Jisung şok içinde babasının neden burada olduğunu sorgularken ismini seslenen Chan ile elini ağzına kapattı.
"Jisung?"
Jisung ses vermeden saklandığı tezgahın arkasında, yerde oturmaya devam ederken bir anda baş ucunda beliren bedenle irkildi.
Minho ona gözlerini kısarak bakarken parmağını dudağına götürdü ve susmasını işaret etti. Minho çatık kaşlarıyla neler olduğunu anlamazken Chan'ın öfkeli bağırışıyla kendine gelerek kahveleri hızlıca tepsiye dizmeye başladı. Daha sonra Jisung'a son bir bakış atıp kahvelerle birlikte oradan ayrıldı.
Jisung derin bir nefes vererek kalbini tutarken Jeongin'e buraya gelmemesiyle ilgili mesaj attı.
Han Züppe Jisung
Bugün eve tek başıma geleceğim. Kafeye uğrama. Eve gelince konuşmamız gereken önemli bir mesele var.
Menajer Bozuntusu
Yine ne yaptın?
Han Züppe Jisung
Hiçbir şey yapmadım. Gelince konuşacağız.
Jisung telefonunu kapatıp tezgahtan kafasını hafifçe çıkarıp neler olduğuna baktığında babasının yan profilini görünce kafasını hızlıca eğdi.
Ne konuştuklarını anlayamadığı için neler olduğuna dair hiçbir fikri yoktu. Oturmaktan sıkıldığı sırada bir hareketlilik duymuştu.
Sonunda gidiyorlardı.
Minho ve Chan ile el sıkışıp giden bedenlerin ardından hızlıca tezgahın arkasından çıktı.
"Jisung nere-" Chan onu görünce sözü yarıda kesildi. Ardından çatık kaşlarla tezgaha doğru yürüdü.
"Neredeydin? Sana kaç kere seslendiğimi hatırlamıyorum bile. Önemli müşterilerimize mahcup olduk!"
"Müşteri mi?" Jisung'un kafası karışmıştı. Babasının bu insanlarla ne işi vardı? O Amerika'da değil miydi?
"Evet. Kafemizle anlaşan organizasyon şirketinin sahibi."
Jisung'un şaşkınlıktan ağzı açık kaldığında Minho şüpheyle onu izliyordu.
Jisung hiçbir şey söylemeden ceketini alıp üzerine geçirdi.
"Üzgünüm ama bugün erken çıkmam gerekiyor." Derken çantasını da omuzuna geçirdi.
"Tamam. Zaten bu saatten sonra fazla müşteri olmuyor." Diyen Chan ona ters ters baktıktan sonra balkona doğru adımladı.
Jisung topallayarak kapıya doğru yürüdüğü sırada arkasından uzanan el onun için kapıyı açtı. Afallayarak arkasını döndüğünde Minho ile neredeyse burun buruna geldiler.
"Seni eve bırakacağım." Düz bir sesle konuşunca Jisung gözlerini etrafta gezdirdi.
"Gerek yok, kendim giderim."
"Çok istediğimden değil, Jeongin benden rica etti."
"O küçük velet!" Diye tıslayan Jisung sinirle saçlarını çekiştirdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Star Lost |Minsung|
RomanceÜnlü şarkıcı Han Jisung, çapkınlığının ve kibrinin bedelini şirketi tarafından küçük bir kasabaya sürgün edilerek öder. Kredi kartlarına el konulması yetmezmiş gibi sürgün edilmesine sebep olan adam ile bu kasabada karşılaşmak ve onu sık sık görecek...