Odana çıktın ve bavulunu hazırlamaya başladın. Eşyalarını toplarken yıllardır kurcalamadığın çekmeceye bakmak istedin ve çok eski bir resim ile karşılaştın. 12 yıl öncesine aitti. Sen ve yanında bir çocuk vardı ve beraber oynuyordunuz. Kim olduğunu hatırlamaya çalıştın ama çıkaramadın. Çocuğun yüzü bulanık olduğundan diye düşünüp boş vermek istedin ama yine de içten içe merak ediyordun.
Eşyalarını toplayıp evden çıkmak için kapıya doğru ilerledin, tam evden çıkacakken annen kolunu tuttu.
-Benim haberim olmadan elinde bavulla nereye gittiğini sanıyorsun?! Bizi terk mi etmeyi düşünüyorsun?!
-Kendime yeni bir hayat kuracağım.
''O kadar kolay değil küçük hanım evlenene kadar bu evden çıkamazsın bekar kalsan bile ömür boyu bu evde yaşayacaksın!'' Dedi.
''Hayır beni zorlayamazsın ben reşit bir bireyim, artık ebeveynlerimi dinlemek zorunda değilim.''
O sırada sizi dinleyen baban, yanınıza gelip kolunu sert bir şekilde tuttu ve odana doğru götürmeye başladı.
''Baba ne yapıyorsun? hey! bunu yapmaya hakkınız yok! bırak kolumu!''
Seni yukarı kattaki odana fırlattı ve ''Aklın başına gelene kadar orda kal!'' diye bağırıp, kapıyı üstüne kilitledi.
Hiç ağlamamıştın veya duygusallaşmamıştın çünkü bu tarz şeylere alışıktın. Küçükken her kötü bir ders notu aldığında yine böyle odaya kilitlenirdin.
Odaya kilitlenmek senin için bir engel değildi, zaten evden gitmek istiyordun, bu olayın üstüne şimdi burada bir dakika bile kalmak istemiyorsun. camı açtın ve atlamayı düşündün , biraz korkuyordun gerçi ama en fazla ne olabilir ki? sadece iki kat aşağısı bir yerin kırılmazdı diye düşünüyordun. Ama burada kalmaktansa birkaç kemiğini kırılmasında bir sakınca görmedin. İlk önce bavulu camdan aşağı attı sonra kendin atladın. Bir kırık olmadığından çok emindin ama canın acımıştı. Bacağının acısından seke seke yürüyordun.
Kaldırımlarda yürürken evden baya uzaklaştığını fark ettin. Nereye gideceğini bilmiyordun bunu hiç düşünmemiştin ama yanına aldığın parayla üniversite yurdunda kalabilirdin. Bu plan hoşuna gidince şimdilik yanına kalmak için sınıfından bir kızın yanına gitmeye karar verdin, ama önce arayıp müsait olup olmadığını bilmen gerekiyordu.
''Alo, Rui merhaba, ben Aine. Bu gecelik sende kalmamın bir sakıncası var mı ya da kalacak bir yer bulana kadar.''
''Yok Aine hiçbir problem yok gelebilirsin ama beni şuan evde değilim büyük kuzenim evde ona söylerim seni içeri alır bir sorun varmı?''
''Hayır hayır, hiçbir sorun yok çok teşekkür ederim Rui görüşürüz.''
''hoşçakal !''
Rui'nin evine doğru yol almaya başladın. Hafif yağmur yağmaya başladığı için hemen varmayı ümit ettin. Eve vardığında Rui'ninde dediği gibi kapıyı erkek kuzeni açtı. Sen içeri ağırladı ama bakışları seni çok rahatsız etmişti ,hatta burada kalmak konusunda kararsız kalmıştın.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑌𝑎𝑙𝑎𝑛𝑐ı 𝑀𝑢𝑚 (İᴢᴀɴᴀ x Rᴇᴀᴅᴇʀ)
Ngẫu nhiênBu Aralar fena takmış durumdayım hayal gücüm ile aklıma gelen bir hikayeyi yapıyorum Cinayet, kan , ölüm, küfür argo gibi şeyler içerir