9

750 130 182
                                    

Günün ikinci bölümü. Önceki bölümü atlamadığınızdan emin olun. Kontrol etmeden attım, yazım yanlışlarımı görmezden gelirseniz çok sevinirim aşklarım. İyi okumalar diliyorum😽



Arkasını döndüğünde ise kimsecikler yoktu. Adam gitmişti.

———————————————

Jeongin büyük bir telaşla peşinde diğerleriyle yanına geldiğinde herkesin gereksiz endişesine karşı göz deviren Jisung, kendisine çarpan adamı diğerlerine tarif etti.

"Üstünde bir kaban vardı. Siyahlar içindeydi. Tam olarak yüzünü göremedim çünkü karanlıktı."

Hyunjin kollarının arasına aldığı gençle endişeli ve düşünceli bakışlarını Minho'ya çevirmişti.

Jeongin ise bütün bunların gelen kutularla alakalı olup olmadığını düşünüyordu. Jisung'a bunu söylemek istemiyordu çünkü psikolojik geçmişi onu tedirgin ediyordu.

"Bir süre yalnız başına dolaşmasan iyi olur." Diyen Changbin telefonunu çıkardı ve polis arkadaşını arayacağını söyledi.

"İyi ama bütün gün evde yalnız." Jeongin endişeyle mırıldandığında Jisung şişirdiği yanaklarıyla düşünceli bir şekilde ayakkabılarını inceliyordu.

"Onu bizim restorana getirirsin." Diyen Felix'e Minho cevap verdi.

"Gerek yok. Yarın kafede işe başlayabilir." Minho'nun umursamazca konuşmasına karşı Jisung kafasını kaldırıp ona ters ters bakarken kollarını bağladı.

"İstenmediğim yerde asla bulunmam ben."

"İstemediğimizi kim söyledi?"

"Sen?"

"Sadece seni sinir etmek istemiştim. Küçümseyici bakışların beni rahatsız ediyordu. Sözlerimin hepsini geri alıyorum. Yaptığın kahve şimdiye kadar içtiğim en güzel kahve. Senin gibi birine ihtiyacımız var. Turistler çok beğenecektir."

Jisung gözlerini devirdiğinde bir cevap beklermiş gibi bakan adama omuz silkti.

"Madem çok ısrar ediyorsun."

"Güzel. Yarın yedide kafede ol."

"Maaşım hakkında konuşmadık. Sonuçta kahveleri ben yapacağım.."

"Yarın detaylı konuşuruz." Chan araya girdiğinde Jisung sakince başını salladı.

O sırada yanlarına gelen Changbin ile meraklı bakışlar ona döndü.

"Yarın kamera görüntüleri incelenecek ama bir şey çıkacağını sanmıyorum. Çok karanlık."

"Belki de bana öyle gelmiştir. Bazen paranoyakça davranırım." Diyen Jisung'un ardından herkes vedalaşıp evlerine dağıldı.

Jeongin hasta gençle ilgilenerek uyumasına yardım ettikten sonra çalan telefona doğru yürüdü.

Telefonu açıp kulağına götürdüğünde karşı taraftan ses gelmiyordu. Jeongin sinirlenmeye başlamıştı.

"Yaptığın şey komik değil küçük velet. Bunu yapmaya devam edersen kapına gelen polislerin sebebini ailene açıklamak zorunda kalacaksın!" Telefonu tam kapatacakken bir anda gelen müzik sesiyle duraksadı.

Keman sesi tüylerini diken diken ederken telefonu hızlıca kapattı.

"Kimdi?"

Arkasından gelen sesle yerinden sıçradığında Jisung merakla kendisine bakıyordu.

Star Lost |Minsung| Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin