Shoto'nun ağzından
Aklıma gelmişken halamlara ne diyecektim?
Doğru dürüst bir bahanem bu saat için yoktu en iyisi doğruyu söylemek için indiğim durağa geri dönmek. Tabii ki de olanları tamamıyla anlatmayacaktım, anlatamazdım.
Neler olacağından ben bile emin değilken hem de...
İndiğim durağa geri dönünce ilk işim telefon rehberimden halama ulaşmak oldu...
Olanların tuhaflığına kendimi kaptırmış olmamın verdiği heyecanla tamamen aklımdan çıkmıştı, amcamlara ne diyeceğim.
Halamı aradığımda ise birkaç saniye geçmeden açmıştı.Teka: SHOTO NERDESİN SEN? İYİ MİSİN? SAAT KAÇ OLDU! EĞER 5 DAKİKA DAHA GEÇ KALSAYDIN ÇOKTAN POLİSE-
Shoto: Özür dilerim Teka hala... Başım ağrıyordu, hasta gibiydim bu yüzden uyuya kalmışım. Beni alabilir misiniz? *** Yoluna çıkabilirim.
Teka: ... Shoto... Ne kadar endişelendiğimizin farkında mısın?..
Shoto: Evet... Tekrar özür dilerim.
Teka: Her neyse tamam amcan geliyor. Biliyorsun eve uzak bir yerdesin beklemen gerekecek. Dikkatli ol.
Shoto: Tamam, hala. Görüşmek üzere...
Buraya gelmesi en az yarım saati bulur...
Bir şey yapmam gerekir mi?
Saat gece yarısına yaklaşıyor...
Tanrım ben kaç saattir uyuyordum?..Böylece burada beklemem mi gerekiyor?
Ne yapacağım bu tuhaflıkla?Resmen örümcek oldum.
Kelimenin tam anlamıyla hemde...Bir anda böceğe dönüşen bir insan ne yapmalı?
Hah!..
Sanırım bu durumda 2 seçeneğim var.
Ya Gregor'un izinden ya da....
???
Kulaklarım çınlıyor...
Nedenini bilmediğim bir şekilde düşüncelerimden sıyrıldım ve arkama baktım. Şehir merkezinden biraz uzakta olduğum için ortam sessiz sayılırdı.
Trendeyken hissettiğim o anlamsız duygu yine bedenimi sardı ve
Çınlama?
Ne şimdi bu?
Örümcek hissi falan mı?
Bu tehlikedeyim demek mi oluyor?
Etraf fazla sessiz.Olacaklara pür dikkat kesilmişken karşıdan hızla koşan adama bakakalmıştım.
Nereden geldiğini bile anlayamadan bana takılıp ikimizi de yere düşürdü.
O kadar gergin duruyordu ki bana bakmak yerine gözü hala arkasındaydı.??: Aman tanrım öleceğim! Beni öldürecekler!
Shoto: Hey, hey sakin ol tamam mı? Derdin ne senin?
??: Kahretsin!
tam kalkıp koşmaya devam edecekken refleks(?) olarak adamı kolundan yakaladım.
Tekrar söylüyorum bugün yaptığım şeylerin bir nedeni yok... Sanki vücudum beynimden ayrı hareket ediyor!
??: Bırak lütfen! Geliyorlar diyorum! ÖLECEĞİM! Lütfen onlara beni görmediğini söyle!
Havanın zifiri karanlık olmasına rağmen yüzünü tamamen görebildiğim adamın gözlerinde sadece korku vardı. Böyle bir anda ne yapılır bilemesem de ve o an her ne kadar adamı bırakmamın kötü bir sonuca varacağını hissetsemde... Bırakmıştım.
Bu yanlıştı. Ama neden?
Gözlerinde saf korku olan ve ölmemek için yalvaran birini neden peşindekilerin eline bırakayım ki? Kanıtlayamazdım. Elimde sadece lanet olası sebepsiz örümcek hislerim vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TodoBaku Spider-Man Au
FanfictionHalamı aramak için tam numarasına basacakken bir şey fark ediyorum. Ellerim telefona yapışmış?.. -Bu ne saçma bir gün böyle? Ve şimdi de aptal telefon elimden düşmüyordu. Anlık gelen günün öfkesi ve yorgunluğuyla elimi var gücümle savurduktan sonra...