gy-sekiz

107 64 28
                                    

teşekkür- batuhan kordel.

-

ultraviolence; okul bitti galiba, saatleri de sayamıyorum artık

Berkin; çoktan bitti, geldim

ultraviolence; kat 4, 836 numaralı oda

Berkin; yanına geliyorum, ultraviolence.

ultraviolence; Nehir, adım Nehir.

Berkin; memnun oldum, Nehir

-

elimdeki telefonu buruk bir tebessümle yanımdaki sehpaya bıraktım. bileğimdeki serum canımı acıtmaya devam ederken bunu umursamayarak saçıma götürdüm parmaklarımı.

elime on tel kumral saçlarım geldi, gözlerim tekrar doldu çünkü benim en değer verdiğim şeylerden biri de saçlarımdı.

flashback.

"kızım, okula geç kalacaksın!"

Nehir hâlâ saçlarını tarıyordu. en güzel şekilde toplarken birkaç teli koparmıştı, canı yanmıştı.

saç tellerini avuçlarının arasına aldı. alışmıştı artık buna. istemeden de olsa koparmaya.

"kökü bende." diyerek kendini inandırmaya çalıştı. yapamadı.

telleri peçetenin arasına koyup çekmecesine koydu.

yavaş yavaş eksiliyorlardı.

-

günümüz.

şimdi ise sayamıyordum dökülen telleri, birer birer dökülüyorlardı ve ben saymayı unuttum o gün.

"doğru odaya gelmişimdir umarım." dendiğini duydum. kapı açıldı, içeriye o girdi, Berkin.

"Berkin?" dedim kısık sesimle.

"Nehir?" derken yavaş yavaş yanıma yaklaştı. göz yaşlarımı tutmaya çalışıyordum.

"tutma yaşlarını, ağla. çünkü şimdi ağlamazsan sonra ağlarsın ve mutlu olmaya zaman kalmaz." dedi ve yanımdaki koltuğa oturdu.

"bana sarılır mısın?" diye sordum sesim titrerken, tutamadım yaşlarımı. ağladım.

çok geçmeden zayıf bedenimde kollarını hissettim. başımı onun göğsüne gömerek ağlamaya başladım.

"bana acıdığın için mi yanımdasın?" dedim cevaptan korkarak.

"hayır, kısa sürede bana ne yaptın bilmiyorum. kalbime dokundun. eskiden okuldaki hallerini hatırladım ve seni özlediğimi hissettim Nehir. seni seviyordum ama keşke ultraviolence olmasaydın, yaşasaydın." dedi boğuk bir ses tonuyla.

"beni seviyor muydun?"

"evet, hep sevdim ama çekindim senden. sonra okuldan ayrıldığını öğrendiğimde kalbime bir şeylerin olduğunu hissettim ve bu hissi tekrardan haftalar sonra ultraviolence yazdığında hissettim." dediğinde ağlamam şiddetlenmişti.

parmaklarının saçlarımda dolandığını hissettim, kalbim ilk defa bu kadar hızlı artıyordu.

"ne kadar döküldü?" diye sorduğumda başımı kaldırmıştım. ama o, saçlarımı bir peçeteye sarıp çantasına koymuştu.

"sen benden gidene kadar, yanına geleceğim ve saçının her telini saklayacağım." diyerek saçlarımdan öptü.

"teşekkür ederim."

belli etmek istemiyordu üzüntüsünü, ben üzülmeyeyim diye.

"elimi uzattım, zaman dursun istedim."

-

siz çok güzelsiniz ama...

-gy.




gerek yok| texting✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin