı? Fark etmişsindir, Rose pek arkadaş canlısı birisi değil. Nasıl tanıştınız tam olarak anlatmadı bana da." dedi ve gülümsedi Beomgyu.

"Aslında..." diye başladı söze Lisa. O akşam eğlenceli sohbetler geçirdiler ve geç olunca da her ne kadar Rose ve Beomgyu ısrar etse de Lisa evine gitmek için evden ayrıldı.

"Tatlı kızmış, tam da senin tipin." dedi koltuğa yerleşirken Beomgyu. Rose ise kızaran yanakları ile konuyu değiştirmek amaçlı "Film aç da izleyelim." dedi ve Beomgyu'nun yanına koltuğa oturdu.

İkili dram mı yoksa korku mu izleyeceklerine karar veremezken vizyona yeni düşen bir aksiyon filminde karar kıldılar ve filmi açtılar.

Film bitene kadar Rose çoktan Beomgyu'nun omzunda uyuya kalmıştı bile. Genelde böyle olurdu, o hep uykucuydu ve uyuya kalırdı zaten.

Beomgyu da onu yatağına yatırdı ve kendi de yatağına yatıp uyudu.

Ertesi sabah Rose telefonunun çalması ile uyandı ve "Alo?" dedi telefonu açıp.

"Rose, selam. Ben Lisa, size geldiğimde vermiştin telefon numaranı. Şey, bu akşam müsaitsen dışarı çıkmak ister misin diye soracaktım aslında?" dedi hattın karşı tarafındaki Lisa.

"Ah, müsaitim." dedi Rose daha yeni uyanmış, hala kendine gelememişken.

"Güzel, akşam Jisoo noonam ve bazı iş adamları, çocukları falan parti gibi bir şey olacakmış. Şey, ben de seni davet etmek istedim eşim olara- Hayır, yani herkesin gittiği bir eş var ya arkadaş falan da oluyor bu o anlamda. Of, sen anladın beni değil mi?" dedi Lisa bastırdığını düşünürken.

O sırada Rose'yi uyandırmak için odaya girmiş olan Beomgyu "Elbette akşam Rose eşin olarak, pardon arkadaşın olarak gelebilir." dedi.

Rose utanırken Beomgyu kıkırdamış, Lisa da bir oh çekmiş ve "Tamam o zaman akşam 7.30 gibi kapıda olurum ben." dedi. Daha sonra görüşürüzleşip aramayı kapattılar.

Kahvaltı edip evi toparladıktan sonra Rose'nin odasına geçip ne giyeceğini düşünmeye başladılar.

"Ne giysen acabaaa?" dedi Beomgyu heyecanla. Rose ise "Bilmiyorum, özel bir davet gibi. Güzel olmam gerekiyor." dedi dolabı ile bakışırken.

Beomgyu ise yalakalıkla "Sen her daim güzelsin aşko." dedi. İkili gülüşürken sonunda saat akşam 5.30 olmuştu bile. Giyeceği şeyler de hazırdı, sadece giyecekti ve tek bir şey kalmıştı; saçlar.

"Hadi ya sarıkız. Lütfen boyayalım saçlarınııı." diye konuştu Beomgyu. Yirminci kez falan diyordu bu kelimeleri.

"Bak Gyu, ya kötü olursa saçlarım. Bu gün sarı kalsınlar, söz veriyorum sonra sen hangi renk istersen o renge boyarım saçlarımı." dedi Rose sonunda beyaz bayrak çekerken.

Beomgyu hızla başını olumlu anlamda salladı ve Rose'yi giyinmesi için odada tek bıraktı.

Akşam oldu ve zil çaldı, Rose hızla kapıyı açarken Beomgyu da kapıya geldi ve ikiliyi yan yana görünce sahte göz yaşlarını silerken konuştu. "Çok yakıştınız birbirine, duygulu bir anne gibi hissediyorum şu an.."

Lisa ne demesi gerektiğinden emin olamazken Rose çoktan pembeleşmişti bile, ve pembe yanaklarına karşın "Neyse, biz gidelim artık." dedi sakin bir tonda. Daha sonra da arabaya binip gittiler.

sansra | chaelisa ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin