Shoto'nun Ağzından
Çok sıcak?..
Uyandığımda kan ter içinde kalmıştım. Başım berbat bir şekilde hem ağrıyor hem de dönüyordu. Ayağa kalkamayacak kadar kötü durumdaydım. Ama garip bir şekilde algılarım sonuna kadar açıktı... Her şeyi hissedebiliyor, duyabiliyordum... Gözlerim kapalı kalmaya devam ederken bile sanki etrafımda olan biten her şeyi görüyormuşum gibi hissediyordum... Tanrım, sona mı geldim ben?
Çok garip... Gözlerim kapalı ve trendeki kişi sayısını bile tahmin edebilirim?.. Neler oluyor? Daha gelmedik mi? Belki de tek ihtiyacım olan şey biraz daha uykudur. Belki hastaneye gidip onlarca ilaca ve teste ihtiyaç da yoktur.
Ne yapmam gerektiğine bile karar veremeden göz kapaklarım tekrar ağırlaşıyor. Engel olamadan kendimi tekrar bir uykuya teslim ediyorum...
.
.
.Sadece 10 saniye gibi geçen bir süre sonra tekrar gözlerimi açmıştım. Her yer karanlıktı. Trende neredeyse kimse kalmamıştı. Loş tren ışıkları ve sonra... Sonra neler olduğunu yavaş yavaş anlamaya başlamıştım! Kahretsin trende uyuya kaldım! Kaç saat? Eve ne kadar uzaklıktaydım? Biraz çevreme bakındıktan sonra gereğinden fazla uzakta olduğumu ve inmezsem kesinlikle yolumun daha da uzayacağına emindim.
İlk durakta daha fazla düşünmeden indim.
Başım hâlâ dayanılmaz derecede ağrıyordu ama bu algılarımı asla kapatmıyordu. Gecenin bu saatinde bilmem kaç kilometre ilerlemek hiç mantıklı gelmiyor?.. Belki de halamı ya da amcamı aramalıyım?Amcam ve halam...
ONLAR BURADA OLDUĞUMU BİLMİYOR.Onlara haber vermedim ve şu an ne kadar telaşlandıklarını tahmin edebiliyorum! En iyisi onları aramak ve beni buradan almalarını beklemek.
Telefonumu elime alıp biraz olsun doğru düşünebilmek için oturacak bir yer aramaya koyuldum ve gözüme kestirdiğim ilk yere geçtim.
Tahmin ettiğim gibi...
Katsuki bile yazmış?..
Ahh, ona arayacağımı söylemiştim!
Momo'ya da haber vermiş olmalı ki ondan da mesajlar var!
Bir dakika..
Katsuki merak etmiş...
Çünkü onun en yakın arkadaşlarından biriyim... Merak etmesi normal...
Fark etmesemde canımı yakıyor bu sözler.
Ve şu anki alışılmadık durumumu unutup Katsuki'ye odaklanıyorum. Zehirlenmiş ve ölümün kıyısında olma ihtimalim varken hem de...Yine de aklımdan şu sözleri geçirmeden edemiyorum.
Kendimi alıştırmalıyım. Daha fazlası olamayız.
Gerçekten bu durumdayken aklıma gelen şey Katsuki ile olan ilişkim mi?
Çabucak bu durumdan sıyrılıp asıl üstüne düşmem gereken konuya odaklanıyorum, en azından deniyorum. İlk işim telefonumun rehberinde gezmek oluyor.Halamı aramak için tam numarasına basacakken bir şey fark ediyorum.
Ellerim telefona yapışmış?..
-Bu ne saçma bir gün böyle?
Ve şimdi de aptal telefon elimden düşmüyordu.
Anlık gelen günün öfkesi ve yorgunluğuyla elimi var gücümle savurduktan sonra telefondan kurtulabilmiştim. Bileğimden fırlayan iplerle(?) beraber!Tanrım, lütfen telefonum da kurtulmuş olsun!
