0.2

80 13 16
                                    

Nefes nefese kendini yere bıraktı. Sızlayan avuç içlerine baktı. Yer yer kızarmış, soyulmuştu. Gözünden düşen damla avuç içine gitti. Daha da sızladı.

Kollarındaki güçler çekilmiş, hissizlik almıştı yerini.

Kalkmadan yaşlı gözlerini etrafa dolandırdı. Sonra kanlı parkeye. Bir türlü çıkarmamıştı. Kaç gündür buradaydı, kan. Çıkmaması çok normladi. Ofladı. Yeniden aldı eline çamaşır sulu bezi. Sürttü yere. Hıncını almak istercesine.

"Tanrım al canımı da kurtulayım artık."

Düşündü. Bu sefer o ikisine bakacak kimse olmazdı.

Elindeki bezi sertçe yere fırlattı.

"Yeter artık yeter."

Yere vurdu ellerini. Acısını umursamadı. Hızla ve sarsak adımlarla ayağa kalktı.

İçeride karşı karşıya yatan iki adama baktı. Hayatını karartmışlardı.

Bacaklarında güç yoktu. Odasına ilerledi.

Ardından kapısını kilitlemeyi unutmadı.

Bir haftadır ne gücü vardı ne de hissi.

Aklında o polis vardı. Polisi düşünüp duruyordu. Onu arayıp hata yapmıştı. Artık o iki adamda evden dışarı çıkmasına bile izin vermiyordu. Parayı kim bulacakdı. Onlara kim bakacakdı. Mecbur vereceklerdi. Yoksa içkisiz, boğazlarına kadar borçla hiç yapamazlardı.

Telefonu eline aldı. Annesinin tuşuna gitti eli. Basıp basmamak arasındaydı. Bastı. Çaldı, çaldı, çaldı ve açan olmadı. Telefonu kulağından çekip olduğu yerde ağlayarak çöktü.

Up uzun süre orada kaldı. İçi dışına çıkana kadar kaldı.

Kapısının kilidini açtı. İçeriye baktı. İkiside hâlâ ölü gibi uyuyordu.

Tanrım dedi içinden. Ben bunlarla daha ne kadar idare edeceğim dedi kendi kendine.

Babasının yanına gitti.

"Baba işe gitmem gerekiyor."

"İyi git para getir. Bir dünya borç var."diyip geri daldı uykuya. Omuzları düştü Mahperinin.

Saatin kaç olduğuna bakmadan tamam demişti. Saat gece yarısına geliyordu.

Bu bir haftada yüzünü geçirmeye çalışmıştı. Yüzünde morluklar vardı. Elmacık kemiği, gözü.

Ayağa kalktı.

Üstün bir şeyler geçirdi.

Dışarı attı kendini. Soğukta sızım sızım sızlayan ellerini cebine soktu. Ama ne fayda.

Hemen hızla yola koyuldu.

Kafasındaki düşünceler bir kurşun gibi beynine girip çıkıyordu.

Yola bakmadan atladı yola.

Daha ikinci adımını atmadan vücudunda keskin bir acı hissetti. Sonra bedeni yavaşça yeri buldu.

Bugün dua etmişti değil mi?

'Tanrım al canımı da kurtulayım artık.' demişti. Yoksa istediği oluyor muydu?

Bir an için dedi kendi kendine.

'Gidiyorsun Mahperi, hadi kapat gözlerini.'
___________________________________________

"Efendim sultanım!"

"Hadi oğlum saat kaç oldu gel!"

"Geliyorum geliyorum! Siz yediniz mi?"

"Yok oğluşum seni bekliyoruz."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 13, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SerendipityHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin