Nizâm Nâsır: NÂF-I ŞEB (Askıda)

Avdet-i Beyt V



Bölüm Müziği:
Gökhan Kırdar _ Yerine Sevemem
Mohamed Hamaki _ Khodni Eleik

romancideryahanim 'a ithafen...

Fasıl V

#Keşf-iRâz

Ağustos 25, Saat Dokuz Suları

Şahin, Hüsam'la beraber odasına çekilmiş iki gündür toparlanamayan Sehhar için planlar yapıyordu. Ne odasından çıkıyor ne de bir şeyler yiyip içiyordu. Sessiz sedasız oturup uyumaktan başka bir şey yapmıyordu. Yıllar sonra ilk defa bu kadar durgun ve düşünceliydi. Âdeta hiç kimseyi yanına bile yaklaştırmıyordu.
"Yeter, daha fazla burada oturup düşünemem ben Asım! Ona yardım edeceğim..."

"Ne yapacaksın Hüsam? Adam kimseyi yanına yanaştırmıyor."

"Beni dinler, benimle aynı şeyleri yaşamasını istemiyorum ben. Kendini bir odaya kapatıp düşünceli düşünceli oturmasını istemiyorum."
Âniden odadan ayrılıp kaybolduğunda başına vurup düşünmeye başladı. Bir anlığına bütün kapıların kendisine kapandığını bile hissetti. Aklında hiçbir şey yoktu neredeyse.

"Düşün Şahin, düşün... Sehhar'la iletişime geçmenin bir yolunu bul."
Bakışları masasında duran küçük radyoya kaydığında gülümseyip radyoyu eline aldı. Daha sonra telefonu alıp eski dostlarından birini aradı. Birkaç defa çaldıktan sonra açılan telefonla:

"Alo?.."

"Zafer, sen misin kardeşim?"

"Evet, tanışıyor muyuz?"

"Asım ben, Kırgız Asım. Fakülteden hani..."

"Sen misin Asım? Ne var ne yok, işler nasıl?"

"Bildiğin gibi... İstanbul'a geldik ama biliyor musun? Senden başka kimse bilmesin ama... Bir de Füsun var tabii. Ama o henüz burada olduğumuzu bilmiyor."

"Sırrımız sır olarak kalmaya devam etsin diyorsun. Benden sır çıkmayacağını biliyorsun kardeşim. Onca zaman korudum yine korurum."

"Senden bir şey isteyeceğim, sakıncası yoksa eğer."

"Ne demek kardeşim, lafı mı olur aramızda? Sen iste yeter!.."

Elindeki radyoyla oynarken gergin bir vaziyette yutkunup:
"Füsun'la Sahir'i bir araya getirmeye karar verdim ben. Sahir, iki gündür kötü vaziyette. Vaziyeti de hepimizi olumsuz etkiliyor. O sağlam adamlardan ve şu sıralar ona gerçekten ihtiyacımız var. Onu içinde bulunduğu karmaşadan sadece Füsun çıkarabilir."

"Füsun ve Sahir arasında iletişim kurmamı istiyorsun yani? Onu hallederim sıkıntı değil."

"Sahi mi? Sağ ol, hakkını helal et. Bir de... Füsun hâlâ İstanbul'da mı? O konuda bir bilgin var mı? Numarasını değiştirmiş sanırım, ona ulaşamadım."

"Bir bakayım... Evet, Üsküdar'da oturuyor. Numarasını da mesaj olarak gönderirim. Bu arada iletişim için istek bir parçan var mı?"