Furkan'dan
Ne yapacağımı bilmiyordum.bakmaya bile konuşmadığı aşkım karşımda kanlar içinde yatıyordu. O yeşil gözleri kapalıydı. Bana masumiyetiyle bakmıyordu. Sadece öylece yatıyordu. Hastaneye bile götüremiyordum. Çünkü çok uzaktaydı. Kahretsinki kapanmıştı buradakiler. Batu elini omzuma koyup benim bir tanıdığım var doktor hemen onu getireyim dedi. Kafa salladım. Konuşamıyordum bile.
20 DAKİKA SONRA
Doktor geldi. Hastaneye gidemeyeceğimizi. Fakat müdahale etmezse öleceğini söylemişti. Sanki içime bir bıçak batırmışlar ve çeviriyorlarmış gibiydim. Doktor beni çalkaladı ve kendine gel onu uyandıracağız morfin yok olsa bile veremem uyutursam uyandıramayabilirim. Beni duyuyormusun diyordu. Evet dedim güçlükle anladım dedim. Ama ona bu acıyı nasıl yaşatacağım diye söyledim. Mecbursun dedi. O bağırdıkça sen dahada güçlenmelisin. Biliyorum zor ama yapacak bir şey yok. Dedi beni hala sirkelerken. Tamam diyebildim. Baharı sarsmadan bir masaya yatırdık. Doktor bey koluna iğne yapmıştı. Bahar anne diye sayıklıya sayıklıya uyanıyordu. Bahar dedim aşkım dedim. Furkan dedi. Söyle bir tanem dedim. Canım çok yanıyor dedi. Doktor başlayalımmı kurşun daha da derine gitmeden diye bir soru yöneltti. Olur dedim. Elini tuttum sıkıca. Batu müdür erkek öğretmenler herkez tutmaya başlamıştı. Bahar bağırıyordu. Yapmayın lütfen diye furkan diye bağırıyordu. O bağırdıkça ben kahroluyordum. Ama sadece biraz daha dayan diyebiliyordum. Doktor tamam çıktı kurşun çıktı dedi. Doktor birşeyler yap lütfen dindirin bu acıyı dedim. Doktor tamam tamam bir kereliğe mağruz morfin verelim dedi. Tamam tamam yeterki acısı dinsin diyebildim. Doktor iğneyi yapar yapmaz bahar uykuya dalmaya daldı. Ellerini öpmeye başladım. Yüzünü alnını öptüm. Merak etme aşkım kurtulacaksın ve sana bunu yapanlara ödeteceğim dedim.
2 SAAT SONRA
Müdür beni odasına çağırdı. Yerimden kalktım ve odasına doğru yümeye başladım. Odaya girdiğimde polisler vardı. Polislerden biri gel otur şöyle dedi. Gittim ve gösterdiği yere oturdum. Polis kimdi o adamlar diye sordu. Babamın eski ortağının adamları dedim. Senden ne istiyorlar diye sordu bu sefer bilmiyorum dedim. Gitmem gerek baharın uyanması gerekiyordu. Belkide uyanmıştır dedim ve odadan çıktım.
