"Sonunda biraz tatil!" diye haykırarak kendini beyaz L koltuğa atmıştı Japonya. Yanına düşen Japonya'nın yanağını öpen Amerika, "Ve dünya güzeliyle harika vakit geçirme şansı." dedi. Göz deviren Çin, "Lütfen aşkınızı gözümün görmediği yerde yapın. Bu tatile sizin birbirinizi yiyecek gibi bakışmalarınızı görmeye gelmedim. Huzur ve sakinlik için geldim. Japonya bana bunu vaad etti. Ve eğer vaadi gerçek değilse onu Pasifik'te boğacağım." diyerek elindeki işlemeli çubukla saçını topuz yaptı. Göz devirerek "Görmek istemiyorsan oda değiştir ve ya gözlüklerini çıkar çirkin çekik gözlü." dedi Amerika. Sonra da doğrulup sehpadaki gazozunu alıp bir yudum içti.
"Japonya seni annene benzetiyorum biraz ve o akıllı bir kadındı. Sen hangi akılla bu salak obez yağ torbasını seçtin? Salak yarım dünya! Bu gözlük sadece uzaktaki yazıları okumak için!" diyerek Amerika'yı azarlamaya başlamıştı Çin.
Göz deviren Doğu Türkistan, "Çin oğullarının yokluğunda Amerika'ya sarmış herhalde." dedikten sonra büyük pembe bir topun içinde olan Konfederal Amerika'ya bakıp sırıttı. "Rahat mısın Konfiş hamster? Sıkıldıysan dolaş."
"BUNUN BEDELİNİ ÖDEYECEKSİNİZ!" diyerek topun yüzeyine vurmuştu Konfederal Amerika. "Kes sesini! Kızım uyuyor içeride! Uyanırsa seni atarım okyanusa, o topla gelirsin adaya." diyerek Konfederal Amerika'nın bulunduğu topa tekme atarak geri gitmesini sağlamıştı.
Topa, bir tekme de Türkiye vurup ileri gitmesini sağlayan Türkiye, "Bütün tatil boyunca o hamster topunda olacaksın pislik faresi." diyerek odasına gitmişti.
Beşiğin başında dikilmiş Yunanistan, uyuyan oğlu Girit'i izliyordu. Girit uyurken yıldız şeklinde bir peluşa sarılmış emziğini emiyordu. Her iki bebeğin en büyük ortak noktası yetiştirilme konusunda ebeveynlerin kavga ediyor oluşuydu.
"Oğlumuz çok sevimli." diyen Türkiye, Yunanistan'ın yanına gelmiş izliyordu Girit'i. "Emzik vermese miydik acaba?"
"Başladık gene." diye mırıldanarak gözlerini devirmişti Yunanistan. "Her halta bir şey bulma! Sen yapınca güzel ebeveynlik ben yaptığımda kusurlar aranıyor!"
"Emzik iyi değildir belki! Ya emziğe bağımlı olursa!?"
Yunanistan, "Tanrım sabır ver! Ulan salak Türk! Ben o emziği alkole batırıp ya da uyuşturucuya sürüp vermiyorum bebeğe! Salak salak konuşup bozma benim sinirlerimi!" diyerek beşiği hafifçe sallayıp ninni söyledi.
Lakin ninni söylemesi bile gözlerini hafif aralamış Girit'in uyumasını sağlamadı. Tamamen gözlerini açan Girit, ellerini uzatıp bebek sesleri çıkardı. "Bravo! Uyandırdın uyuyan bebeği." diyerek Girit'i kucağına aldı sonra da Türkiye'ye verdi Yunanistan. "Sen uğraş. Cefasını hep ben mi çekeceğim? Biraz da sefasını çekeyim. Yan odadayım. Eğer ağlamasını duyarsam kendine mezar kaz Türk."
"Gireceğim Atina'ya göreceksi-"
Sözünü tamamlayamadan Girit huzursuzlanınca Girit'i pışpışladı. "Tamam oğlum annene bir şey yapmıyorum. Sen de iyice ana kuzusu oldun. Acaba anan olmasaydı ne olacaktı? Bak benim annem yok, senin gibi huysuzlanıyor muyum?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sırlar Dünyası - ANAHTAR (Bırakıldı)
Historical FictionÇocuk ülkelerin gelmek istemediği bir tatil planı yapıldı ve yoka çıkılıyor. Ülkeler tatil yapsın ve biraz dinlensin diyerek Amerika ve Japonya'nın davetiyle ülkeler, Yujo adasına gidiyor. Lakin gerçekten dinlenebilecekler mi? Çocuk ülkeler neden ge...