Koşarak telefonu elime aldığımda ise ip diye içimden geçirdiğim şeylerin örümcek ağından farksız olduğunu anlamam zamanımı almıyor.
-Bunlar da ne? NELER OLUYOR?
Saçmalık... Rüya falan mı görüyorum?
Örümcekler...
Peki bu ağları(?) isteğimle kontrol edemez miyim?
Böyle saçma zamanlarda bi taraflarımdan ağ çıkıp duracak mı?!
TEK DÜŞÜNDÜĞÜM ŞEY BU MU GERÇEKTEN?Bir dakika.
Tırmanabilir miyim?Bir filmden ya da kitaptan mı fırladım bilmiyorum ama denemem gerek. Belki de hepsi bir rüyadan ibaret!
Saçmalıyorum! Bir binaya nasıl çıplak ellerimle tırmanabilirim ki?
Tam şu an da olduğu gibi.
Ellerim sanki kontrol dışı bir şekilde dik duran binaya -ayaklarım yardımıyla- tırmanırken aklımdan geçirdiğim kelimeyi şaşkınlıkla haykırıyorum.
-NASIL?!
Kesinlikle bunu da isteyerek demedim. Düşünmeden yapıyorum. Hayatımın her saniyesinde yaptığım hareketleri, söyleyeceğim sözleri önceden planlayan, düşünen ben birkaç saniye bile beklemeden her şeyi yapıyorum resmen.
Kavrayamıyorum. Bütün bunlar bir örümcek ısırığı yüzünden mi yoksa delirdim mi?
Birkaç deneme sonrası ve bir örümceğe dönüştüğümden emin olmuştum. Bileklerimden -tuhaf bir hareket sonucu- ağ çıkarabiliyor, tırmanabiliyor ve gereğinden çok daha fazla güçlüydüm. Bunun nasıl olduğu hakkında hiçbir fikrim olmamasına rağmen sanki...
Bilmiyorum çok tuhaf gelecek belki ama...
Bu güç zaten her zaman içimdeymiş gibi?Eğer bir rüyadaysam bir daha uyanmak istemiyorum. Sonunda işe yaramaz benliğimi gerekli kılabilirim değil mi?
Amcamları aramama gerek yok. Birkaç saniye içinde evin önünde olabilirim.
Bunları düşünür düşünmez daha yeni yeni kendimde bulduğum bu süper güçlerimi bir an da daha önce zaten yüzlerce kez yapmışçasına kullanmaya başlıyorum.
Binaların sağında solunda süzülürken daha önce hiç hissetmediğim bir çok duyguyu da hissediyordum. Çok tuhaf... İsmini bilmediğim bu duygular da neyin nesi? Kalbim bir kuş kadar hafif. Nefes aldığımı hissediyorum ama aynı zamanda hiçbir şey hissetmiyorum. Beynimi meşgul eden tek bir düşünce yok. Hiçbir şey ağır gelmiyor.
Hissetmediğim kadar çok fazla şey hissediyorum?
Bu kesinlikle bir rüya olmalı, hiç uyanmak istemeyeceğim türden.
Askim çok mutlu ama bilmiyor ki fic'in yazarı ona neler yapacak...
Üzgünüm bebeğim seni üzeceğim...918382928 yıl sonra yb attım ve maalesef çok sık atamamaya devam edeceğim sanırım aynı şey diğer kurgum için de geçerli. 9 ve 10. sınıfta yatmış biri olaraktan cezamı çekiyorum...
Her neyse
Umarım beğenmişsinizdirrrrr
Oylamayı ve yorum atmayı unutmayınnn
Kendinize iyi bakınnnn
<3333
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TodoBaku Spider-Man Au
FanfictionHalamı aramak için tam numarasına basacakken bir şey fark ediyorum. Ellerim telefona yapışmış?.. -Bu ne saçma bir gün böyle? Ve şimdi de aptal telefon elimden düşmüyordu. Anlık gelen günün öfkesi ve yorgunluğuyla elimi var gücümle savurduktan sonra...