Medya: Kartal
Herkes Gökay'ı sormuş... arkadaşlar çocuk üniversite okuyor yurtta, bizim kuduruklara misafirliğe gelir anca.
Keyifli okumalar reisler...
Kunt
✨
Kendimi iyi hissetmiyordum. Miralay beni o arabadan indirdikten sonra Cenker'i tanımadığım bir herife verip beni arabasına bindirmiş ve kendi evlerine getirmiş, yukarı çıkartmış ve elimi yüzümü yıkadıktan sonra evden çıkıp gitmişti. Kürşat burada değildi, Cengiz burada değil, Kunt... burada değildi.
Kulaklık bağlantılarımız kesildiği için ne oldu ne bitti bilmiyordum. Kendime gelince neden ağladığını bilmediğim Miralay'a eve gelene kadar bağırmış, ne olduğunu söylemesi için ısrar edip durmuştum. En sonunda bilmiyorum diye bağırmıştı bana.
Solmuş tenime baktım banyodaki aynadan, üzerime Kunt'un kıyafetlerini giymiştim. Siyah Rambo bir atlet ve aynı renkte bol bir eşofman vardı üzerimde. Bileklerimdeki silik ip izlerine bakarken dudalarımı ısırdım. Kafayı yiyecektim, ne haber veriyorlardı ne de beni götürüyorlardı her nereye gidiyorlarsa...
Banyonun kapısı çaldı. "Kartal. iyi misin?" diye sordu Devrim.
"İyiyim geliyorum" dedim yorgunca. Suratımı bir defa daha yakadım buz gibi suyla ağlamamak için. Psikolojik olarak çok yorgundum. Banyodan çıktıktan sonra kapının önünde beni bekleyen Devrimi arkamda bırakıp kendimi koltuklardan birisine attım. Kemal hemen karşı koltukta gergince oturuyordu.
"Telefonunu versene, Miralay engellemiş beni" dediğimde kaşlarını çatıp telefonunu bana doğru uzattı. "Neden?"
"Çok aradım diye sanırım" dedim ve telefonunda kayıtlı olan Cengizi aradım. Çok geçmeden telefon açıldı.
"Efendim Kemal?" diye sordu, sesi çok yorgun çıkıyordu. O sırada Kemal'e elimle yanıma gelmesini işaret ettirdim, şimdi konuşsam yine suratıma kapatırlardı.
"Sen konuş" dedim dudaklarımı oynatarak ve telefonu hoparlöre aldım. Yutkunup telefona doğru eğildi.
"Cengiz benim" dediğinde gözlerimi devirdim. Saf.
"Farkındayım, ekranda adın yazıyor" dediğinde Kemal dudaklarını yaladı. "Ben neredesiniz diye soracaktım?"
Bir kaç saniye sessizlik oldu odanın içinde. "Kartal yanında, değil mi?" dediğinde gözlerimi kapattım.
"Yoo" dedi bana bakarken.
"Yalan söylemeyin, çok günah" dediğinde dişlerimi sıkıp gözlerimi büyüterek Kemal' baktım yalanına devam etmesi için.
"Neden yalan söyleyeyim? Söylesene nerdesiniz?" dedi daha yumuşak bir tonda. Aferin der gibi dudağımı büktüm.
"Bir doktor arkadaşımızın yanındayız" dediğinde kaşlarımı çattım. "Kürşat bey'in kontrolleri yapılıyor bir sıkıntı olmaması için"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yara izi tacirleri
JugendliteraturSolcu katili diye tanıtılan bir ülkücü ona atılan iftiralar sonucunda solcularla dolu bir koğuşa mahkum düşer. +18, cinsellik, argo ve olumsuz davranışlar vardır. İki erkeğin ilişkisini konu almaktadır. (ara verildi)