BAHARDAN
Canım çok yanıyordu. Yanmıştıda. Gözlerimi açtığımda furkan hemen yanıma koştu. Bir tanem sana bir şey olacak diye çok korktum sevgilim dedi. Furkan canım çok yanıyor diyebildim güçlükle. Tamam canım Sorma sen kendini dedi. Canım acıyo diye bağırdım bu sefer de. Tamam sakin ol birtenem diyerek sakinleştirmeye çalıştı ama olmuyordu işte acıyodu. Çok acıyodu. Elimi yaranın üzerine koymak istedim ama furkan ellerimi tuttu. Yapma aşkım yapma sevgilim yalvarırım yapma dedi. Bağırdım. Avazım çıktığı kadar bağırdım yerimden kalkmaya çalıştım ama canım daha çok yanmaya başladı. Zaten doktorda yapma kızım diyerek omuzlarımdan tutup yatırdı tekrardan. Masanın üzerinde kıvranıyordum resmen. Bizim sınıfın kızları ağlıyorlardı. Ağlamayın dedim. Asıl siz yapmayın dedim. Doktor bir iğne hazırladı. Koluma yaptı. Batu bu ne ignesi diye bir soru yöneltti doktora. Doktor ise ağrı kesici diye mırıldandı. Aradan yarım saat geçti ama ağrılarım hala geçmemişti. Elimin üzerinde serum vardı. Serum sanırım kaymıştıki doktor yeniden yanıma gelip serumumu düzeltti. Ağrın varmı diye sordu. Evet anlamında kafamı salladım. Akşama doğru yola çıkarız. Hastaneye götürücez seni burada enfeksiyon riski çon yüksek dedi. Tamam diyebildim. Yorulmuştum. Doktor akşama kadar mahvolursun böyle az dozda morfin yapıcam ama mecburiyetten dolayı. İnşallah bir daha yapmak zorunda kalmam dedi. Ve seruma bir iğne daha yaptı. Rahatlamıştım. Ağrımda bir anda geçmişti. Bu ilaç çok güzeldi. Çok geçmeden kendimi uykuya teslim ettim.
Uyandığımda doktor malesef hastaneye gidemiyoruz dedi. Neden dedim yerimde dikleşmeye çalışırken. Furkan baş ucuma gelip saçlarımı okşamaya başladı. Üzgünüm birtanem hasteneyi aradık ve bir tane bile boş yerleri olmadığını söylediler aynı şekilde diğer yakın hastanelerde. Eeeee şimdi ne olacak diye sordum aniden. Doktor evde bakım yapalım zaten kurşun çıktı. Tek korkumuz enfeksiyon ve bağımlı olman.
2 GÜN SONRA
Eve gelmiştik. Doktor o günden sonra bir daha morfin vermemişti. Ağrılarım olmuştu ama yüksek dozda ağrı kesiciler iyi gelmeye başlamıştı. Günde 5 kez pansuman yapıldığı için enfeksiyon riskide çokça azalmıştı. Sabah her ne kadar okula gitmek istesemde furkan ve doktor buna engel olmuştu. Tabi tarık beyde. bugün işe gitmeyecek benimle kalacakmış. Önce itiraz etsemde üsteliyince kabul etme zorunda kaldım. Benim için işinden geri kalmasını istemezdim. Herkez okula gittiğinde evde sadece ben doktor tarık bey ve ayşe sultan vardı. Tarık beyin eşide işine gitmişti. Ayşe sultan çorba yapmıştı. Hep beraber içtik. Karnımda doyunca ilaçlarımı içtim. Tarık bey doktora bakıp sizcede durumu çok iyi değilmi diye bir soru yöneltti. Doktor banada öyle geldi diyerek yanıtladı. Bense şaşkın şaşkın bir doktora bir tarık beye bakıyordum. Tarık bey peki ala o zaman hazırlanın fuara gidelim dedi. Ayşe sultan bir torba hazırlamıştı. Ben hazırım dedi. Bende hazırım dedim. Doktor ben zaten hazırdım deyince ben ve ayşe sultan arabanın arkasına tarık bey sürücü koltuğuna doktorda yanına oturmuştu. Yolda giderken biraz sohbet etmiştik. Tarık bey kolyemin çok güzel olduğunu söyledi. Fuara vardığımızda ilk önce ayşe sultan için çarpışan arabaya bindik. Ben