28- Beşiktaş Maçı

28.5K 2.4K 2.1K
                                    

Medya: Miralay

Keyifli okumalar... Bölüm sonunda konuşuruz...

 Bölüm sonunda konuşuruz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Doldurduğum biraları tezgaha bırakırken mekanın çalışanlarından birisi olmasa da bu geceliğine bize yardım eden Gökay hızla bira bardaklarını kavrayıp masaya doğru götürdüğünde arkasından baktım. "Masa on altı!" diye bağırdığımda hızla yönünü değiştirip soldaki masaya doğru ilerledi.

Mekan açılmıştı ve öyle doluydu ki aklımı kaybedecektim. Bunun sebeplerinden birisi de bu akşam maç olmasıydı. Beşiktaş ile Fenerbahçe arasındaydı ve mekanda boş yer yoktu. dev gibi televizyonlar açılmıştı ve durmadan bira, çerez tabakları yenileniyordu.

Küfürler havada uçuşurken ters ters en önde oturan Kunt'a baktım, hayvan oğlu hayvan arada göz ucuyla beni kontrol etmekten başka yanıma dahi gelmemişti.

Miralay ise Kürşatı zorla yanına oturtmuş fenerbahçe taraftarlarının olduğu yerdeydi. Cengiz ise ayakta en arkada dikiliyor, arada nefes alış verişi hızlanıyor ve kıpırdanıyordu ve maç boyunca verdiği tepkiler bununla kısıtlıydı.

Devrim ve ben ise hayvan gibi çalışıyorduk. Parla'da Kunt azarladığı için bize yardım ediyordu, bir çocuk daha vardı.

"Kartal, şu efes biraları getirsene. Bitti bu kasa" dediğinde elimdeki bardağı silmeyi kesip ters ters arkadaşıma baktım. "Başka marka ver"

"O markayı istiyorlar abi, hadi getir" dediğinde bakışlarım mekanın uç kısmındaki personel odasına kaydı ve öfkeyle nefesimi dışarı üfledim. Şu an burası aşırı karışıktı ve geriliyordum otomatik olarak, büyük adımlarla bar tezgahının arkasından çıkıp kalabalık masaları aşarak yürümeye başladım.

Kunt direkt televizyona odaklanmış, önündeki biraya dokunmamıştı bile. Yürürken yavaşça omuzuna dokundum, bakışları bir anlığına bana döndü fakat sonra tekrar hızla televizyona baktı, saniyeler içinde gözlerini tekrar gözlerime diktiğinde kafamla odaya gelmesini işaret ettim.

Konuşacak gibi olduğunda kaşlarımı çattım, dişlerini çıkıp hızla ayaklandığında önüme döndüm.

"Kaçma yavru kurt, kaçma!" diye bağırdığını duydum Miralay'ın.

"Cengiz" dedi Kunt arkamdan ilerlerken. "İlgilen oğlum" dediğinde sırıtarak omuzumun üzerinden onlara baktım. Cengiz Miralay'ı mekandan atmaya çalışıyordu. Üçü de beşiktaşlı olduğu için bu gece Miralaydan nefret ediyorlardı.

içeri girdiğimizde Kunt aceleyle kapıyı kapatıp bana baktı. "Ne oldu yavrum?" diye sorduğunda kaşlarım daha çok çatıldı. Söylediği kelime bile beni yumuşatmıyordu şu an.

yara izi tacirleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin