Fısıltı

Yeni Bir Gün

Sabah uyandığımda başımda tarif edilemez bir ağrı vardı. Muhtemelen burs kazanıp koleje gitmemin getirdiği huzursuzluktu. Yatağımdan ağırr bir şekilde kalktım. Saçlarım kuş yuvasının  andırıyordu. ðÃÂte o kadar berbat bir konumda uyurdum. BaÃÂñmñ kaÃÂñdñm , YUH! Nasıl uyumuştum ben böyle.

EÃÂofmanñm belimde dönmüÃÂtü, bir anlñÃÂñna güldüm ve tekrar somurtmaya baÃÂladñm. Komodinden astñm ilacñmñ çñkartñm ve sñktñm. Bu bebekler olmasa ÃÂimdiye kaç kez öbür dünyaya gidip gelmiÃÂtim sayamam. Annem aÃÂaÃÂñdan kuàgibi cñvñldayarak baÃÂñrdñ.

'' Tatlñm, okuluna geç kalacaksñn ve kahvaltñcñklar hazñr ! ''

Annem tam bir çocuktu. Ama annemin bu huyunu çok seviyordum. Hemen aÃÂaÃÂñ indim ve burnuma harika ötesi bur koku geldi. Masaya oturdum ve bir çñrpñda kahvaltñmñ yaptñm . Aniden kalbim hñzla çarpmaya baÃÂladñ. ÃÂok heyecanlñydñm . ÃÂok ama çok ... Umursamadan yukarñ çñktñm ve dolabñm açtñm ama keÃÂke açmasaydñm .Kñyafetlerimin hepsi ayaklarñmñn üstüne döÃÂtü ve hafiften sendeledim. Bezgin bir ÃÂekilde yerden siyah kot ve krem rengi veya beyaz olan sade tiÃÂörtlerden birini aldñm ve aynada yansñmama baktñm .

Sarñ saçlar ve griyle mavi karñÃÂñmñ gözler. Umarñm aptal sarñÃÂñn adñnda okulda rezil olmam diye içimden söylendim. Gözüm bir zamanlar ablamñn bana hediye etmiàolduÃÂu kolyeye takñldñ . Kolye çok hoÃÂtu, ucunda büyük kuàtüyü olan demir bir kolyeydi siyah uzun ipleri boynumdan geçirdim ve biraz daha dik durdum . Ablama benziyordum .Tabii bir gece yarñsñ içki içip son sürat duvara çarpñp ölünce iÃÂler karñÃÂmñÃÂtñ. DüÃÂüncelerimden sñyrñldñm ve kendime eldim .Gözlerim yaÃÂlarla dolmuÃÂtu.

'' Ne olursa olsun artñk aÃÂlamak yok ''

Yüzüme sahte bir gülücük yerleÃÂtirip merdivenlerden koÃÂarak indim ve anneme sarñldñm .

'' Tatlñm hadi geç kalacaksñn bana sarñlmayñ kes artñk bebeÃÂim ''

Akñllñ kñz moduna geçip elimi emredersiniz komutanñm dercesine salladñm ve dolmuàduraÃÂñna gitmek için ayakkabñlarñmñ giydim . Anneme el salladñm ve kapñyñ arkamdan kapatmamla küfür sesi duymam bir oldu . ðki uzun ve iri yapñlñ çocuklar kavga ediyorlardñ.

Bronz tenli çocuk bir anlñÃÂñna bakñnca dikkati daÃÂñlñp yere sertçe düÃÂtü ve aÃÂaya kalkñp çocuÃÂa iyi bir tekme attñ. Ardñ ardñna yumruklar ve diÃÂer çocuk yerde baydñn bir ÃÂekilde yatñyordu. Oradan hemen uzaklaÃÂtñm ve dolmuàduraÃÂñna hñzlñ adñmlarla yürüdüm .Elimi aceleyle kaldñrdñm ve koltuÃÂa oturdum . Derin nefesler alñp verdim ve zaman hñzla akñp geçmesiyle gözlerimin önünde saraydan da büyük yemin ederim havuzu bile olan bir kolej önümde duruyordu. Derin bir nefes aldñm .