Fasıl VII
"Evet, beyler!.. Bu gece için hazır mısınız?"
O sırada Sehhar, her zamanki heyecanlı hâliyle:
"O kadar açım ki Gaib'e saldırabilirim."
Dişlerinin arasından gülmemek için kendini zor tutan bir ifade vardı yüzünde. Yaramaz bir çocuk gibi ellerini birbirine sürterek yerinde sıçrayıp duruyordu. Gaib de ciddiyetini bozmamaya çalışarak Nâsır Efendi'nin vereceği vazifeyi bekliyordu."Bu gece size güzel bir ödül vereceğim. Yeni bir Mürdegân dönemine girdik. Velev ki Mürdegân'ın son zamanları bile olabilir. Bunun için bu zaman içinde sizden daha büyük işler yapmanızı bekliyorum. Maskelerinizi atacağınız zamanlar çok yakın."
"Ne yani artık sürekli suret ve isim değiştirmek yok mu?"
"Vazifenizi iyi yaparsanız evet."
Sehhar, olduğu yerde tam yanımda dururken güçlü eliyle bileğimi sıktığını farkettim. Kalp atışı sanki kulağımda yankılanıyordu."Bu kadar heyecan senin için biraz fazla değil mi kardeşim? Zirâ şu an nedereyse kemiklerimi kıracakmışsın gibi bir his var içimde."
Sağımda duran Nemir, gülmemek için elinin tersini ağzına götürse de kıkırdamasına mâni olamamıştı. O sırada Nâsır Efendi ve diğer Mürdeler de tebessüm ederek bize bakıyordu."Ağam Sehhar'ın bu gece kanı iyi kaynıyor herhalde, dondurucuya falan mı koysak?"
Nâsır Efendi, Ukab'ın yaptığı espriye istemsizce gülerken Sehhar ciddiyetini toplayıp bileğimi bırakmış ve meydan okuyan gözlerle Ukab'a bakıyordu. Gaib'in donuk ve keskin bakışları da istemeden huzursuz olmama sebep oluyordu.Nâsır Efendi ortalığı toparlarcasına:
"Görünen o ki hepinizin ziyadesiyle kanı kaynamış vaziyette. E sürekli konakta dolanmaktan sıkıldınız tabii. Havalar da soğuyunca..."Mürdeler sessizce Nâsır Efendi'nin devam etmesini beklerken Sehhar aniden sessizliği bozacak gibi kendini zor tutuyordu. Nâsır Efendi ise daha fazla bekletmeden vazifemizi anlatmaya başladı.
***
#Serhan
"Ukab konuşuyor, bölge iki tamam."
"Ben Serhan, bölge bir de tamam."
Önümden geçen araçlara bakarken aralarında Rakun'un, Alex'in ve Alaz Demir'in arabasını yakaladım.
"Bizim üçlü geldi.""Büyük misafirlerimiz gelirse söyle."
Etrafta dolanmaya başlarken yabancı araçlardan birine doğru yaklaştım. Arabanın arka kapısını açtığımda ellili yaşlarında saçı sakalı grileşmiş, renkli gözlü, çatık kaşlı mafya tipli bir adam indi. Adam teşekkür edip yanımdan geçerken geniş omuzlu, atletik yapılı, ellili yaşlarında başka bir adam daha indi. Elini yüzüme koyup anlam bulamadığım bakışlarla bakarken:"Kolay gelsin ufaklık."
O sırada, "Ufaklık mı, otuz yaşında adamım." dememek için kendimi zor tutmuştum. Başımı eğerek teşekkür ettikten sonra kapıyı kapattım. O sırada arabanın camını açan bir adam, koruma olacak ki, "Ben hallederim." diyerek pencereyi kapatarak arabayı park yerine doğru sürdü.Hâlâ yanımda duran adamsa aniden kolumu tutup:
"Biraz sohbet etmek ister misin?""Üzgünüm bayım, görevimin başında kalmam gerekiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nizâm Nâsır: NÂF-I ŞEB (Askıda)
Narrativa generale#2023 (Askıda) Nizâm Nâsır Serisinin II. Kitabıdır. İlk Kitabın Devamı Sayılmakla Beraber Bu Kitapta Adeta Mürdegân'ın Kaderi Belirlenir. Mürdegân, yıllardır süren gizliliğin ardından yavaş yavaş yeryüzüne çıkar. Nâsır, teşkilatı sadık hafiyelerind...