ve tarık bey, doktorla ayşe sultan binmişti. Daha sonra ise doktor için uçan halıya bindik. Gerçekten çok eğlenceliydi. Benim için kamikazeye tarık bey için gondola bindik. Benim midem bulanmaya başlamıştı. Tarık bey ilgilenmişti. Karnımı doyurmuştu. İkimiz dönme dolaba bindik. Omzuna başımı yasladım. Oda beni kolunun altına almıştı. Birden bilmiyorum neden boynuna sarıldım ve baba dedim. Bu sözcüğü çok özlemiştim. Belimden sarılıp baba mı diye soru sordu. Ayrıldım ve evet senin bana yaptıklarını sadece baba yüreği olanlar yapar dedim. Gözleri dolmuştu. Aynı şekilde benimde. Ama içmde bilmediğim bir hisste vardı. Sanki gerçek babama ihanet ediyordum. Ama tarık bey bunu çoktan hak etmişti. İndikten sonra ayşe sultan ekmek arası ve ayran vermişti. İlaçları içmem için gerekliymiş. Bende yedim içtim. İlacıda içtim. Yola Çıktık. Eve vardığımızda furkan bizi bekliyormuş. Ooooo hastamış iyileşmiş dedi gülerek. Bende gülerek evet dedim. Sarıldık boynuna başımı koyup kendisine has kokusunu çektim içime. Ertesi gün okula gittiğimde herkez şoktaydı. Ne kadar çabuk iyileştin diyordu sınıf hatta okul arkadaşlarım. Hepsine teker teker teşekkür ettikten sonra gözlerim özlemi aramıştı. Bu iki gün içerisinde çokça konuşmuştuk. Hep aramıştı. Ona süpriz yapmak için bugünde okula gelmeyeceğimi söylemiştim ama şimdi de o yoktu. Öğrendimki kantine gitmiş. Kantine indiğimde rüstem amca ( kantinci) ooo bahar iyileşmişsin kızım hepimizi çok korkuttun kızım dedi ve şimdi nasıl olduğumu sordu. Bende iyi olduğumu korkmasına gerek olmadığını söyledim. Özlemi sorduğumda ise şimdi buradaydı oda ama benden önce hemen önce çıkmış. Peki deyip kantinden çıktım. Tekrardan sınıfa gittiğimde özlemi benim hakkımda yarın gelecek o daha bu sabah konuştum diyordu. Yanına ilerleyip omzunu dürttüm. Ne var deyip arkadını döndüğünde beni gördü ve şaşkınlıktan ağzı açık kaldı. Birden boynuma atladı ve sarıldı.bende sarılmasına karşılık verdim. Ayrıldığımızda sen çok fenasın hani yarın gelecektin dedi sinsi bir gülümsemeyle. Süpriz olsun dedim bende onun gibi sinsi bir gülümsemeyle. Matematik öğretmeni sınıfa girdiğinde oda şaşırdı. A a bahar senin ne işin var burada sen dinlenmeyecekmiydin bu hafta ne çabuk toparladın dedi. Gülümseyerek dayanamadım hocam tek başıma kocaman evde sıkıldım. İyi yapmışsın zaten sensiz ne furkanın tadı var ne de özlemin ee tabi özlemin olmayınca batununda hiç keyfi yoktu. Sahi furkan nerede senin geleceğinden haberi yok mu diye sordu. Bilmiyorumki oysa sabah söylemiştim. Teneffüs zili çalar çalmaz, hoca daha sınıftan çıkmadan furkan sınıfa daldı. Resmen daldı ama kapıyı sert bir biçimde açışı falan. Neyse sırama geldi. Baş ucumda bana bakmaya başladı. Tam da gözlerimin içine aynı şekilde bende onun gözlerine odakladım kendimi. Bir süpriz yapacaktı gene ama daha büyük bir süpriz anlamıştım. Hem sadece furkandan değil sınıftakilerden de anlamıştım. Bu da demek oluyorki sınıftaki herkez biliyordu. Aslı sonunda geldin diyerek tahminimin birini doğruya çıkarmıştı. Ve şimdi geriye büyük süpriz kalmıştı. Tıpki banunun ağzından kaçırdığı nerede bu muhteşem süpriz demesiyle ikinci tahminimde doğru çıkmıştı. Ama bu kadar önemli ne olabilirki????