fourteen

665 59 21
                                    

Önceki bölümün sonunu değiştirdim, tekrar okuyun lütfen

-

Hızlıca kapıya koştu ve kapıyı açtı Rose. Beomgyu cidden Kore'ye gelmişti ve tam karşısındaydı şu an!

"Gyu!" dedi ve hızla kollarını boğazına dolayıp sarıldı. Beomgyu da ellerini kızın beline atarken sarıldılar ve Beomgyu sonrasında içeri geçti.

Rose birer kahve yaptıktan sonra evin bahçesine geçip oturmaya ve muhabbet etmeye başladılar.

"Ee, hani dönmezdin Kore'ye. Ne oldu bakayım?" dedi ve kıkırdadı Rose. "Seni özledim ya, gelemez miyim?" dedi Beomgyu imayla.

Rose da güldü ve ne zaman döneceğini sordu. Beomgyu'dan cevap gelmeyince "Kalıcı mısın? İşte buu!" dedi ve genişçe gülümsedi.

O akşam Avustralya'dan gelen dostu ile muhabbet etmiş, hasret gidermişlerdi. Gece ise Rose misafir odalarından birisini hazırlamış ve Beomgyu'ya vermişti.

Sabah Beomgyu esneyere mutfağa girdi ve inanılmaz koku ile "Tteokbokki mi yaptın?" diye sordu heyecanla. Rose de onu onaylayan mırıltılar çıkartıp çubukları da masaya koydu ve davet etmesine kalmadan Beomgyu sandalyede yerini buldu.

"Gyu, bu gün Ryujin ile kafeye gidecektik. Sen de gelsene, hem sizi de tanıştırırım." dedi Rose.

"Hmm, güzel bir kız mı?" diye sorup kıkırdadı Beomgyu.

"Birincisi oldukça güzel, ikincisi daha on dokuz yaşında, üçüncüsü lezbiyen ve son olarak iki sene önce kadınlara tövbe ettiğini hatırlıyorum?" diye sordu Rose tek kaşını kaldırarak. Arkadaşı biraz çapkındı.

"Ya ne dedim ki ben. Hem iki senedir ilişki yüzü görmüyorum -her anlamda-. Ve şaka maka kadın istemiyorum siz kadınlar hep aynısınız zaten. Ne varsa erkeklerde var mis gibi." dedi ve ağzına bir parça tteokbokki attı.

Rose "Soz kodonlor hop oynosonoz zoton." diyip taklidini yaptı ve ardından da "Tamam tamam, ben sana erkek de bulurum. Hazırlanıp çıkalım hadi." dedi ve tabanındaki son lokmayı da ağzına atıp ayağa kalktı.

İkisi birlikte mutfağı topladılar ve giyinip evden çıktılar. Ryunjin'i de alıp kafeye geçtiler. Ryujin'in öve öve bitiremediği cheesecakeler için Christmas Cafe'ye geldiler.

Bu Rose'nin Taehyun ile tanıştığı kafe idi. Üçlü bir masaya oturup karekodu okutarak ne istediklerine karar verdiler.

Taehyun da üniversite'den çıkıp iş başı yapmak için kafeye gelmişti. 25'ine yeni girmiş olan oğlan Tıp - Cerrahi Bölümü son son sınıf öğrencisiydi.

Rose'yi görünce önlüğünü takıp siparişlerini almaya masaya gitti. Gördüğü oğlan ile dedikleri boğazına tekrar tıkılırken Tanrı'nın onu ne kadar dikkatle yarattığını düşünüyordu.

Düşüncelerini bölen ve kendisine gelmesini sağlayan şey Rose'nin ona seslenişi oldu. Kendine gelip "Selam Rose." dedi.

Rose de "Selam Taehyun. Bu Ryujin ve bu da Beomgyu. Çocuklar bu da Taehyun. Hayvanlara mama verirken tanışmıştık." dedi.

Beomgyu ve Ryujin de selam verirken Taehyun siparişlerini aldı ve masadan ayrıldı.

Beomgyu "Tanrım, bu çocuk kimdi böyle?" diye sordu. Rose de "Daha önceden bu kafedeyken bir kaç hayvana molaya girdiğinde mama aldığını görmüştüm. Ben de arkadaş olmak istedim ve olduk bu kadar. Neden, hoşuna mı gitti?" diye sordu Rose imayla.

"Gerçekten, değişmiştim ama bu çocuk, beni tekrar çapkın yapmak istiyor gibi. Yüzü fazla iyi." dedi Beomgyu. Elbette bu cesur konuşmalarının altında yatan Taehyun ona iki iltifat etse pembeye dönecek yanını Rose oldukça iyi biliyordu.

Kafede oturup muhabbet ettiler, Ryujin ablasının arkadaşını da sevmişti. Ablası sayılı ama iyi arkadaşlara sahipti. Hatta Beomgyu'nun tavrından sonra kız arkadaşı Yeji'den bile bahsetmişti rahatlıkla.

Oha bir ayı geçmiş bölüm yayınlamayalı, alın size bölüm hehe

sansra | chaelisa ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin